bugün

dine inanmayı sağlayan herşey tamamen doğrulanabilir olmaktan uzaktır. beynimizde dine ikna ettiğimiz kısmın bilimsel epistemoloji ile hiçbir alakası kesinlikle yoktur. zaten olsaydı o halde bu inanca dayalı kurulan sistemlere (bkz: din) inanç gözüyle değil bilgi gözüyle bakardık. dolayısıyla dini kişinin gözünde meşrulaştıran herşey kesinlikle bahanedir. dolayısıyla inancın kaynağı yine inancın kendisidir. o inancı meşrulaştıran şey ise hiçbir geçerli epistemolojiye dayanmayan bahanelerdir.

Not: bu hiçbir dini ya da inanca karşı kötüleme amacı taşımamaktadır. yalnızca küçük doğrulardan hareketle daha büyük doğrulara ulaşma hareketidir. benim gözümde ateizmin kendisi dahi aynı şekilde olduğu için bir inanç kapsamındadır. ancak dine aracı olan kurumlar bu bahaneleri sürekli gerçeklermiş gibi insanlara empoze ederler. o yüzden bu entry bütün dini kurumları kötülemektedir.
insan, allah'a inanmak için bahane üretmez ve bu iş için bahaneye ihtiyacı yoktur. sonuca ulaşması için gereken kanıtlardan/olay örgülerinden yola çıkar, "yaratıcı var, buna inanıyorum" der.

gelelim dinin bilimsel olmadığı yönüne. "tanrı"yı kabul etmemenin iki sebebi vardır. ya agnostizm ya da ateizm. agnostikleri geçtim, onlar kendi haline takılıyorlar fakat ateistlerin dini "bilimsellikten çooook uzak" diye soyutlaştırmaları biraz canımı sıkıyor. unutmayalım ki ateizmin temel taşlarından biri olan materyalizminde "bilimsel" bir kanıtı yoktur.
tanrı "big bang" düğmesine bastı, uzay,zaman ve hidrojen elementini yarattı. 4 milyar sonra falan dünyayı ve insanı oluşturan elementler tamamlanınca, tanrıya gerek kalmadı
ahirette sorgulanırken tanrım ben sana inanmıyordum, inanacak bi bahane bulamadım ki! diyebilecekmidir acaba bunu söyleyen bünye..
dunya duzdur. dunya evrenin merkezindedir, butun evren dunyanin cevresinde doner. bunun nedeni tanri nin insanları kendi cocugu olarak gormesi, ve bu evreni insanlarin yasamasi icin yarattigini gostermek istemesidir. (orta cag avrupası)

dunya nin evrenin merkezinde olmadigi anlasilinca bu bahane cokmustur.

***

insan ve diger yaratiklar yapi olarak karmasik canlilardir. bu sistemler o kadar karmasiktirki adim adim olusmasi mumkun degildir, bir anda ortaya cikmalari gerekir. bir anda ortaya cikmalari tanri nin varligina kanittir. (gunumuz dunyası)

evrim teorisi kanıtlanınca bu bahanede curuyecektir.
en basitinden;

ama önce (bkz: #4313722)

uzun süre gözüme lensi yerleştirmeye çalışıp da olmayınca, "koyim böyle işe" dedikten sonra ağlayacak duruma gelmeme rağmen derin bir nefes alıp "bismillahirramanirrahim allaaam nolur yardım et yaaa" dediğimde ve lensi takmayı tekrar denediğimde lensin gözümün içine cuk diye oturması.

oha diyorum. bir güç var, kesin var.
(nelerle uğraşıyorum lan ben)
bahane olmadığı ilk entryde açıklanmış bir tanımdır. evet, eğer kesin bir hükümle ispatlanabilse idi buna bilim denirdi. gerçek inanç, kişinin şartlanmadan ziyade vicdani eğilimlerini mantığı ile kendi içinde ispatlaması durumudur. bilim ise yaratılanı kavramaktır, yani din ile bilim birbirine zıt kavramlar değildirler. en azından kutsal kitabın tamamı okunmadan böyle gösterilmemelidir veya okudum denmemelidir.

edit: kitapta cennet, cehennem vs. gibi doğa üstü olarak tanımlanan kavramların yanı sıra, dünyaya ait olan ve her dönem için yorumlanarak modern hayata uyarlanabilecek ve bilimin sonradan ulaştığı, ispatladığı noktalar da mevcuttur. buna rağmen dinin doğruluğu vicdan mekanizmasında ispatlanabilir. bahane ise gerçeklikten kaçmak ve yerine göre bir mum ışığını güneşe tercih etmektir.
bahane kavramına yeni bir boyut getirme açısından şunu ifade etmekte fayda var. öncelikle dinin ortaya koyduğu sistem doğa üstüdür. tanrı, melekler, peygamberler, mucizeler, cennet cehennem vs. bunlar gerçek hayatla alakası olmayan fantezilerdir. boyle yaratılara dayalı bir sistem dünyasal kök bilgiler üzerine inşa edilemez. dinin herhangi bir konusunda temellendirme yapmaya çalıştığınız zaman en altında kesinlikle bir kabullenme bulacaksınız. işte bu kabullenmeyi hergün kullanıp sonuç aldığımız (ve doğrusu yaşamak için uygulamak zorunda kaldığımız), doğayı gözlemleyip yorumlamaya yönelik modern düşünce içinde değerlendirirsek ya bu kabullenmenin gölgesi altında inananlar kendi kişiliklerini ve düşüncelerini ezmek zorunda kalacaklar ya da bu kabullenmeyi bir bahaneyle kabul edeceklerdir. işte başlıktaki bahane bu bahanedir.
ateistler için;
Allah yoksa bizim için farketmez ama varsa ayvayı yedik.
van- big bang kuramı
tu- göz (bildiğimiz insan gözü)
tıri- kuran ı kerim.

forrroooo- (bkz: adriana lima)