bugün

iki ayrı ülkenin iki güzel meydanıdır.
malumunuz arap baharı tahrir meydanında başlamış ve hükümetın düşürülmesi ile sonuçlanmıştır.
türkiye'de sözde solcularda raksim meydanında bu tarz bi sey yapma pesindeler. ama unuttukları bi sey var tahrir meydanında halk vardı taksim'de ben halkı göremedim. 13 milyon istanbullunun binde biri bile yok orda. ama dogru ya halk cahil dimi...
iki meydanda da aynı olaylar gerçekleşmektedir.

-ikisinde de ayaklanmalar "halk" olduğunu söyleyen yaklaşık 100 bin kişi tarafından başlatılıyor.

-ikisinde de eylemciler meydanda şarkı söyleyip dans ediyorlar.

-ikisinde de eylemciler polise aynı silahlarla saldırıyor.(taş, molotof vs.)

-ikisinde de halkı sosyal medya üzerinden kışkırtmalar ve gruplaşmalar var.

-ikisinde de yağmalamalar oldukça fazla.

-ikisinde de ekonomi bozulmaya çalışılıyor. mısır'ın ekonomisi bu olaylardan sonra dibe çökmüştü.

-ikisinde de polis eyleme çekilmeye çalışılıyor. polise sürekli ikramlar yapılıyor.

-ikisinde de aynı sloganlar atılıyor.

-ikisinde de seçimler yerine, erdoğan/mübarek'in istifa etmesi isteniyor. çünkü seçimlerde tekrar o kişinin kazanacağı biliniyor.

-ikisinde de siyasi insanlar yok. tahrir'de olayların sonuna doğru muhalefet destek çıkıyor.

-ikisinde de halk ikiye ayrılıyor.

tabi ki farklılıkları da var:
-mısır'DA otokrasi vardır. yani iktidara seçimle gelinmiyor. iktidarı ele geçiren kişi bütün siyasi yetkiyi elinde bulunduruyor. hüsnü mübarek 29 yıl bu yolla ülkenin başında bulunmuştur.
-türkiye'de ise cumhuriyet var. iktidara 4 yılda bir yapılan seçimlerle geliniyor. ve başbakan bütün yetkiyi elinde bulundurmuyor.

-mısır'daki isyanların en önemli sebebi açıktı. halk aylık 60 dolara çalışan insanlardan oluşuyordu.
-türkiye'de ise kimsenin ekonomi, sağlık ya da eğitimden şikayet ettiği yok. sadece ifade özgürlüğünün genişletilmesini istiyorlar.