bugün

hâlâ bu eylemin masumiyetini savunuyorsanız eleştirdiğiniz başbakan gibi karşı seslere kökten kulağınızı tıkayacağınıza 30 dakikanızı ayırıp şunu izleyin: http://www.youtube.com/wa...84q6p2c&feature=share

izledikten sonra da varsa adam gibi bir savunmanız lütfen eksik kalmasın.
(bkz: gezi parkı direnişi)
artık kılıçlar çekilmiş, iş çığırından çıkmıştır.
hem de ışın kılıcı.

http://www.youtube.com/watch?v=2dPjOlykcug
o gün orada ağaçlara vurulan baltaları,
vicdanında hisseden insanlar vardı.
o gün orada ağacın son yeşil dalına,
tutunmaya gelen insanlar da vardı.
o gün orada kahrolsun faşizm diye bağıran,
faşistler de vardı.
orada sadece muhalefet olmak için gelenler de vardı.
orada sanatçılığını pazarlamaya gelenler de vardı.
o gün orada kendi partisinin yapamadığı muhalafeti,
yapmak isteyenler de vardı.
orada küfürler edip kinini kusmaya gelenlerde vardı.
orada parkı bekleyenlere yapılan orantısız güce,
insanlık adına tepki vermeye gelenler de vardı.
o gün orada elinde bayrağı ile,
ideolojisini pazarlamaya gelenler de vardı.
orada toplanan kalabalığı sömürmeye gelen,
particiler de vardı.
o gün orada insanları birbirine düşürmeye çalışan,
insancıklar da vardı.
o gün orada yapacak işim gücüm yok,
bari direnmeye gideyim diyenler bile vardı.
eylemleri kışkırtanlar deşifre.

http://www.youtube.com/wa...XQHc&feature=youtu.be
"kendine has üslubunu belki eleştirebilirsiniz ama şunu bilin; erdoğan diktatör olsaydı taksim dersim olur, mezar taşına hasret giderdiniz!"

şamil tayyar
yıllar yılı binbir türlü yalan dolan, kara propagandayla insanları korkuttukları, canavar gibi gösterdikleri devrimin, sosyalizmin ne olduğu, insanlara nasıl bir hayat vaadettiği sorusunun cevabını, günlerdir minyatür bir kurtarılmış bölge halinde veren park. buradan ne kadar anlatmaya çalışsak da yetmez, imkanı olan, henüz gitmeyen, direnişe karşı olan bile bir gidip kendi gözleriyle görsün o ortamı, oradaki mini yaşam sistemini, o zaman anlayacak ne demek istediğimi.

(bkz: 31 mayıs 2013 taksim gezi parkı polis saldırısı)
alkol ve eğlence meraklılarının açık hava panayırına dönüştürdüğü mekan. bunların derdi siyaset falan değil zaten. kış olsaydı bugünlerdeki hali zinhar olmazdı. millete bedava eğlence lazımdı, oldu.
şu ara 28 şubat soruşturması falan mı yürütülüyor. bazı işadamlarına dokunma ihtimali mi var acaba? gezi parkı perdeyse eğer, protestocular figüran mı oluyor erenler? boğazın her iki yakasında mukim işadamı nam ölü soyucu zevatın stüdyolarında senaryolaştırılıp sahnelenen komediye ev sahipliği yapan eskinin rezil, yeninin gözde mekanı.
Ne siyasilerin ne de halkin sikinde olmayan park.
Siyasiler bu park uzerinden oy devsirmenin pesinde, halksa istemediklerini parki kullanarak indirmenin...
Şu an Taksim’deki eylem amacını yitirmiştir. Bu süreçte iyi niyetli insanlarımızın dış güçlerin oyuncağı haline geldikleri gün gibi aşikârdır. Ama buna rağmen birileri o meydanlarda beklemeyi sürdürürlerse çatışmalara sebebiyet vereceklerdir. Bizler, sayıca az olup çaçaronlukta seslerini daima gür çıkarmayı başaranlara 10 gün boyunca sabırla tahammül ettik. Lakin bu işin boku çıkmaya başlıyor ve “Yeter ulan!” deme sırası bize geliyor. Bu sebeple, kimse dünden sonra başbakana sahip çıkanların tehlikeli olduğundan bahsedip de şimdiden daha çıkacak herhangi bir karışıklıkta suçlu tarafın onlar olduğunu buyurmasın. “Geziciler” şımarık çocuklar gibi ısrar etmeyi sürdürmeyip meydanları terk ederse bu halk birbirine düşmeyecektir. Bu kadar açık.
"türkiye laik kalacak" sloganlarını duyduktan sonra. "devrim yakındır" zırvalarına şahit olduktan sonra amacını tamamen yitirip sapıtılmış parktır.
birde şu komünistlerin demokrat tutumunu sikeyim. komünizm nerde demokrasi nerede ulan?
gitmeden, görmeden hakkında kimsenin atıp tutmaması gereken yerdir.

gezi parkında şu an bir hoşgörü, bir özgürlük şehri kurulmuş resmen, karnaval alanı bir şenlik alanı olmuştur ve insanlar inanılmaz sevmiş orayı hiç kimsenin oradan gitmeye niyeti yok bu yaz orada geçirir o insanlar ve en ufak bir olayda yaşanmaz yeterki tayyip polisleri göndermesin.

inanın anlatacak kelime bulmakta zorluk çekiyorum, gidip görün hangi düşüncede olursanız olun gidin görün.

direngeziparkı
son 5 gündür aklıma şu sarkıyı getiren park..

istisnalar kaideyi bozmaz,bu civan bu civarda fazla tozmaz
elimi verdim ,kolumu kaptın,gözümü çektim,aklımı aldın.
yaşam mı ben mi bedbahtım?
sallanırsa da yıkılmaz tahtım.
canım yanar ödün kopar canım,tabularımı kendim yazdım.

istisnalar kaideyi bozmaz,kuru yanında yaş telaş yapmaz.
eli uzun alemin,cebi de tenha,sivri dillerin alayı kesilir anla.

paranın değeri arttı millet,insan değeri battı.
kimlere kaldı artı ?
sendeniz bir boş vakit arakladın,poponsa yan gelip de yattı.
yine mi komada martı?
işlevsizlerin hepsi karttı.
hanginiz bu piste havlu attı?
vaktim geldi çattı,kiminde temmuzun yakıydı,kimisi marttı.
cebinde biriken az buçuksa şanstı.
işler organize edildi ve amiral battı.
.....

karnaval alanı olmuş parktır.
mevcut iktidarın kendi isteklerini yapmak için bir sürü ağacı kesmesine karşı başlatılan sivil direnişin yeri. çocukluğumda gider gezerdim hep. kim derdi ki yıllar sonra büyüyüp ülkedeki en sivil ve her kesimden insanın katılacağı direnişte olacaksın. uyumadan, yemeden, içmeden ve yorulmadan ordayız, olmaya devam edeceğiz. gezi resmen şenlik alanı. istekler yerine getirilene kadar da azalma olmayacak.
gazı kaçmış balon.
birileri şişirmek için çok kastı lakin balon patlak olunca şişmiyorda.
sen istediğin kadar sosyal medyadan ıkın, ipe sapa gelmez tiplerin provakasyonlarına göz yum yine de halk yoksa arkanda o iş bitmiştir.

halk demeyin şimdi bunun eylemcilerine komik olursunuz. pkk fraksiyonu olan tkp particikleri ne zamandır halk oldu?
başbakan gezi parkı olaylarıyla ilgili an itibariyle ekranda konuşmaktadır..
koç grubuna çakmaktadır..
helal olsun diyoruz, cesur başbakandır..
zira türkiye'de çiller hariç hiç bir başbakan buna cüret edemememiştir..

milleti sömüren kaymak tabakanın canı sıkkın..
Kendi içlerinden provokatörleri temizleyen gruplar parkı ele geçirdi. Çarşı Grubu, Antikapitalist Müslümanlar, yeni kuşak denilen ve politik olmayan, politikadan haberi olmayanların doldurduğu bir halk hareketine dönüşen Taksim’den söz etmek mümkün.

Gezi Parkı eğlenceli duvar yazılarıyla dünyanın en güzel açık grafiti müzesi, zekâ ürünü renkli ve farklı temalarıyla en güzel parkı olmaya aday. Evet, sahiden bu kadar orijinal fikirler taşıyan, bu kadar birbirini tanımayan insanın bir arada uyum içinde çıkar savaşı yapmadan yaşadığı; varoş ile eliti, akademisyen ile okuldan kaçan liseliyi, kravatlı ile ameleyi bir yerde buluşturan ve aralarında hiçbir fark olmadan yaşayacakları tek yer olarak doğallığıyla turizme açılması gereken bir alana dönüştü.

Devrim Market, çadırlar, duvar yazıları, yakılmış otobüsler ve tuğla sütunlarından yapılmış kütüphaneler; gezi anneleri diye bir grubunun bedava pasta ve kek yaparak orada bulunan gençlere ikram etmeleri… Her şeyin hemen hemen bedava olduğu bir alandan bahsediyoruz.

Üstelik polisin çekilmesiyle birlikte çok kalabalık olmasına rağmen hiçbir adli vakanın yaşanmadığı ve sürecin hassaslığından dolayı kimsenin ideolojik olarak birbiriyle sürtüşmediği bir özgürlük parkı haline geldi. Namaz kılanları solcuların koruduğu; solcu eylemlerinde Kapitalizme karşı omuz omuzu yürüyen tuhaf bir birlik anlayışı.

Yılbaşından daha kalabalık geceler yaşamasına ve alınmış hiçbir tedbir olmamasına rağmen ne taciz, ne hırsızlık, ne yağmalama, ne de başka bir olumsuz durumun yaşanmadığı ilginç bir alan.

Not düşelim;

Evet, bütün bu süreç kavgayla başladı, ama kavgayla devam edemeyeceğini anlayan çıkarcılar durumu bir halk hareketi gibi gösterme eğilimine girdiler. Bütün bu yazdıklarım ve hepinizin gözlemlediği şeyler şu anki durumu sevimli gösteriyor, çünkü çatışmadan taraf olanları kötü görme eğilimi bu toplumun genlerinde var. Ama Miraç Kandili'ni kutlayan, Cuma namazı kılan, yakılmış otobüsü kütüphaneye çeviren, sokaklardan çöp toplayan; bir arada binlerce farklı düşüncenin yaşadığını gösteren görüntüler kimseyi rahatsız etmez. Üstelik bu desteği daha da büyütür ve kitleleri bu şekilde daha kolay etkilersiniz. Bakın bize provokatör diyorlar; ama namaz kılıyor, dua ediyoruz. Çadır kurup kitap okuyoruz; sabah çöplerimizi topluyoruz; kimimiz seccade serip namazını kılarken kimimiz gitar çalıp şarkı söylüyor, davul çalıp halay çekiyoruz. Ne zararımız var, tek amacımız bu parktaki ağaçları korumak.

Peki, adama sorarlar:

—Parktaki ağaçlar için izmir’de ve Kızılay’da meydan işgal edip kaldırım taşlarını sökerek polisle çatışanlar kimdi?

—Taksim Platformu’nun hükümetten talepler diye sıraladığı darbe bildirisi gibi metninde, bir tek ‘hükümeti bize devredin’ demedikleri o toplantıda dile getirdikleri temel isteklerle sizin ağaç koruma eyleminizin ne alakası var?

—içine kütüphane yaptığınız o iETT aracı kimin malıydı, nasıl yakıldı ve kime hizmet ediyor?

—“Mesele bir ağaç meselesi değil, anlamadın mı” diye sloganik söylemlerle içinize sızan sanatçı tayfası sizlerin samimi duygularınız kullanıyor olabilir mi?

—Türkiye’nin dâhili ve harici bedhahlarının, gayrimeşru isteklerini sizin gibi meşru eylemler yapan insanları kullanarak başımıza çorap örme ve ilerlememizi engelleme çabası var mı?

—Düne kadar demokrasi sandıktır diye nutuk atanların, ‘ama benim istemediğim birileri seçildi’ diyerek sandık demokrasisinden sizi kullanarak hak elde etmeye çalıştıklarının farkında mısınız?

—3. havalimanı yapılmasın, 3. köprü yapılmasın, Kanal istanbul yapılmasın, nükleer santral yapılmasın, yerli otomobil yapılmasın, AKM yapılmasın yıkılmasın vs. gibi bir sürü temel isteğe boyun eğildiği takdirde hükümet olmanın bir anlamı kalmayacağının farkında mısınız? Bu isteklerin altında yatan ulusal ve dış bağlantıların amaçlarının farkında mısınız?

—Şu anda bu ülkenin üç önemli meydanını, “Taksim, Kızılay, Gündoğdu” meydanlarını işgal ettiğinizin ve bunun o çok savunduğumuz hukuk ilkelerine göre bir özgürlük talebi değil, özgürlüğü işgal etme hareketi olduğunun farkında mısınız?

Noktayı koyalım;

Evet, siz ilk defa bilgisayar başından kalkıp sokağa çıktınız. Şu ana kadar yaşanan süreçle bu ülkede kibir sahibi olanların aklını başına da getirdiniz. Sizi fark ettiler. Evet, sizin ne istediğinizi ve aslında sizin meselenizin de bir ağaç meselesi değil, bir özgürlük kaygısı olduğunu fark ettiler. Bu gün Türkiye’nin yeni gençliğini tanıması açısından bir dönüm noktası da oldu. Ama artık sokaklardan çekilme vakti.

Çoğunuz politika nedir bilmiyorsunuz bile; kendinizi ileri demokrasi diye tanımladığınız sınırsız özgürlük paranoyalarının ya da yönlendirmelerinin palavralarına kaptırıyorsunuz. Ama böyle bir dünya yok gençler! Oynadığınız oyun bir bilgisayar oyunu değil. Orada bile her zaman kazanan olmadınız.

Çünkü bu olay artık sizin bu samimi taleplerinizin çok ötesine taşındı. Artık bu oyun sizin kontrol edebileceğiniz bir klavye tuşu değil. Sizin dahi adını duymadığınız bir sürü planın parçaları olarak büyük resmi ıskalarsanız, bir ağaç adına yaptığınız bu işgali, ülkeniz için büyük bir kaybedişe sürüklersiniz.

Sonuç olarak;

Bazen özgür olmak için daha büyük meydan olan aklı işgal etmek ve düşünmek gerekir!

bir yazar böyle diyor
unutulmaktadir. zaman neyi unutturmadı ki?
destan yazmaktadır.
(bkz: kaymak lazım)
çok kalabalık.

görmemek için kör olmak lazım.

https://twitter.com/Agenc...43410537683623936/photo/1

tayyip istifa sesleri yükseliyor.
ne solcuların elindedir ne sağcıların elindedir.

bu park şu an çevreci insanların elindedir.
4 polis otosu, 2 belediye otobüsü, tonlarca demir yığınını(sözde bariyerler) görmeyen eziklerce temiz tutulduğu iddia edilen park.
http://video.uludagsozluk...im-gezi-park%C4%B1-82709/