bugün

Hatırlar mısın çocukluğunu, düşünür müsün arada bir de olsa? Eline kumanda verilse kumandayla oynardın, kaşık verilse kaşıkla, emzik verilse emzikle; çatal ve bıçak verilmezdi ama verilse onlarla da oynardın. Bu zamanları hatırlamıyorsundur tabi, biraz düşünebilmeye başladığın zamanlara ilerleyelim. Mesela oyuncak arabalarını, barbie bebeklerini; onları ne kadar çok sevdiğini hatırladın mı üç dört yaşlarında silik silik de olsa? Yüzüne gözüne yazılar yazılsa da, saçları bozulsa da, elbisesi kaybolsa da ve hatta kolu kopsa da hala aynı şekilde sevmeye devam ettiğini; birlikte neşeyle ve huzurla zaman geçirdiğini? Onlara her zaman paylaşacak bir şeyin vardı, atmazdın kolay kolay bir kenara değil mi? Yeni elbiseler dikmeye çalışırdın ona, ameliyat ederdin elinden geldiğince bir yeri koptuğunda; sonuç mükemmel olmasa da razıydın sen, kabulündü o bebek, araba veya adı her neyse. Daha sonra büyümeye başladın, daha çok çalışmaya başladı kafan. Uzaktan kumandalı arabalar varmış, barbie bebeklerin evi ve eşyaları olanı bile varmış. Hep varmış ama küçükken dikkat etmemişsin. Attın bozuk ve eksik olan emektar oyuncaklarını ve her zaman daha iyisini istedin. Bir barbie geldi bir pofuduk ayıcık gitti. Bir yarış arabası gitti bir tır geldi. Çabuk kırıyordun ve kırmış olan sen olsan da atılan veya bir akrabanın küçük çocuklarına verilen oyuncakların oluyordu. Bir de üstüne sinirleniyordun annene bağırıyordun hatırladın mı, "Bana ne ben konuşanından istiyorum!" diye? Okula başladın; eve gelince Tuğçe'nin çantası daha güzel diye ağladın, Ali'nin ayakkabıları daha beyaz diye üzüldün, Melek'in saçları çok güzel örülmüştü o saçlardan da istedin, 24'lü faber castell boya takımı istedin, sonra artık plastik istemiyorum deyip futbol topu istedin, bisiklet istedin. Daha güzel ve daha iyi ne görürsen sende olandan onu istedin. Lisede Emre gitar çalıyor diye sevgilinden hoşlanman geçti Emre'yi istedin, daha cool(!) arkadaşlar istedin. Tatminliklerin hep kısa sürdü ama, her şeyden daha güzel bir şey vardı çünkü. Elindekinden daha güzelini görünce sahip olduklarından soğuyup daha iyileri nerede dedin. Bazılarını almaya ailenin parası yetmeyince daha çok para istedin. Sonraları iyice işin cılkını çıkarmaya başladığını fark ettin mi peki? Daha güzel bir yüz istedin kendine, Hüseyin'den daha güzel futbol oynamak, Şenay'dan daha güzel şarkı söylemek istedin. Parayla da alınamazdı bunlar. Anlamışsındır belki ama hala içten içe kabullenememişsindir gerçeği, kaç yaşındasın şu anda bilmiyorum hala içine sinmiyor bunlar bunu biliyorum, ukde olarak kaldı değil mi samimi ol. Gitar aldın ve öğrenmedin evde şu anda kim bilir kaç teli kopuk bir köşede duruyor, hala futbolcu olamamanın burukluğu var içinde gizli kuytu bir yerlerde her hafta halı saha maçları yaparken, daha güzel bir araba almak için çabalıyorsun(senden kral şoför de yok). Hüseyin de futbolcu olamamış, Şenay da yemek yaparken şarkı söylüyor sadece artık, senden daha güzel olan Gamze de hep yolluydu zaten sana göre büyük ihtimalle her gün bir erkekle kırıştırıyordur sürtük. Aa bak bir şey fark ettim, Şenay'ın konservatuvar okuyamayıp ev kadını olduğunu duyunca yüzünde belli belirsiz bir tebessüm belirdi. Sanırım biraz kızgın ve kincisin, farkında mısın bilmiyorum ama Gamze'ye de çamur atıyorsun. Tüm derslerini AA veren arkadaşına 'inek' diye yapıştırdığın damga gibi aynen evet. işin kötü yanı ne biliyor musun, yollu dediğin kızın yerinde olmak için nelerini vermezdin, ona laf sokmak çamur atmak veya tüm dersleri AA olan arkadaşınla dalga geçmek bile seni mutlu edemiyor, donuk bir gülümsemen ve titrek bir sesin var. Mutsuzsun biliyorum. Bu arada güzel de dans edemiyorsun değil mi sen? Daha çok üzül hadi.

Bak ne diyeceğim; hani 'çok mu şey istiyorum' diye sitem ediyorsun ya bazen, evet çok şey istiyorsun, isteklerinin ardı arkası yok. Daha iyisini istemeyen bir insan olsan zaten şu anda mutluydun. Büyük bir iş adamı olmasa da neşe ve huzurla vakit geçirdiğin bir kocan, boğaz manzaralı bir yerde yemeyecekseniz de ocakta sıcak bir yemeğin, yüzünde de gerçek bir gülümsemen vardı.

Neyse kime ne anlatıyorum; umarım hayat seni ya tekrar çocuklaştırır ya da her şeyi olduğu gibi sevmeyi öğrenmiş, ölümü bile itiraz etmeden bekleyen amcalar kadar olgunlaştırır.
fark edildiği an siktir çekilmesi gereken tiplerdir. sizi sıkmaktan başka işe yaramazlar çünkü, her çözümünüze bi bahaneleri vardır. mutsuzluk yaşamak için bi hazdır onlarda.
Kendiyle derdi olan, Hayata öfkeli, memnuniyetsizler.

Bir insanın sürekli mutsuz olması özel bir çaba ve enerji ister.

Zoru başaran grup.
zeki insanlardır onları anlayamayan aptallara tahammülleri yoktur.
uzuk durun zira ne yapsanız mutlu olmasız.
biraz mutlu olması gereken insanlardır. uzaktan kendisine bakarsa bu durum içerisinden bir an önce çıkması gerektiğini anlayacaktır.
nirvana ya da beatles tisortuyle gezerler genelde bomonti birayla foto atarlarbsürekli bide kisa parlament fotosunu umutmayalim.
Herşeye boş boş sırıtmayan insandır. kafa yapımız uyar mutsuzluğunu içinde yaşayan cool takılır.