bugün

Hiciv sanatını, sözlüğe yönlendirmektir.

Açıklamayı yaptık, gelelim şimdi laf ebeliğine...

Sene, bir kaç sene önceydi sanırım; sözlük ortamına giriş ve çıkış yaparaktan aktif bir yazar, üyeliğimin olmadığı sözlüklere de hayalet bi okur olarak, (eski tabirle) internette sörf yapmanın ne kadar güzel olduğunu farkettim.
- internette sörf yapmak deyimi, internet mahir zamanından sonra kullanıldı mı?-
Sözlük ben çok iyi gözlem yaparım. Lakin gözlemlerimi karşıdakine aktaramam o ayrı. Aslında aktarmak gibi de bir kaygım yoktur. Diyeceksin ki sözlük, "ulan o zaman ne işin var sözlük yazarlığında?" ben de sana diyecem ki "sana ne?" ve ardından ekleyeceğim; "elalemin derdi seni mi gerdi?" sonra sen diyeceksin ki "s.ktir!" ben de hemen patlatacam cevabı " s.ktirdiğin yere mum diktir!" bu diyalog, ta ki sen bana yumruk atmağa çalışıp, benim üstün reflekslerimle yumruğu önleyip, sana güzel bir sol kroşe oturtmama kadar sürecek.
"Ne diyor lan bu?" diyorsun içinden biliyorum. Adam gibi konuş ağzını burnunu kırarım!
Anama bacıma söveceksin, dinime, görüşüme söveceksin... ve ben hiç bıkmadan usanmadan yine seni bulup, yakalayıp, dövecem. Ben sövmem, döverim!

Neyse bırakıyorum tehtidkar konuşmaları.

2-3 soru soracam şimdi ve sen muhtemelen cevaplayamayacaksın. O yüzden sormaktan vazgeçtim.

Sonra ben sana inceden dokunduyorum ya sözlük. Sen bunu da anlamıyorsun.
Ne?
Nah anlıyorsun!

Ulan anlasan şu sol taraftaki frame denen zıbıdık böyle mi olurdu? Ona buna alenen küfür eden, hakaret ederek acizliğini kapatmaya çalışan tipler olur muydu? Barınabilir miydi senin bünyende?