bugün

oldukça fazla sayıda yazarın tercih ettiği ve sözlüğün niteliğini de giderek düşüren bir yazım davranışı.

sözgelimi başlık sahibi yazar uzun uzun bir mesele, bir olay ya da konu anlatıyor. kendi kafa yapısı ve tarzına göre kanaatlerini, beğenisini ya da bilgisini buraya aktarıyor. ve hiç şüphesiz ki bunu yapmaktaki ilk ve en önemli amacı sözlüğün diğer yazarlarının olumlu ya da olumsuz tepkisini, görüşlerini almak oluyor.

ama bakıyorsunuz sözlükte yazarların ekseriyeti başlıklara neredeyse tek kelimelik giriler yazıyor. bütün katkısı, eleştirisi, yorumu o kelimeden ibaret. tamam, yerine göre çok güçlü duygu ve düşünceler ihtiva edebilecek kelimeler vardır. bir destandan daha unutulmaz hale gelebilir verdiğiniz kısacık cevaplar. ama burada yaşadığımızın kesinlikle böyle "iyiye yorulabilecek" bir sorun olmadığını düşünüyorum.
bu sorunun müsebbibi olan yazarlar eğer "yazar" sıfatını haketmek istiyorlarsa moderasyonun kendilerine kolayca verdiği bu "unvan"ın gereğini yerine getirmeli, sözlüğü içerik yönünden bu kadar sefil hale getirmenin sorumluluğunu klavyeyi sadece birkaç kelime için kullanan parmaklarında taşımalıdırlar.
aksi takdirde "yazar" değil, kendileri için daha uygun bir ad olarak "yazıcı"lık unvanını kullanmalıyız.
başlık: türkiye'de kitap okuma oranının düşük olması.
entry: türkiye'deki kitap okuma oranının düşük olması durumudur.

(bkz: giri)
(bkz: entry)
(bkz: girdi)
Bir yazara * köşe yazarlığı teklif etmişler

Uzun yaz derseniz x lira kısa yaz derseniz 2x lira alırım demiş *
özet: kısa yazmak zordur.