bugün

evet, kesinlikle büyük bir çoğunluğu öyle.

akıllarıyla süerkli kavgalılar, bir akıılları ilerde onlar geride, bir onlar geride akılları geride. şöyle, yan yana dostane gezziklerine pek şahit olmadım.

sokakta yalnız başına gülen insan görseniz ne düşünürsünüz? ben söyleyim, ya delidir ya da sözlük yazarı.

hem herşeye karşı olup, hemde herşeyden nasiplenmiştir sözlük yazarları.

bir çoğu, kendisini kendi 'düşük' gördüğü eylemleri hiç yapmayan birisi gibi görür. öyleki, parasız, yalnız kaldığı zamanları dahi, anlaşılmaz bir utançla dillendiremez. ya da şöyle olsun, facebook ta her gün, 5 saat online olsa da, yine de facebook la ilgili tanımları hep alaycı olmak zorundadır. faecbook kullanmanın gereksizlik olduğunu vurgulama ihtiyacı hisseden bir çok facebookcu vardır.

hiç birisinin çok net bir tavrı yoktur. sözlük ortamından etkilendiği üzer,, kemalistim ama şöyle yapanlarından değilim, ya da milliyetçiyim ama klasik ülkücü değildim deme ihtiyacı hisseder. hayat anlamı olan görüşlerin dahi, geçildği dalgalardan dolayı, tam olarak artık kanıksayamaz, ne akdar bağlı görünsede çoğu zaman militalist değildir.( kanatimce tek doğru tarafları da budur)

aynı şeyi yapan kişiler olmalarına rağmen, troll ve yazar, ve hatta bayan-erkek yazar ayrımı yaparlar.

bu ikilemler sonucu, hepsi esasında az biraz troll olan, aklıyla zaman zaman kavgalı yazarlardır.
(bkz: akıl akıl gel peşime takıl)
(bkz: sanatçı bu eserinde kendini anlatıyor)
"akıl bir bağdır tahdit ile işi bir esasa bağlar"
geçen yüzyılın son büyük felsefecilerinden bergson aklı akılla mat edip seziş felsefesini getirmiştir ki, bunun esası da ruhçuluğa dayanır. ruhçuluğun zirvesi de allahçılıktır ki "bana seni gerek seni" diyen yunus aklı daha evvel mat etmiş olabilir! ama dersen ki buradakilerin çoğu zır deli o başka mesele! denilesi başlık...