bugün

Sana kustugumde sen yoktun daha
yokluguna kusmustum.

H.ergulen
1 yıl boyunca hasta olmayı benden başka beceren olamazdı. aferin bana, kutluyorum kendimi.
trip atıp uyumaya gittin ya ben sinirden hala uyuyamadım, uyku tutmaz inşallah.
seni hala seviyorum.
bu devirde Kadın olmak çok zor. Dünyanın neresinde olursanız olun kadın olmak çok zor. Ama Türkiye' de kadın olmak daha da zor. Türkiye' de bir sohbet sırasında herkes birden susarsa ortalıkta çıt olmazsa " aaaaa kız doğdu" derler. O kadar yani... Herkes kız doğunca suskunluğa kapılır. Üst üste kız doğurunca analar dışlanır erkek evlat veremedikleri için. Oysa babalar üreme konusundaki cehaletlerine bir basamak atlatsalar çocukların cinsiyetlerinin kendilerinden geldiklerini öğrenecekler. 2002-2009 yılları arasında kadına yönelik şiddet "kadın mıdır, kız mıdır nedir?" söyleminin dayanılmaz yankısı ile %1400 arttı. "Eskiden gazeteler yazmıyordu, şimdi yazıyor ama " nın sonucu değil bu. Verilen cezalarda yapılan indirimler en büyük etken. Bıçaklarsın, bıçaklarsın, öldürmeye doyamazsın erkek olarak ve "namus" dersin alırsın indirimi. 2013 yılında 237 kadın öldürüldü. Bunlardan sadece 25i koruma istemişler ve 18 ine koruma çıkarılmış. Koruma çıkarılıp da bir işe yaradığı da sanılmasın. Zira koruyan da eve gidince karısını dövüyor. 2014 Şubat ayında 11 kadın namus cinayetine kurban gitti. Yürek dayanmıyor.
Bilindik ama anlatılamaz bir sıkıntı içerisindeyim, yine.
kendimi bildim bileli sana deli falan değilim, başım ağrıyo.
Ne kadar it, şerefsiz, aşağılık bir pezevenk olduğunu herkes biliyor. Benim ahım yerde kalmaz ulan.
Tanışalım mı artık? Hadi bi mesaj at.
icimdeki bilgi merakini durduramiyorum sözlük.
Bu hayat benim değil.
gecelerdir ''bu gece sabahlayayım'' diye planlayıp hepsinde erken uyuyakaldım. bu gece de tam aksine erken uyuma parolasıyla yola çıktım ancak bu sefer de uyuyamadım. garip işler ya.
bu sözlükteki en küçük kişi ben miyim, yoksa bana mı öyle geliyor? (15 yaşındayım)
Söylemek istesem gönüldekini
Dilime dolalnan ızdırap olur
Yazsaydım derdimin ben bir tekini
Ciltlere sığmayan bir kitap olur

Ah ne yaman çileli bir insanmışım
Sunulan her zehri bir şifa sanmışım
Ah ne aldanmışım
Aldanan gönülde aşk serab olur


Ömrümün güzel çağı içimdeki bin heves
Her güzelin ardından tükendi nefes nefes
Artık sevda yalunda ne dilimde bir dua
Ne mızrabım’da şevk var ne sazımda eski ses
Her güzelin ardından tükendi nefes nefes

Gençlik geldi geçti bir günlük süstü
Nefsim doyamamaktan dünyaya küstü..

Benim söylemek istediğim her şeyi zaten Ali Tuncay şiirinde söylemiş bundan mütevellit bizim payımıza da sükut düşüyor.
Sol frameyi sözlükte başlığı açılmamış olan dört basamaklı sayılarla dolduruyorum. Sövmeyin, şurda emek harcıyorum. *
insanlara çok çabuk güvenmeyin.

denendi, sonu hep hayal kırıklığı.
sabile diyorum ve susuyorum.
birden başımın dönmesiyle beraber etraf karardı sözlük. hiçbir şey duyamadım uğultulardan başka. çok kötüyüm yürüyecek halim yok. kalkınca yine aynısı olacak biliyorum.
Hayat dediğin gelip geçici. Koyduğum yerde değilsin. Seni görmek isteyipte göremiyorsam yaşamanın ne anlamı var? Ben bir tek seni gördüğüm zamanlar mutlu olduğumu hissettim. söndü kimi zaman mutluluğum. bazı zaman hiç bitmeyecek sandım. sevgili ben galiba olgunlaştım. yalnız kaldığım zamanlar gözlerimin dolduğunu hissediyorum. sonra aklıma " erkek adam ağlamaz" sözü geliyor. frenliyorum kendimi. olmak istediğim yerde olamıyorum. hayat şartları. ben bir tepede davul çalıyor, ışıkların ardında gizlenmiş fersiz gözlerimi sana doğru çevirip haykırıyorum..

-bugünde bitti. insanlar uyuyor. galiba bir tek şu harabe evin içinde gözleri parlayan kedi birde ben uyanığız. sende benim gibi ışıkların arkasında gizlenmiş, kirpikleri kapanmaya yüz tutmuş bir sitenin içinde uyukluyorsun. ben bir davul, bir tokmak ve bir çubukla seni Bursa' nın tepelerinden selamlıyorum. sen her şeyden habersiz kapanmaya yüz tutmuş uzunca kirpiklerini ovuşturuyorsun. sırtı terli bir davul vakti aklıma sen geliyorsun. maksat insanları uyandırmak değil mi? daha sert vuruyorum tokmağı davula. daha çok kızıyorum. kızdıkça efkarlanıyorum sevgili. derin bir gecenin içinden çıkıyorum. davulumla ıssız karanlıkların ardında bitmek bilmeyen özlemimle yürüyorum. yürüyeceğim. şimdi gidiyorum. sen uyu. hastalanma sakın. keşke ölümün sen hariç sadece tüm insanlar için acı bir gerçek olduğunu söyleyebilseydim. fakat gerçek bu ya günün birinde sen de öleceksin. sakın olmasın. daha seninle işim bitmedi. lazımsın bana. şimdilik evlerin arkasında gizli bir hayalsin. geleceğim yanına bir vücut içine bürüneceksin. ben yine mutlu olacağım. ağladığım zaman kaybedeceğim. şimdi gidiyorum sevdiğim. ne tuhaf. sen 5 senelik bir hikayeden habersizsin. yine ne tuhaf sevgili.. sen aslında beni hiç sevmedin. ölünceye kadar da sevmeyeceksin..

Kuytu evlerdeki karanlıkların aydınlığa dönüştüğü ışıl ışıl bursa manzarasında gece bitiyordu.. Allah'ın muhafaza ettiği davulcu olay yerinden ayrılıyordu..
hepinizden iğreniyorum değersiz et yığınları. bu arada cinlerin atası da benim.
sanal seks yapmak isteyen kızlar çok ama yapmıyoruz ayıp.
"köşemde manen çürümüş, çevreden, canlı yaşamdan kopmuş, yeraltımda kendi yarattığım kine boğulmuş olarak, yaşama nasıl yan çizdiğimi uzun uzadıya anlatmanın hoşa gidecek nesi var? sonra, romanda bir kahraman istenir, oysa benimkinde, inadına, bir kahramanın karşıtı olan bütün özellikler bir araya gelmiştir. işte bu yok mu ya,bizim gibileri anlamanın en kestirme yoludur. çünkü bizler, az ya da çok, yaşamak alışkanlığını yitirmiş, aksaya aksaya yürüyen insanlarız. hem de gerçek "canlı yaşam"dan tiksinecek, onun lafını bile işitmek istemeyecek kadar yaşama yabancılaşmışız. bu yabancılaşmayı, "canlı yaşam"ı bir iş, bir görev sayarak, onu kitaptan öğrenmeyi üstün tutacak dereceye vardırmışız.
madem öyle, neden bazen içimiz içimize sığmaz, birtakım aptallıklar yapar, birtakım istekler besleriz? işte bunun nedenini kendimiz de bilmeyiz. saçma sapan isteklerimiz yerine getirilmiş olsa bundan zarar görecek olan yine biziz. şöyle deneme olsun diye, içimizden birine daha çok özgürlük verin, ellerindeki bağı çözüp yaşama alanını genişletin, üstündeki vesayeti kaldırın; bakın, o zaman yeniden vesayet altına girmek için önce kendisi can atacaktır. biliyorum, bunları yazdığım için bana kızacak, ayaklarınızı yere vurarak, "siz kendinizden, yeraltında geçen zavallı yaşantınızdan söz edin. 'bizler, hepimiz' gibi sözleri ağzınıza almayın!" diye bağıracaksınız.
izin verin sevgili okuyucularım, ben bu hepimizliğe sığınarak kendimi temize çıkarmış olmuyorum. nasıl yaşadığıma gelince, sizin kendi yaşamınızda yarıda bıraktığınız şeyleri sonuna kadar götürdüm. üstelik sizler ödlekliğinizi ölçülü davranış sayarak kendi kendinizi aldatıp avunuyorsunuz. bu duruma göre, ben sizden daha canlı bir insan olmuyor muyum?"
Şu anda söylemek istedigim tek sey iyi geceler olucak.
bazı yazarların bensiz sözlükte mutlu olacaklarını düşünüyorum, etrafında olmamın onlar için pek iyi olmadığını. onları çok seviyorum ama yıpranıyorlar beni gördüklerinde. bende girilerini okumayı sevdiğim yazarları bile donuza ekliyorum. hayat işte.

burada hiç bir yazarla sorunum yok. ben işin dalgasındayım. yeteri kadar ciddi yaşadım hayatı. artık gerek yok...
son üç gündür yaşadığım stresten dolayı sağlığım bozulmazsa bana bundan sonra bir bok olmaz.