bugün

koyunun etini yemeyip, sadece taşşağını yiyen bir kız arkadaşım var. bir de "ne güzel oluyo ama bööle közdee." demesi yok mu...
yavşak ilişki diye tabir ettiğim şeyi dahi özledim ben. birinin seni özledim demesi için illa iki gün hayalet olup kaybolmam mı gerekiyomuş anlam veremiyorum.
ekşi sözlükte yazdığım dönemler bir kızla tanıştım. bu hatun, yatak arkadaşı diye adlandırılan türdendi. bir kaç ay pompiş icra edildikten sonra kızı unutmuştum. geçtiğimiz hafta mesaj attı. istanbul'dan taşınıyorum seni son kez görmek istiyorum diye. bende epeydir sevişmiyorum neden gitmeyeyim diye düşündüm.

evden akşam 10 gibi çıktım.minibüse atladım biraz karnım ağrımaya başladı. evi kadıköy de olduğu için 1 saat kadar sonra yanında olabilirdim. beni süslenip, seksi kıyafetler içinde karşılayacağından emindim. eve yaklaştıkça tuvaletim daha fazla gelmeye başladı. işin kötüsü gelen çişim değildi. arabada sıçabilme ihtimalimide hiç sevmiyordum.

acıbadem köprüsünde sancı tavan yaptı. atladım arabadan. gözüm dönmüş şekilde koşmaya başladım. normalde hayatta sergilemeyeceğim figürleri cadde ortasında yapmaya başladım.ne bir cafe ne de camiye denk gelebildim. gerci cami görsem sıçmak için bile girmezdim. üst acıbadem den kadıkoye doğru koşmaya başladım.

arada bir duruyor garip garip kelimeler sarfederek beynimi farklı şeylere odaklamaya çalışıyordum. ama bağırsaklarım daha baskın çıkmıştı. yolda kotumu indirip sıçsam ne olacak ki diye düşündüm. evet bunu yapmak zorunda kalmak üzere olduğum anlar yaşadım.

henüz sıçmamıştım. ama ağlamak üzereydim. son deparımı atmış ve nefes nefese kalmıştım. belki bir anlık stres yapıp minibüsten inmesem çoktan eve varmıştım diye düşünerek kendime zincirleme küfür tamlamaları sıraladım.nihayetinde apartmanın önüne geldim.numarasını unuttuğum için tüm zillere bastım. kim o diye soranlara brütal vokal sanatı ile aaaaçççç diyebildim. bir iki tanesi basmadı otomatiğe.

durduğum yerde bir sağ bir sol yapmaya başladım. artık buraya kadarmış dedim. derken kapı açıldı. şuursuz bir şekide merdivenleri üçer beşer çıkmaya başladım. ilk katı 3 saniyede geride bırakmış olmam hiç bir anlam ifade etmeyecekti. sıçmıştım, evet evet sıçmış. 4 renk değiştirdim ve delice bir ter döktüm. ateşli hatun kapısını açmış çok seksi bir kıyafet ile merhaba demişti götü boklu kazanovasına.

lanet olsun diyebildim. adımlarımı kısa kısa atıyordum. kıza, kapıya doğru yaklaşırken kokum benden önce selam vermişti zaten. anladı. çok şaşırdı. hemen tuvalete koş dedi. tüm kıyafetlerimi çıkarıp banyoya daldım. sonrası malum, olur böyle şeyler diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı.hakikatli kızdı. tavşan motifli bir külot verdi. birde pembeli tişört.

sinirim geçtikten sonra kendime gülmeye başladım. kendimi o şekilde hayal etmek epey eğlenceli geldi. sonraki saatler çok daha eğlenceli ve paçalarımdan akan boklar kadar olmasada sıcacıktı. oh iyi olmuş ibne dediğinizi duyar gibiyim. haklısınız.

edit. liseli otuzbirciler kızgın.
(bkz: acım sözlük)
Son zamanlarda karşıdan karşıya geçmekten korkar oldum. Fobi oluştu.Arabalardan ötürü. (Nedeni bende gizli.)
niye ben diye soruyorum.
(bkz: #10248542)
yazın büyükada'da bisikletle gezerken reşat nuri güntekin'in evinin önünde mola verip, çişimi yaptım.

(bkz: geçen yaz ne yaptığını biliyorum)
bak bugün fena üzdüm. sanırım belki her şey eskisi gibi olmayacak! aklımda çok düşünce var. ve dahada fazlası... anlatmıyorum. ama söyleceği gün olacak buna inanıyorum. biraz alışmak istiyorum bu fikire. daha bir kanımdan beynime kadar. tüm vucudumda hissetmek istiyorum o uyuşmayı. bir sonraki gün mü? onu ona sormak lazım bence. karışık şeyler yazmak istiyorum ve başarıyorum bazen. derine inip çıkmak istemiyorum. o an a sıkışıp kalmak istiyorum. o an orda bir ömürü tüketmek istiyorum. 60 seneyi orda tüketmek istiyorum. sonra toprak olmak ve... ve yine topraktan toprağa karışmak istiyorum. ruhumun bulutlarda olmasını ve onu hep izlemesini istiyorum ve zorlaşıyor yazılarım yazınca. hep yanında onunla uyumak istiyorum. içtiği ve yıkandığı su. onu yaşatmak ve onun teninde nefes almak istiyorum. onunla son nefesimi vermek istyorum.

sadece onunla.
biraz uyumak istiyorum. çok yoruldum ve daha şimdiden. ve çok sıkılıyorum çevremden. sırtımda tek bir ruh değil binlerce ruh var. tahteravallinin koltuğu gibiyim. en alttayım. dahada dibe inmeye zorlanıyorum...
10 yıl uyumak istiyorum 10 yıl...
babamdan her zaman nefret etmişimdir. bana ne istediğim gibi bir sevgi gösterdi şerefsiz, ne de başka bişey. ne olduysa ağbime oldu. onunla maça gitmeler, onunla yurtdışına çıkmalar, onunla maceralara atılmalar. ne zaman ben heveslensem, hadi şunu yapalım mı desem her zaman bir işi çıkıyor nedense. sürekli erteleniyor şu lanet istekler. senin gibi babanın amk. senin gibi ağbininde amk. o diğer şerefsizde küçükken sürekli beni dövüyordu. ilk gençliğimde de kızdırıyordu beni ve ben yine sesimi çıkaramıyordum. ikinizede sıkı bir amk çekiyorum tekrardan. bu hayatta gerçekten sevdiğim iki kişi var. yemin ediyorum öyle lan. biri annem. yemin ediyorum o kadın. bir de kedim "biber". bir tek ikisi olsa bu dünyada, yine yaşarım. insan biraz değer verirdi ya, biraz değer..
benim itirafım itiraf edecek çok şeyimin olması. herşey içimde, sadece hazır değilim.
belki iyi bir insan olursam bazılarını bile görebilirim.yoksa şirinler miydi o?

yeni entry girdim fazla uzağa gitmiş olamam.
bugun ikizler burcu erkeği başlığını okuduğumda gerçekten ikizler burcu erkeği olduğumu gördüm. aslında pek inanmazdım burç olaylarına ama inandırdılar.
bok gibiyim. depresyona girdim yine, sürekli ağlıyorum. sürekli uyuyorum ve arada bir kahkaha atarak gülüyorum; ama öncesinde ağlıyorum. ilaç almaya da niyetim yok, tedavi olmaya da. bir başka bahara düzelirim artık!*
günün ilk itirafına eksi verdim.

edit: tabii geri dönüşleri oldu..
3 tane sevgilim var. ama hiç birini sevmiyorum lan.
bazen sevgilim mesaj atıyor ve ben iplemiyorum sözlük. ama ben mesaj attığımda geç cevap gelince canına okuyorum.. yazık kızcağıza ama böyle tuhaf birisiyim ben sözlük..

edit: lan yarraam! cevap alamayan o sana noluyor da eksiliyorsun?
yatağında, uyumaya hazırlanan oda arkadaşımın sürekli yorgana sürtünmesine uyuz oluyorum sözlük. insan uyumaya hazırlanırken bu kadar çok hareket edemez. *
oha editi: burda mısın ?
dinlemekten aciz olup sürekli konuşanlar,

okumaktan aciz olup yazmaya yeltenenler,

dilbilgisinden, edebiyattan "editörlük"ten anlamadan yazılanları / yazanları kontrol etmeye çalışanlar,

hayatını belli formata sokamadan "format" adı altında adam kayırıcılık yapanlar,

Çok zayıf olduğu halde kilolu olmaktan şikayet edenler,

Parası olduğu halde durmadan param yok diyenler,

Yaşadıkları iki günlük deneyimle kendilerini "tecrübeli" ilan edenler,

Hayatında bir kere gördüğü insana "arkadaşım" diyenler,

Yaşadıkları minicik bir fiziksel acıda bile bağıra çağıra ortalığı inleten "canı tatlı" şahsiyetler,

Yemek yememekle övünüp iki saat o gün ne kadar az yediklerini anlatanlar,

Çevrelerindeki insanlara agresif tavırlar sergilerken daha az samimi olduklarına karşı sevimliliğin suyunu çıkaranlar,

Durmadan kendilerini anlatıp "ben şöyleyim, ben böyleyim, ben şunu severim, bunu sevmem" diyenler,

Durmadan kendilerini olmadıkları birisi gibi göstermeye çalışanlar,

Aptalı oynamayı marifet sayanlar,

Haksız olduklarını bile bile sırf o an cevap vermiş olmak için diyaloğu çirkinleştirenler,

Notları çok iyi olmasına rağmen şikayet edenler,

Derste tuttuğu notları paylaşmak istemeyenler,

iyi giyinmeyi pahalı giyinmek sananlar,

iki tişört baskısı yapıp ya da yaka kesip kendini "tasarımcı" ilan edenler,

Müzikten anlamamasına rağmen müzik eleştirisinde bulunmaya çalışanlar...

hepiniz malsınız ulan!
gözlerim dalıyor. annem daldırma dedi, bu saatte misafir mi olurmuş.
bence gelsinler, ilginç bir şey peşinde olur bu saatte misafir. mesela karşı apartmandaki sevimli kız gelebilir. çay demleriz, çekirdek çitleriz ondan yani...
tuhafiyeci kızıyım ama hiç pijama partisi yaşamadım.
korkuyorum.
sana itiraflar hazırladım sözlük;

- kitap satın almayı kitap okumaktan daha çok seviyorum.
- bi ara cicibebe bisküvi takıntım vardı. bakkaldan alırken kendime almıyorum izlenimi vermek için salak dialoglar kurardım.
- sabahları genellikle saçımı taramadan dışarı çıkıyorum, doğal hali güzel olduğundan değil vaktim olmadığında. evet son dakikada kalkarım genelde...
- gittiğim konser, gösteri ya da tiyatro biletlerini atmam, bazı günlerin fişlerini bile saklarım.
- hayatımdaki bazı insanları sevmiyorum ama seviyormuş gibi yapıyorum, sevmediğim insandan iyilik görünce de kendimi kötü hissediyorum. ama sonra geçiyor...
pişman değilim. giderken çok düşündüm, ya umduğum gibi gitmezse diye. umduğum gibi de gitmedi, ama olsun pişman değilim.
rambonun son filmi çıktı dediklerinde rambo bir daha film cevirmicek sanmıştım.