bugün

Hani gün gelir de her şeyini anlattığın, bütün dertlerini döktüğün, başkalarının yaptığı kahpeliklere beraber sövdüğün adam sana kahpelik yapar da annesini kaybetmiş kedi yavrusu gibi ortada kalırsın, kime gideceğini bilemezsin ya. Hah öyle göt gibi ortada kaldım işte.
Şu an bulunduğum konserde onun da olmasını çok isterdim.
askerden geleli iki koca gün oldu ancak hala kendimi garip hissediyorum.. yaşananlar mı yoksa yaşayamadıklarım mı beni bu hale getirdi anlayamadım.. ama her şeye rağmen kendi yatağında uyumak diye bir şey var ya işte o tam bir efsane...
Sürekli erteledigim işleri sürekli erteleyip son saniyeye bırakma huyumdan vazgeçemiyorum.
son bir kez göremeden, hoşçakal diyerek sarılamadan gitti.

haberi bana kendisi verdi ve vedalașamadık bile, anılarımız aklıma gelince gözyaşlarımı tutamıyorum, tanıştığımız günden beri her gece rüyalarımda misafir ettiğim, her konuşmamızın saniye saniye aklımda olduğu kişi şimdi çok uzaklarda.

ruh gibi dolaşıyorum etrafa, kalbim de onunla beraber gitti sanırım.

ne ara böyle oldum ben anlayamadım bile.

Çok deRin bir boşluktaYım, umarım en kısa zamanda toparlanırım.

Çok zor sözlük çok zor...
Bugün hoşlanayazdigim ustelik bana da ilgili duyan bir kizi hemen karsimda, tanidigim bir cocukla yiyisirken gordum.

Kahkahalarla güldüm.evet.
Dün sevdiğim ne varsa bugün hepsinden nefret ediyorum.
anılar var ya anılar, heh gözünün önüne geldi dimi. işte bir anın bile yoksa malsındır, siyah karanlık bir ortamda gözünün önüne gelmeyen yokluk hissi. heh işte beni çıldırtan da bu.
canım sıkkın.
katlime ferman.
Bi kavanoz dişle gelmesi romantik ya da komik değil iğrenç. insan çay alır çikolata alır. Diş ne yani diyemedim içime oturdu.
amcamı çok özlüyorum. 11 kasım 2005'te kaybettim onu. ani bir kalp krizi sonucunda beni bırakıp gitti. beni diyorum, çünkü çocuklarının ne mal olduğunu biliyordu. "beni sadece sen seviyorsun, ben ölürsem bir sen üzülürsün" demişti. öyle de oldu. çok içli olduğumu anlamıştı demek. gardım yoktu o zamanlar. birden onun öldüğü haberini alınca boş bulundum ve derin bir girdapta buldum kendimi. onun acısından kurtulmak için yıllarca amcam hiç olmamış gibi yaşadım. yok saydım onu. bir nevi savunma mekanizmasıydı. canımdan çok sevdiğimi bile unutmaya çalıştım. tabii ki olmadı. bu aralar onu öyle özlüyorum ki.

sonra anksiyetem başladı. sevdiklerimi kaybetme korkusu. yıllardır bazı geceler annemle babamın yatak odasına gidip, nefeslerini dinliyorum. bir taraftan da onlara çok bağlanmamaya çalışıyorum. arada mesafe tutmaya çabalıyorum. gardımı aldım yani. kaçınılmaz olanı bekliyorum diyebilirim. er geç olacak. elbette yıkılacağım ama çabucak toparlanıp, hayata dönebilmem için çok bağlanmamalıyım.

sadece ölüm değil, çok sevdiğim insanları ya kaybettim ya da hiç kazanamadım. sonra aslında bu sevginin zerresine bile layık olmayan sahtekar, defolu tipler olduklarını farkedince "oh be, ucuz kurtulmuşum" dedim. sadece zedelenen egomu düşünüyorum artık. çünkü benim en büyük dayanağım kendimim. herkes için geçerli bu. en yakın dostunuz; kendinizdir. hayatımızdaki herkes bize belli bir süre eşlik ediyor sadece. bunu kabullenerek yaşamayı öğrendiğimden beri kimseye eyvallahım yok. bırakmasaydı amcam beni bırakıp gitmezdi. demek ki herkes gidebilir.

bundan böyle hep yek, hep tek başıma.
damarlarımda akan kanı dahi ağlamak istiyorum.
"Sonuca ulaşmayan muhteşem girişimler" olarak hayatıma devam ediyorum. Ha bir de "mutluluğa giden yolda aşılması gereken engel" gibi bir durumum da Yok değil hani.
istediğim şey gerçekleşmedikten sonra çok daha iyisi olsa bile umurumda olmuyor.
ikinci diplomamı konservatuvardan alacağım. kafaya koydum. atom fiziğine de, profesörlüğe de lanet olsun!
asosyalim diyen insanlara uyuz oluyorum neden bilmiyorum kardeşim asosyalsen git gez kendini değiştir nasıl bir kafa yapısı bu amk.
yumurta kapıya dayanmadan asssla harekete geçemiyorum.
hayatımda hiçbir sikin yola gitmediğini biraz evvel yine anladım. daha açalı 10 dakika olmamış olan 20 litrelik damacanaya koymuş olduğum pompanın borularının içeride kalması sebebiyle bir türlü içemediğim su ilk aşaması oldu. yaklaşık 1 saat kadar uğraşıp içerinden ağzı dar olduğu için çıkaramayışım 2. aşama oldu. 3. aşaması ise artık rage atıp damacanayı tamamen boşaltmam oldu. sikerim böyle hayatı lan. su ile bile mutlu olamıyorum amına koyim. yeter la, valla yeter. 20 litre suyu döktüm lan öylece. canım yandı amk. senin gibi pompayı yapanın damarlarına mayonez sıkayım amk. o soktuğumun damacanasını tasarlarken ağzını dar bırakan aşırı zeki pırlanta evladı kimse, onun da evveliyatını sikeyim. ağzına tirit döktüğümün evlatları. adam gibi bi yarak yiyin, bi yarak yiyecekseniz.
Gece uyumadım ve şuan çalışıyorum sözlük.
itiraf ediyorum bench press de 15 yapmam gerekirken 10 da bıraktım utanuyorum.
çok aç gözlü çok az kanaatkar​ız.

sabah işe gelirken 120 lira değerinde ve kötü kişilerin eline geçtiğinde zararlı hale gelebilecek birşey düşürdüm sanırım, bulamıyorum. bi stres bi can sıkkınlığı falan ben de. maddi değerine takıldım çünkü allah var hani. neyse demin iş yerinde wcdeyim elimi yıkıyorum baktım bizim mehmet abi eliyle duvarları ve önünü yoklayarak adım adım içeri gitmeye çalışıyo. yüksek oranda amadır kendisi. hep şükreder, bizim işyerinde epey nüfus olduğundan bişeyler satar geçinir.
ulan dedim be eşşek herif, sen gözlerin için allaha şükrünü yerine getirebildin mi ki daha çoğunu istiyosun ya da basit bi dünya malını kaybettiğin için bu kadar stres yapıyosun!
nankörüz abi.
Sırf sevgimi bastırmak için ondan nefret ediyorum. Nefret etmeye çalışıyorum.
Ben elimden geleni yaptım, artık gerisini o düşünsün dediğim her şeyi yine oturup ben düşündüm.
insanın ayakları gitmeye alışmaya görsün, sonra yerinde duramıyormuş..