bugün

Hayatımda beni mutlu eden bir kaç şeyi özledim. Özlediğim şeyleri elde edemedikçe de çizerek kurduğum dünyaya abanıyorum, resimlerle mutlu olmaya çalışıyorum ama yetmiyor galiba. Bu çizim de mutlu edemedi beni be sözlük.
görsel
şimdi ilk kez şeref meselesini izledim hayattan soğudum.
Reel hayatta bildiğin sosyopatım. Ama baya baya yani, görmeniz lâzım.
Birisini öyle çok seviyorumki onun için şiir dolu bir defter yazıyorum.
Onsuzluk düşüncesi bile korkutuyor beni. ona sarılmak, kokusunu içime çeke çeke sarılmak öyle güzel ki o an ölüp hayatı zirvede bırakmak isterdim.
resmen 24.
hayat çoğ garip lan.
- bazı insanlar var. yıllardan beri gözlemliyorum bunları. nasıl tipler biliyor musunuz ? birini eleştirmeye bayılan ama kendilerine en ufak eleştiri yöneltilince savuşturmayı bilen insanlar bunlar. eleştirmeyi bilir, ahkam keser ama birisi karşısına geçip '' kardeşim iyi hoş da sen de böyle böyle yaptın '' dediği zaman hemen savunmaya geçer. kendisine toz kondurmaz. yakınındakilere toz kondurmaz. düşünmeden hareket eder. başkalarının arkasından konuşur, sırf ilgi çekmek için şamata yapar durur. iki dakika bile ciddi olamaz.
ne yazık ki bu insanlardan birkaçını tanıyorum. şişirmek için çaba gösterdikleri egoları, kendilerini ubermensch statüsüne koymaya çalışıp başkalarını sürekli eleştirmeleri, tartışmaları beni yoruyor. onları her gün görmek zorundayım. bazen üzerlerine yürümemek için çok büyük bir çaba gösteriyorum. bunu yapmıyorsam suç, yanlış, ayıp olduğunu bildiğim içindir.

- bu yaftalama, sıfat yakıştırma, aşağılama merakından nefret ediyorum. sessizliği seven, sabrını koruyan, sinirlendiğinde derin bir nefes alıp geçiştirmeye çalışanlara bile düşüncesizler, fırlamalar musallat oluyor. başını çeviriyorsun, görmezden geliyorsun, gerginlik olmasın diye susuyorsun anlamıyorlar bir türlü. bu bir tür lanet... sessizliğimizin, onlardan uzak kalma isteğimizin kokusunu alıp daha da çıldırıyorlar. yapışıyorlar. hadsizleşiyorlar. şımarıyorlar.

- her şey tersine dönmeye başladı bu dünyada. artık '' günaydın '' ya da '' merhaba '' dediğinizde kaşlarını çatarak bakan insanlar var. birine ya da bir olaya iyi niyetle yaklaşan sorgulanıyor, aşağılayan, laf sokan, şamatada sınır tanımayan prim topluyor. aynı görüşte olmadığınız adam, hakaretsiz / tahriksiz bir eleştirinizden ötürü sizi tehdit edebiliyor. saatlerce bir başkasının değerine saldıran kişi tuhaf biçimde centilmenlikten bahsetmeye başlayabiliyor.

- bazen sadece insanlardan uzak, yalnız kalmak istiyorum. ama bana bir liste verseler '' görmek istemeyeceklerim '' diye adını yazmaya başlayacakalrım teker teker karşıma çıkıveriyor. onların karşısında görünmez olmayı isterdim. bıkıp usandıran sınırsız şamatalarını, egolarını, sevimsizliklerini çekmek istemiyorum.
bir erkek olarak son zamanlarda düşündürücü bir olay yaşadım. twitter'dan takip ettiğim sevimli hayvanlı falan bir hesap vardı, normalde böyle şeyleri takip etmezdim ama çok hoşuma gitti ben de edeyim dedim. Birkaç günden beri hesap sürekli erotik fotoğraflar paylaşıyor ve ben de buna ciddi ciddi üzüldüm. buna üzüldüğüm kadar kırık da mı oluyorum diye düşündüm, ama olmuyorum o yüzden rahatım. ama tavşan gitti.
- sürekli ön planda olmak, herkesin kendisini fark etmesini sağlamak isteyen insanlar bana antipatik geliyor. unutulmaktan korktuklarını düşünüyorum. sanki yanlarında bir arkadaş/ sevgili olmasa hemen kaybolup gideceklermiş gibi davranıyorlar. hepsine '' kendini çok yıpratıyorsun. biraz köşene çekil, yenilen, yalnızlığınla barışık ol. içmeyi, sabaha kadar dans edip eğlenmeyi bırak '' demek istiyorum.
onun yüzüne bakıyorum. her gün selfie çektiği için görüyorum. unutulmaktan korkuyor. yalnızlıktan korkuyor. bunu ona söylemeye çekiniyorum ama huzur bazen sadece yalnızlık ve tenhalık ile gelebiliyor.

- bana somurtup başkasıyla kahkaha atan her insandan uzaklaşıyorum. hiçbirini görmek istemiyorum. zaten bahsetmiştim. görünmezlik pelerini diye bir şey olsaydı harika olurdu. sadece '' merhaba '', '' günaydın '', '' hava da bozdu '' gibi sıkıcı diyaloglar kurmakla kalmak istemiyorum bazı insanlarla. onları tanımak istiyorum. eğer bu çabam karşılık bulmazsa onları gerçek hayatın donuzuna ekliyor ve yoklarmış gibi davranıyorum. böylesi herkes için daha iyi...

- albert camus haklı ve bu çoğumuz için geçerli aslında... bazı günler başardığımız en büyük şey intihar etmemek oluyor. varlığımızı anlamlandırmaya çalışırken sadece yoruluyoruz. içip dans ederken sadece tükeniyoruz. yalnız, huzurlu köşemize çekilip yüzümüzü unutturmak işimize gelmiyor. kendimize zarar veriyoruz.
sözlük şuan susuzluktan ölüyorum ama sirf yataktan kalkmaya usendigim icin icmiyorum.
Kolayca yatağa atabileceğim bir kizla tanistim ama içimden onu yatağa atmak gelmedi. Masumluğunu, güzelliğini böyle bir şeye alet edemezdim.
Ağız şapırdatanlardan hiç hoşlaşmam.. Beynim sallanıyor o sesi duyduğumda.
tamam, arkadaşların dertlerine ortak olmak, onlarla üzülüp onlarla sevinmek güzel. ama kendileri de çok abartıyor bazen. mesela bi bayan kankam var ayrılmış olduğu erkek arkadaşını dinlemekten gına geldi. yok şöyle yaptı , yok böyle yazdı vs. vs. kıskandığımdan değil yanlış anlaşılmasın. hani iyi oldukları günde akıllarına bile gelmezsiniz fakat kötü oldukları vakit onlarla beraber aşk sancıları çekersiniz. ve bu durum artık sıkmaya başladı. başkalarının derdiyle uğraşmaktan kendine vakit bulamıyor insan.

not: arkadaşı kırmadan artık bu duruma bir son vermek istiyorum. bir fikri olan varsa msj kutumu kavurmasından memnuniyet duyarım.
is yerinde bir sabah herhangi birine günaydın yerine "naber lan keranacı" diye selam vermek istiyorum.
evet an itibari ile çok sıkılmamdan kaynaklı trolleme başlasın.
bacağı kırılan bir yarış atı düşün,sahibi bilir artık ıflah olmayacagını.
Safkan belki önemli değil.
Hayvan acı çekmesin diye,yaralı atı vururlar.
Vurmak yeterli değil. Vurmak demek öldürmek aslında.acı icinde kivranıyorsa,onu o halde bırakmadan öldürmek gerek.
Belki bacak alçıya alınıp,at sağlıgına kavusabilirdi.
E koşmadan yasayabilen bir atın kendisine faydası olur mu?olmaz olamaz.
yaralar kabuk tutar kemik kaynar hersey yolunda gozukur de,ayağı topallar dimi.
olmaz.
Can çekisen,gözünden yaş akan atı,
Çek vur.huzurla ölsün.

Hayatının sonuna kadar o heykel sana beni hatırlatacak.
Ve o atın tassaklarında,gözünün içine bakıp sana yalvarmami goreceksin.
ikile.
Bu sefer kelime manasıyla ikiledim.

Didit:ikileyemediler.
Dinime hakaret edenlerden nefret ediyorum. Madem siz saygı duymuyorsunuz bende saygı duymuyorum. Nefret ediyorum dinime o pis dilini uzatanlardn.
Bir süreliğine de olsa memleketimden uzaklaşmak iyi geldi. insanın hava değişikliğine ihtiyacı oluyor.
yine aslansın yaparsın dediler ama başaramadım ve gariptir ben başarısız olmayan bi adamım. egoist diyip ardından küfretmeyin bana çünkü bu yapabileceğim şey için hala uyumuyorum. ve bir süre oldu buraya da yazmayalı galiba herşeyi beklemek zorunda kaldığımdan olsa gerek bu aralar hiç aktif değilim. basketbolu bırakmamda büyük etkili elbette bunun üstünde. öteki yandan en yakın dostum öykü ve şiir yarışmalarını kazanıp, bize yazın iş ayarlayabilir ve ben bunlar olurken sınavlarda başarı elde edip ailemi mutlu ettikten sonra arkadaşımla birlikte kendi evime taşınabilirsem mutlu olabilirim galiba sözlük. bir de ben lafı dolandırıyorum biraz ama asıl konu şu ki; yine bir eski sevgilim benim haklı olduğumu anlayıp bana yazmaya kalktı ve keşke tokat atsaydım ona ki bu eminim söylediklerimden daha az yakardı onun canını. bende peşindeyim bir süredir o aradığım hissiyatın ve aslında buldumda sadece kaybettim işte en başta dediğim gibi zaten basitti konu. o nazım'ın şiirlerini seviyor ben orhan veli, o insanları severken ben insanlardan nefret ediyorum ama okuyan kişi lütfen alınma oysa lafım yine sana, sevmiyorum seni kusura bakma. yine de şu sözlükte hala sevdiğim 3 insan var benim. tabi konuya dönersek ben baya baya yalnız oldum sözlük 3 sene önceki gibi fakat o zamanlar elimde güç olmadığından olsa gerek umursayamıyordum bunu fakat şimdi insanlarla iletişim kurabiliyorum ve bu beni zorluyo. biri bana yaklaşırsa genelde tek nedeni beni istemesidir çünkü. bunu isviçreli bilim adamları bile bilir. yüzlerce denendi ben tarafından ve şahit oldum aynı zamanda. yine konuya gelecek olursak. olurda farkedebilirsen, kusuruma bakma sen benim, en çaresiz anımda son umudum olarak geldin bana. ne kilometrelerce uzaktasın ne de kötü davrandın bana. fakat hep insanları desteklemiş ve hiçbir zaman birini boş yere üzmemiş hep kendime zarar vermeyi seçmiş olan benim yardıma ihtiyacım vardı ve hala var. eskisi kadar güçlü değilim zihinsel olarak, evet yüzlerce kitap okudum yüzlerce film de seyrettim fakat hayır insanları gördükçe ve inceledikçe zayıf kaldım ben, ta ki sen gelene kadar. ilk defa (eğer varsa) tanrı gelip şans verdi bana ki ben kullanamadım ve o zamandan beri zarar verdiğim herkesten ve herşeyden özür dilerim. en yakın dostumun kafasına şakayla vurdum diye hala kendimi suçlu hissediyorum çünkü biliyorum kişilik değişiminin belirtisidir bu. üzgünüm be moruk valla isteyerek değildi, anlık aptallık işte, elim kırılaydı keşke, taş olaydım ama oldu bi kere. bi bitsinde şu dertlerimiz biliyon ne yapacağımı sen. neyse yine konuya dönelim. özür dilerim, ben şu an lsevgiye ve insanlardan kestiğim umuda ya da senden beklediğim güvene muhtaç bir eziğim. çökelek peyniriyim bildiğiniz ki hiç sevmem onu da zaten. ikinci bi şansım olsa yine başaramazdım biliyorum çünkü yenildim işte bi kere. kusuruma bakmayın lügatım bozuksa affola. şimdi gerçek olanı söyleyeyim. insanlarında..., beni engelleyen şansında..., bi insanın belirli bi anda yapabileceği "bir" şey vardır eğer onu yapamazsa o bir daha asla olmaz ve o insan dibe batar. ben beceremedim ve gittikçe rezalet hissediyorum. kısaca başaramadım lan işte olmadı.
evet tabi ki şemsiye almadan çıktım, tabi ki ıslandım sıçan gibi, tabi ki trafik vardı, tabi ki yapmam gereken bir sürü iş varken canım hiç bir şey yapmak istemiyor ve evet tabi ki seni çok özledim.
kendimden utanıyorum...
bugün benim doğum günüm sözlük. biraz kırık biraz buruk.
kombiyi ben bozdum. pişmanım sadece suyun sıcaklığına ayar vermeye çalışıyordum. (bkz: üzgün surat)
biliyorum bunu düşündüğüm için günah point kazanacağım ama, ukranya'da da iç savaş var lan. yani neden suriye. ordan da alalım insanları. 2 millon suriyeli alacağımıza 1 ukranya alalım 1 suriye alalım. bi düşünseneze olgalar annalar geziyo sokaklarda. yeminle ülkecek kalkınırız. herkes t cetveli gibi dolaşır ortalıkta şerefsizim.
rüyamda onu gördüm. birlikteydik yeniden. sözde nişan yapmışız evlenecegiz . okuldayız derse giricez falan , sonra atliyor ruya tatile gidiyoruz sürekli beni sevdiğini söylüyor planlar yapıyoruz. tüm gece onu gördüm ve sevdiğini söylüyordu sürekli. sabah uyandım. telefonumda bir mesaj : seni hala seviyorum.

gülsem mi aglasam mı durumu. bende hiçbir şey yapmadım. zaten umrunda değilmiş , yazmadım.

edit : bunun neresini eksiledin biç herif.
memlekette bilim de dahil hiçbir bok yapılmıyor sayın sözlük, yıkılsın amk ülkesi.
bakınız ne demişiz zamanında (bkz: sakarya üniversitesi/#26450210)
sonuçlar da açıklanmış buyrun: http://www.sakarya.edu.tr...ografya_asistan_alimi.pdf

bu pisliğin kanıtı da burda kalsın, belki sesimizi çok yüksek çıkaramıyoruz ama farkedilmediğinizi sanmayın Türkiye'min adi insanları.