bugün

Şu koltuğa oturduğumda hiç bu kadar mutlu olacağımı düşünmemiştim. Kendimi evimde gibi hissettiren bu duyguyu hiç kaybetmemek lazım da her şey o kadar çabuk eskiyor ki.

Tamamen bana ait olması fikri çok cezbedici. "Oh be" dedim.
Bitmiş hayatını kabul etmeyen bir adam anlattı: "bizim milletimiz hiçbir şeyin bittiğini kabul etmez; pil biter ısırır, şampuan biter su ekler, diş macunu biter kıvırarak sıkar. Bir şey bittiyse bitmiştir, hiçbir güç sürdüremez."
bugün yakın bir arkadaşım bir kavga yüzünden omzu çıktı ancak ben ondan uzaktaydım olay yerine geldiğim de ise olanlar olmuştu ve yapabileceğim tek şey hastaneye gitmesine yardımcı olmaktı. Diğer arkadaşlar hep sorduğunda ben uzaktaydım olay bittiğinde oradaydım dedim "ah, keşke ben de o sırada orada olsaydım" dedim. Ancak sözlük ancak korkardım be sözlük kavgaları bir türlü sevemedim. Sanırım ben bir şey yapamazdım. Bunu bilip bir de ben orda olsaydım lafları etmek çok dokunuyor sözlük. Ne yapacağım bilmiyorum.
sözlük bugün yerin dibine battım amk, ölmek istedim utancımdan. çok değer verdiğim bir arkadaşımı üzdüm daha doğrusu sadece ben üzmedim üzülmesine sebep te oldum gibi. çok kötü hissediyorum. ona durumu anlatan uzun bir mesaj yazdım bana kızmadım sorun yok dedi ama biliyorum o üzüldü, söylemez o üzüldüğünü. çok kötü hissediyorum.
hergun bu saatlerde buraya bakmak bir aliskanlik haline geldi ne oluyo lan bana.
manavgattan nefret ediyorum.
manavgat bok gibi bir yer, sakın gelmeyin
edit: manavgatlıyım.
... çünkü aşk; en yüksek özgürlük biçimidir. aşk; rastgele yaşamayı sona erdirir, hayatın farkına varırsın!
vakit çok geç olmadan ona gerçeği anlatmalıyım. ama aptalım işte yapamıyorum.
Gıd nayt.
internetim yavaş olduğu için hiçbir zaman günün ilk entry sine sahip olamadım sözlük...

Ekleme: yanlışlıkla 23.59.59 da girmişim iyi mi.
mallığın lüzumu yok!
sevin lan kendinizi!

sizden değerli kimse yok. Şunu anlayıp da az adam yerine koyun kendinizi...
unutmayın siz kendinizi ne kadar severseniz, insanlar da o kadar kabullenir sizi.
19 yaşındayım hala ,20 yaşındayım hala ile baslayan yazar itiraflari cok komik geliyor bana. sanki gelmişler 50 yaşına da efkar yapiyorlar. 19 yaşindaki adam sozlukte yazmasin zaten efkar senin neyine.
insanlarla anlaşamadığımdan bahsetmiştim değil mi ?
çok aşığın var diyolar.
Sözlük sana acı bir itirafım var. senin çok fena içine etmiş bu yazarlar.
o gün geldiğinde; sevdiği adamı da hayallerine gömecek. işte o gün, hem annesini hem babasını hem o kadını anlayacak. beni o gün tanıyacak.
hani diyorlar ya hayat çok kısa anı yaşa. Büyük yalan. Bu hayat çok uzun, gereğinden uzun. şu bilmem kaç yıllık ömürde düşünmememiz gereken bir çok üzerine sabahlara kadar düşünüyosan, Yaşanmaması gereken bir sürü şey yaşıyosan, tanımaman gereken bir sürü insan tanıyosan. Bu hayat kısa falan değil. Belki kimine kısa ama bana değil.
Sozluk nedense gerçekten sevemiyorum artık, sabah bu kız ne kadar güzel gözleri var, ne kadar tatlı bir insan deyip hoşlandığımı hissetsem, 2-3 saat sonra başka bir kızda aynılarını hissediyorum ve daha sonra bir başkasında da. Ama gerçekten şarkılarda anlatılanın onda birini hissedemiyorum.
bugün de aşığım sözlük. bu şiir de gecenin şiiri olsun. küçük iskenderden gözümün nuruna.

öyleyse ben size hep ali diyeceğim
aşk bazen çok ali

mehmetler ölüyor, aliler öldürülüyor çünkü
ayşelerse doğuştan ya dul ya evli
ayşe bazen çok ali

içimizdeki isimlere yeni bir şans vermeli,
gidenin peşine düşmeden
ölenin duasını etmeden
mümkünse sade, mümkünse seviyeli

yalnızlık unutuluyor, ayrılıklar unutturuluyor çünkü
kalanlarsa bile bile ya sessiz ya deli

öyleyse ben size hep ali diyeceğim
hikayenin gerisi zaten çok belli
dertler zarifse vakit almaz teselli
hoş geldin esvabımın cevabı, aklımın zamanı
aşk bazen insandan çok evveli

öyleyse ben size hep ali diyeceğim
aşk bazen çok ali
şu an yanımda pişman bir adam yatıyor. Onu hiç böyle görmemiştim, ilk defa birşeylere inanmam için çabalıyor, ilk defa bu kadar kararlı ve ilk defa benim için ağlıyor. iki hafta öncesine kadar aklın neredeydi be adam! Zaten sana karşı bir şey hissetmiyorum derken aklın neredeydi!
Yanlış yapıyosun insanların kalplerini kırma.
Dünya değişiyor sende ki bu değismeme kararı niye.
2 haftadır Aşırı derecede karakter değişimine uğruyorum, 4-5 sene önceki kendini beğenmiş ve agresif karakterim dönüş yaptı ve engel olamıyorum, içgüdüsel sanki. milletti rencide edip, kıskanıp, eleştirip duruyorum.

4-5 sene önceki psikolojik durumuma tekrar düşmemek dileğiyle....
başlamadan biten şeyler var ya işte sen osun. sana sen bile diyemiyorum içkiden daha günahsın sen. gözlerine bakamıyorum çünkü ben iyi bir insanım. işte böyle aptal aptal konuşuyorum çünkü sahip olduğum her şeyi tükettin sen. o kadar yalnız ve çaresizim ki bu aptal itiraf sayfasına entry giriyorum. bravo. tebrikler.
Sadece birinin gelip beni bu bataklıktan çıkarmasını bekliyorum.
ne zamandır itiraf etmiyorum. durun bir şeyler itiraf edeyim. dinleyin bak sonunda soracağım; hepimiz film tablet şeklinde satılan ilaçları biliyoruz. bunların nasıl açıldığını da biliyoruz, çıkarmak istediğimiz tableti önünden ittirince arkadan pıt diye çıkıyor, tablet çıkarken de arkasına elimizi koyuyoruz ki fırlayıp yere düşmesin. -arada fırlayabiliyor, olabilir. herkesin birkaç kere bu şekilde ilaç ziyan etmeye hakkı vardır.- işte önden ittirme arkadan fırlamasın diye tutma işlemi hiç düşünmeden ilacı elimize alır almaz kolaylıkla yaptığımız bir şey ama bugün yapamadım. en az bir buçuk dakika eti puf açmaya çalışır gibi ilacın kabıyla üstündeki alüminyumun arasına tırnağımı sokmaya çalıştım. -işte anlatmaya gerek yok eti puf un nasıl açılmadığını, nasıl insanı cinnetlere getiren bir abur cubur olduğunu da biliyoruz.- en sonunda bunun açma yeri nerede diye sinirlenip şurup şişesini kafama diktim. dalgınlık değil de alzaymır mı bu ?
güncel Önemli Başlıklar