bugün

bu sözlükte,

yaşadığın acıyı,kaybettiğin yakınlarının yasını,başına gelen kazaları,belki sözlük ortamını kendine yakın hissettiğin için,belki de paylaşacak kimsen olmadığı için yazdığında;

o yazdıklarını şov için veya artı oy için yazdığını sanıp üstüne dalga geçen orospu çocukları var.

troll kavramı sözlüğün ve kamuoyu algısının genel fikrinin zıttında hareket eden ve bununla ilgili zaman zaman alaycı ve yaratıcı başlık açanlara denir,insanların acıları ve yaşadıkları yüzünden prim yapılmasına sadece orospu çocuğu denir.

bugun kaza gecirdigimi sozlukte paylastim diye prim yaptigimi sananlar var,yaziklar olsun.

iyi günler.
sabahtan beri kilo vereyim diye ağzıma yemek koymadım. şu saat olunca dayanamaz duruma geliyorum.
sür salçayı ekmeğe ye.
bari sabahtan yiyeyim la.
taktiğim ağır fail.
Terkedildikten sonra cok sinirlendim ve su anda resmen herkese yaziyorum. Ama benim yazma anlayisim "konusmak" oldugu icin karsi taraf ona yazdigimi asla anlayamiyor ve boylece kendi kendime gelin guvey oluyorum en fazla. Utangac insanin sikintilari da boyle.
tebrikler yazar oldunuz mesajını görünce koridorda seri taklalar attım.
hayatımdaki en radikal karar, saçlarımı önce sola tararken şimdi sağa taramak oldu.

edit: şimdi düşündüm de, onu da berber yaptı.
sabahtan beri zakkum ben ne yangınlar gördüm dinleyip duruyorum.

yanıyorum galiba.
uyuz oluyorum lan hepinize ! aklınız ya sikinizde ya da aptal dininizde! hiç araştırma ve yaratıcılık yok. kendince eğlenen bir grup aptalsınız! bunuda eksileyin ipneler hatta modlar silsin başlığa uymuyo diye amına koduklarım.
2 hafta içinde önce atanamadım, buna alışmaya çalıştım.
ardından ek atamalardan çok umutluydum.valizim hazırdı falan.
ek atamada da kadro verilmedi yine atanamadım, tam bir luuzırım derken ücretli öğretmenlik çıktı evime yakın bir okulda.
neyse dedim şubat ataması olur belki, şubata kadar çalışayım olmadı sonra atama yapılmazsa şubatta dershaneye giderim.
ücretli öğretmenliğimin 4. gününde ek atamanın ek atamasıyla atandığımı öğrendim bir arkadaştan.şaka gibi.
o gün de derse girdim ve çocuklarla vedalaştım, ağlaştık falan.
ardından en zevkli kısmı geldi.
o dört gün boyunca bana hizmetçi muamelesi yapan müdür yardımcısına ''atandım beğğğn höğğğğğ'' diye cemkirip ayrıldım ordan.
''neresi olsa giderim abiğ'' modunda bir insan olduğum için atandığım yere dikkat etmedim bile.mutluydum bir seferde kurtuldum kpss illetinden genel kültüründen, genel yeteneğinden; eğitiminden, alanından.zihnimde her şeyi tasarladım.hepsini üst üste koyup kapının önünde yakacaktım.hatta üzerinden atlamaya bile teşebbüs etsem ve bu uğurda yanarak hayatımı kaybetsem bu mutlu bir ölüm olurdu.

ailem de çok sevindi atanmama.özellikle o bunalım zamanlarımda pencereden sarkıp okula giden çocuklara
''hişşşt , pişşşşt 7 kere 8 ahahahahah'' gibisinden laf atıp ağlattığım ve bir iki tanesinin önünü kesip ''hadi gelin sizle ders çalışalım kurabiye de veririm hem'' deyip kaçırmaya çalışıp ders anlatmak istediğim için baya bir korkmuşlardı.hatta onlar ücretli öğretmenlik yaptığım zamanlar da bile öğrencilerim olduğu ve artık okula giden çocukları taciz etmekten vazgeçtiğim için de mutlulardı.atandığım haberi gerçek bir şoktu onlar için.

bu kadarı sevinçten aklımı yitirmem için yeterdi sahiden.ahahaah.neyse ciddi bir yazı olacak bu.sonra göreve başladım falan.memleketimin merkezindeki orta okulda 1 tane bile kadrolu matematik öğretmeni yokken, burda 1700 mevcutlu ilk ve ortaokulun (ikisi bir arada)(ki okulların öğrenci ortalaması 3000 falanmış burada) 4 tane matematik öğretmeni var.dolayısıyla ben fen ve teknoloji derslerine giriyorum haftada 26 saat.sayı nedir, doğal sayı nerden başlar nevrim döndü.öğretmen kılavuz kitabı yok da, sınıf defterine kazanımları yazamıyorum.sınıflar 45 kişi zaten.kimse benden yıllık plan istemedi ama sanırım onu da hazırlamam lazım.yarın veli toplantısı var, neden hafta sonu veli toplantısı koyarlar anlamış da değilim.çocuk diyor ki hocam babam benim kaçıncı sınıfa gittiğimi bilmez, öbürü diyor ki babam benim adımı bilmez, öbürü diyor ki annem babam türkçe bilmez.her gün bir olay oluyor bir de burada.bıçak sırtı bir yer.ister istemez sorun oluyor.veli okulu basıyor derste, çocukları zapt etmek çok zor.lan ben neden fen anlatıyom hepsi bir yana?ilk konu neden üreme?neden?bildiğin fen kitabı aldım çalışıyorum ya.dersler zaten hepten komedi.
-vücudumuzun yapı taşı nedir çocuklar?
+!'+^+
-az önce arkadaşın okudu bak.sayfa 16 da.(protein diyecek sadece)
+!'^+&/
-çocuğum baş harfi p hani?
+peynir öğretmenim.

***
-hangi besinde a vitamini vardır çocuklar?
+(hep birlikte) gazoooooooz.
-!'^+%&

***
-şimdi birer organel söyleyelim sırayla.
a: lilozom(lizozom demeye çalışır)
-lizozom, baştan söyle.
a: lilozom.
-sıradaki söylesin
b:kporalapast.
- kloroplast?? bir daha söyle.
c:(üreme ünitesi açıktır)hocam döl yolu, penis.
- '^+%&/&/

***
boş derslere de giriyorum idare sağ olsun.resim çiziyorlar daha doğrusu sessiz bir biçimde resim çizmelerini söylüyorum yoksa illaki burun kanatma, kafa kemirme oluyor çocuklarda.5. sınıf çocuğu erkekler tır resmi çiziyor(tır şoförü olmak hayalleri), kızlar gelinlik resmi.

geçen gün 5 lerden 1, 6 lardan 2 kız öğrencimin evlendiğini öğrendim zaten.

haftada 3 gün de nöbetçiyim ki sorma sözlük.olaylar olaylar.okul evraklarına, evrak düzenlemelerine bir türlü alışamadım.evime gelmemle uyumam bir oluyor.yemek hazırlayacak takatim bile kalmıyor.
zümre toplantısı var bir de ve ben matematikçi miyim, fenci miyim bilmiyorum.tam bir kişilik karmaşası.tam bir moratoryum.
bir de bayrama bilet bulamadım sözlük.değmeyin keyfime.
gün içinde zırvalıklar yapıp gülen bir insanın gece hayatın zırvalıklarına ağlaması ne demektir.belki biliyorsundur.
bu gece paranoyak olmaya meyilliyim, yoksa değil miyim? sanırım içtiğim viskinin bunda etkisi var..
*
Şu saatten sonra beni tatmin edecek doyuracak tek şey başarıdır, bundan aşk sevgi gelir, zatende az kaldı.
itiraf ediyorum otobüste kitap okumaya bayılıyorum. ama kitap okurken "artiste bak entel ayaklarına yatıyor" minvalindeki bakışlarından o kadar bıktım ki okuyamıyorum artık. çareyi telefona ibook yüklemekte buldum. şimdi çok rahatım, çünkü herkes beni facebook yada twitter aleminde takılıyorum sanıyor. canım ülkem...
Çok pis aşık olma potansiyeline sahibim sözlük kendimi hiçbir yere ait hissetmiyorum. Hissetmek istiyorum ama hissedemiyorum biraz utangaç biraz fikirlerimde muhafazakarim bazen utandığımdan muhafazakarlığımdan ödün veriyorum. Hani bunu okuyan kimsenin umrunda olmaz, umrumda değil zaten sadece beni rahatlamış hissettirdigi için yazıyorum, yazdıkça yazasım geliyor hatta bunları tüm dünyayla paylaşmam aptalca değil mi diyorum olsun diyorum 'ekle'ye basıyorum..
anlaşılan onun gözünde ben halen bir arkadaşım. Belki çok iyi belki de sıradan bir arkadaşım ama ben arkadaş olmak istemiyorum. Ona duyduğum ilgiden de beslediğim sevgiden de haberi olmasına rağmen bunu neden yaptığını da bilemiyorum. Onu bir sonraki görüşümde hislerimi dışa vuracaktım ama artık yine içimde kalacak.

Kaç yaşımıza geldik artık dön bir bak etrafına sana şu zamana kadar kim değer verdi? Aylar önce benim yerime tercih ettiğin ve seni birkaç ay içinde başından savmış o ardından ağladığın adi mi sana değer vermişti. Yoksa sırf sen rahatsız olma diye seninle tekrar konuşamadan okulundan mezun olan, söyleyemediklerini içine atan, belki bir umut seni tekrar görmek arzusuyla bir sene daha seninle aynı şehire gelen ben mi?

Demek ki neymiş değer verince arkadaş; vermeyince sevgili olunurmuş... Tekrar söylüyorum kaç yaşımıza geldik artık dön bir bak etrafına...
aldatıldımsı gibi bir sey oldu. ama kimse aldatılmadı. tamam ağlamıyorum.
benden kaçmalarından nefret ediyorum, başkasına gelince bülbül gibi şakıyan insanlar, bana gelince bir selam bile vermemesi gururumu kırıyor.
6 sene sonra mesaj attım cevap vermedi.
üst katımda oturan çift öyle bir seks yapıyor ki ses kesildiği zaman sigarayı ben yakıyorum.
sıradansın lupinus, sıradansın.
Hani saat 12.00 olduğunda sevgilinin aramasını beklersinde o amına koyduğumunun telefonunu o aramaz ya, en yakın arkadaşlarının hepsi arar, kutlar falan. saat 1.30 olur ve arar. " ayy hayatım dalmışım, doğum günün kutlu olsun seni seviyorum" der utanmadan. lan ne kadar önemli işin olabilir ki saat 12'de beni unutacak kadar! evet önemli değil demiş olabilirim ama insan bekliyor lan işte. saat 12 den 1.30 a kadar telefonun sağ üst köşesine bakmaktan gözlerim otobüste karı kesen adamlar gibi o yöne doğru kitlendi geçmiyor.
sanırım bu gecelik başka sıçmayacağım sözlük. artık yarın sabah ne olur ne değişir kimse bilemez tabii. her yeni gün yeni umutlar yeni beklentiler demek. bazen oturup sadece bekliyorum sözlük. bir şeyler olsun diye. bir kıpırtı bir ses en azından bir söylenti. biliyorum yaşanmışlıkları bir kerede kenara atmak çok zor. anlıyorumda sözlük. ben kendim bizzat bir yaşanmışlık olsam kolay kolay çıkmazdım. neyse sözlük yarın belki her şey değişir bu gün kayıp giden şeyler yarın kas katı dimdik karşımda olabilir
az evvel uyanır uyanmaz ekrana baktığımda saat 3:20 ydi, bir dakika öne baktığımda 2:28 yazıyordu. zaten geceleri sebepsiz uyandığımda içime bir ürperme gelir, bu iyi olmadı. üstüne bir de bu entryi girerken başlık aratma kısmına yazmaya başladım. uyku sırasında bir daha sözlüğe girmek yok.
sürekli üstlerde olan ben bu yazıyı şuna yazdım buna yazdım başlıklarından midem bulandı yazıyı kime yazdıysan ona okut arkadaşım. * *
bir yıllık mahkumyetten sonra her manada kendimi hür kıldım. fakat kıldığım bazı şeylerden uzaklaştım. boşluğa düştüm. hayat boyu böyle mi olacağım? sikerim öyle hayatı.
evlilik korkudan öte artık takıntı oldu. evli bir çift görünce bunalıyorum, bir düğüne gidince kendimi berbat hissediyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar