bugün

bitti ......
bu gece buraya kendim için gelmedim. yakın çevremde tespit ettiğim ve üzüldüğüm bir durum için geldim.

hepimiz doğar, gelişir, ve ölürüz. bu süreç içindeyse kendimize ait bir hayat yaşarız. eğer bu yaşam bir noktada kilitlendiyse, gelişim aşamasında bir sıkıntı çıktı ve ölene kadar bu döngü durdu demektir.

ben şu an sahip olduğum en eski arkadaşımla 8 sene önce tanıştım. birlikte ne yollardan geçtik. pihuuv... şeriatçı mı olmadık, ırkçı mı olmadık, atatürkçü mü olmadık... bu siyasi yönü bunun yanında dini değişimiz de yaşandı. teizmden, deizme ve ateizme kâh beraber kâh ayrı ayrı koşturduk.

işte bu 8 sene içinde benim değişimim hep devam etti. hep bir şeyler okudum. yeni fikirler gördüm. yeni ufuklar açtım kendime. gittikçe daha da hızlandı bu değişim ve gelişim süreci.

bu süreç sonucunda yarattığım kişiden oldukça memnunum. oldukça fazla sayıda fikir ve fikir sistemi gördüğüme ve kendimde bunların bana en uygun olanlarını biriktirdiğime inanıyorum.

ancak arkadaşım bu süreç içerisinde geride kaldı. kendisini durdurdu. bir noktadan sonra onunla çok ama çok ayrıldığımızı fark ettim. bu beni hep üzdü, çünkü biz hep onunla ilerlerdik, eşzamanlı bir değişim yaşardık, bu süreç içerisinde birbirimize yardım ederdik.

uzun zamandır özellikle son bir yıl içerisinde hissettiğim fakat kesin bir şey söyleyemediğim bir durumu bu gece kesin olarak söyleyebiliyorum artık. arkadaşımın gelişimini sevgilisi durdurdu.

evet sevgilisi.

3 yıla yakın bir süredir sevgililer bu insanla ve birbirlerini diğer insanlara kapattılar, kitap okumaya kapattılar, kaliteli sinemaya kapattılar, düşüncelere kapattılar, izole bir dünyada birbirleriyle sevişerek 3 yıl geçirdiler. elbette simgesel bir anlatım bu, bazı hayvanlar ''vaaaa 3 yıl sevişmişler laaa'' demesinler, sikerim.

ve sonunda ayrıldılar, ya da ayrılık yoluna girdiler ve benim gördüğüm şey işte bu. arkadaşım kendi engelini önünden artık kaldırabildi ve ilerleme yoluna tekrar girdi.

edit: giremedi.

diyeceğim odur ki: sizi düşündüklerinizden alıkoyan, başarmak istediklerinizi bir yükmüş ve gereksiz ya da zaman kaybı olarak gören, sizi durduran biriyle bırakın 3 yılı, 3 saat bile geçirmeyin.

edit: barıştı.
itiraf edebilecegim biseyim kalmadi ama mutlu son yakin gibi...
(bkz: i see dead people)*
bir kaç tane artı oy alınca gaza gelip daha fazla entry giriyorum. daha fazla şey yazma isteğinden dolayı entry kalitesi düşüyor ve saçmalamaya başlıyorum.
11 eylül'ü 12 eylül'e bağlayan gece tartışmasız bir şekilde "hayatımın en güzel gecesi" olarak yerini aldı.
birkaç gündür gecenin bu saatlerinde sözlükteki yemek başlıklarına bakıyorum, entrylerin çoğunu okuyorum. pizza, döner, sufle falan ne varsa hepsini inceliyorum, fotoğraflara bakıyorum. diyetteyim ve bundan fena halde zevk alıyorum. o başlıklara yazan bütün yazarlara da teşekkürlerimi iletiyorum.
bu sefer tamam konuşucam diyip, yine konuşamıyorum sözlük. bu gidişle kanka olup çıkıcaz amk.
turizm den nefret ediyorum evet turizm allah bin belasını versin, etrafımda çok iki yüzlü insanlar var, şimdiki aklım olsa bankacı veya memur olurdum evet itiraf ediyorum.
dün doğum günümdü. google'a girdim her günki gibi. a baktım pastalı falan, bi doodle. ulan kimbilir kim acaba benle aynı gün doğan ünlü falan dedim. tıkladım doodle'a: ulan! ben çıktım ya lan. harbi tırstım. sonra araştırdım, meğer sadece bana özelmiş. yani gmail açıkken girince çıkıyormuş. olsun lan çok güzeldi pastalı doodle falan. harbi yemiş kadar oldum. eyvallah google ilk ve tek sen hatırladın *.
az önce inci sözlükteki korkunçlu hikayeyi okudum ve doğal olarak korktum tabi ki. gözlerim kıpkırmızı artık sular akıyor o derece uykum var ama korkudan uyuyamıyorum. başıma ağrı girdi. bu satırları uykum açılsın diye yazıyorum......
hep istediğimi almaktan bile sıkıldım.
uludağ üniversitesi itiraf ediyordaki kadar görükle maceralı olmayan itiraflardır. bi girin okuyun hele.
ne zamandan beri gördükçe vücudumun ritmi parçalanıyor, sen daha tanımıyorsun beni, belki de ancak bir iki saçma cümle oradan buradan. sürekli savaşıyorum, tanışsam mı yoksa hep böyle mi kalsam diye çünkü biliyorum birlikte olsak her şey kötüye gidecek, iyi hiçbir şey yaşanmayacak. aklıma her geldikçe seninle tanışma fikri kendimi dota oynarken buluyorum. (bkz: yok olması gereken insanın abisi eşref)
"Kafamda susmaları için yalvardığım sesler var."
105. bin dediler bir baktık 103.000 çıktı, katkı yapalım madem. ,istanbul hadi bir yağmur. edit başka birşey istemeli idim. yağdı harbiden.
Küfreden insanlardan nefret ediyorum. Acizlikten başka bişey değil küfretmek. En acısı da bunu marifet sananlar var.
(bkz: #19448481)o entry de bahsettiğim arkadaşım ile aramız açıldı. onu çok özledim be. ona söylesem bile artık anlam ifade etmiyor. zamanı geri alabilsem keşke.
Sakın eşinize 'ya hayatım biber dolmasını annem sanki daha iyi yapıyor ona bi sorsana yardım eder az sana' gibi bi öküz cümle kurmayın. bakışlarıyla gözlerinizi uyar. eğer siz de benim gibi bu öküzlüğü yaptıysanız çözüm basit. yastık ve bi battaniye alıp oturma odasındaki koltukta uyuyun.
deli gibi hastayım sözlük. ama hastaneye gitmekten nefret ettiğim için gizli gizli hastalık yaşıyorum. insana ağız tadıyla hasta hayatı yaşatmıyorlar.
ilk itirafım , uyuyasım yok yazayım bakalım dedim sözlük .
Genelde ayda bir kaç kez halüsinasyon görürüm hep, yatağı örümcekler yılanlar basar, yüzüme doğru ilginç bir örümcek ilerler , ne olduğunu anlayamadığım uçan , püsküllü bir yaratık bana doğru yaklaşır mesela . Normalde örümcek görünce çığlığı basan insanlardan değilim ama bilinçaltımda korkuyordumdur belkide . Ya da genetiktir çünkü babamda görürmüş böyle şeyler .
1 haftadır halüsinasyonlar sıklaştı , karartma perdesi odayı çok karanlık yaptığından öyle olmuştur belkide diyor arkadaşım , ama odam karanlıkken gayet huzurlu uyuyordum aylardır yani alakası olduğunu sanmıyorum . Odamdan geceleri bir haftadır nefret ediyorum , uyuduğumda birşeyler fırlayacakmış bir yerlerden gibi geliyor . Hayatımda bir sorunda yok ,kafama taktığım birşeyde yok halbuki .
Dün gecenin köründe kıpkırmızı bir tarantula halüsinasyonu gördüm yatakta . Bu sefer gerçekten fena korktum ve uyursam tekrar birşeyler görmekten endişelendim . Dua ettikten sonra salona gidip hababam sınıfını açtım, laptopu masada bıraktım ,saat 7 gibi anca uyuyabildim. Bugünde odamda uyumayacağım . Normalde odadaki en ufak bir sesten ve ışıktan rahatsız olup uyuyamayan bir insanken 1 haftadır müzik veya bir filmin sesi olmadan uyumaz oldum . Bir huzursuzluk var içimde, uykuyu o kadar çok seven ben, uyumak istemiyorum .

2-3 gün sonrası Notu : Huzursuzluğum gitti Allah'a şükürler olsun.
hep derler ya "yeni bir sayfa açıyorum hayatımda" bıdı bıdı bıdı. demekle olmuyormuş. onu anlamıştım. çünkü bu kalıbı bir yıl boyunca binlerce kez söyledim. ama öyle olmuyormuş. düşüncelerine, bir anda aklına gelenlere ve kalbinde oluşan sızıya karşı koyamıyorsun çoğu kez. "zaman her şeyin ilacıdır" derler. zaman başlarda ilaç değildir. zaman deler geçer. kanatır. kahreder. ne zaman ki sen hazırsındır -ki sen bunu genelde anlamazsın- işte o vakit, zaman ilaç olur. bir sabah kalkarsın, omzundan yükler eksilmiştir. daha hafif hissedersin. artık aklına gelmez hatıralar ve kalbini acıtmaz şarkılar. keyifle dinlemeye başlarsın hepsini. ben 3 gün önce böyle uyandım. ve evet, yeni bir sayfa açtım. eskilerimden arındığımı hissediyorum. mutluyum. içimde hala eskiye dair burukluklar kalmış olsa da -ki bunların silinmesi imkansızdır zaten- ve daha farklı biri haline gelmiş olsam da yaşananlardan dolayı, ayaktayım. omuzlarımdaki yükler kalktı. ve pazartesi doğum günüm. evet, ben yeniden doğuyorum. merhaba.
her şeye hazırmış gibi rol yapsam bile gelecekten çok korkuyorum.
onu çok sevmekten ağlardım ben her gece.o ise hiç sevmediği yalnızlığı benimle olmaya tercih etti.hayatımda hiç bu kadar istenmediğim olmamıştı.sanırım bunu kolay kolay unutamayacağım.
çok kötü bir dayıyım ben, az önce mutfağa girdim bizi ziyarete gelen yeğenlerimin bebe bisküvilerini meyve uyu ile afiyetle yedim.