bugün

ayrıntı vereceğim de inşallah okumazsınız burayı sevgili bayan.
okurken şu müziği açın.
http://www.youtube.com/watch?v=Nqye86_4ELw

sevdiğim biz kız var sevgili sözlük. veya sevdiğimi sandığım. bilemiyorum. birini sevmekle birini sevmeyi sevmek arasındaki farkı nasıl anlarız*? neyse işte çeşitli katakullilere getirmeden gittim direk ''tanışabilir miyiz? arkadaş olmak istiyorum'' dedim*. kız doğal olarak garipsedi, şaşırdı. sonra parmağındaki yüzüğü göstererek sevgilim var dedi*. belki de yoktu yalan söyledi bilmiyorum heyecandan vücut dilini okuyamadım. o kadar lie to me seyrettim, eğitim programında da bayağı bir çalışmıştım. kız zaten aşırı çekingen olduğundan üstelemedim de, teşekkür edip ayrıldım. bir çay içsek nolurdu yahu? peki kahve de olurdu fark etmezdi. neyse bu entrymde son olarak, öğrenciyim ve bir kıza aşığım aynı zamanda farklı bir senaryo üzerinde çalışıyorum. çok şahane bir hikayem var bu yaz yazabilirsem. 5-10 seneye satar çektiririm herhalde. bir de sabaha termodinamik bütüm var. büttüm ben. bütvidanya!
EVET SÖZLÜK gecenin 2 si saat.

ve ben şu anda bankada calısıyorum. sistem güncellemelerinden dolayı.

sagımda solumda 4 erli 5 erli hatunlar oturmuş gecelikleri ile pc basında birşey yapıyorlar..

ve ne kadar sexi olduklarnı şimdi anladım..

bu gece nasıl biter bilmiyorum.
gözü açık kabus gördüm sanki demin. valla bak :s
Yine bir başlığım siklenmedi. Nedeni 'tanrı' demek ve sorgulamak. insanlar sorgulamaktan korkar olmuş.
unutmamak için buraya yazıyorum, sonra neden,kime yazdığımı unutuyorum. off olaya gel.
ya allah cok guzel be.
Sabah ablamin arkadasina ugradik nasil gicik bir tip anlatamam. Laf soyluyorum ablam cimcikliyo alttan durtuyo falan neyse.
Tam kalkicaz tuvaleti sordum cocuga ellerimi yikarken dis fircalarini gordum ve klozete soktum. Karistirdim karistirsim.
Her culup culup sesinde biraz daha haz aldim. Nasi icim rahatladi cikarken de disinde maydonoz oldugunu soyledim.
Pisman degilim.
hemen bir iş bulup, çalışmalıyım. dedim.
maaş, iş önemli değildir. bi yerden başlayayım da, daha iyi olur nasılsa dedim.
zamanla yükselirim dedim.

yükselemedim.
hala aynı yerdeyim amk.
o kadar iş görüşmesine gittim bir tanesi biel olumlu dönmedi.
ne yapayım lan ben?
'' Düşünme ve konuşma özgürlüğü '' bunun ne demek olduğunu biliyorsundur herhalde . Allah , Arapça bir kelimedir . Tanrı , Kök Türkçe dir . Eski Türkler ' de Gök Tanrıcılık diye bir inanç vardı ya hani . sonuçta ikiside aynı anlam teşkil ediyor . Bir de seni yazar yapanın ta amk @apocan
Yaşamak istiyorum
Yaşamak istiyorsun
Yaşamak istiyor
Böyle şiir olmaz, diyeceksin; biliyorum.
Ama böyle dünya olur mu?
Böyle barış olur mu?
Böyle hürriyet olur mu?
Böyle kardeşlik olur mu?
Biliyorum ki, katlanıver, diyeceksin;
Ama böyle yaşamak olur mu ?
ikizler burcu erkeğini koruma ve yaşatma derneğini kurmuş bulunmaktayız efendim.

ikizler burcuna mensup olan ve nefes alan herkesi bekleriz.

(bkz: ikizler burcu erkeğini koruma ve yaşatma derneği)

not: nefes almasa da olur. yeter ki gelsin.
ben aslında vampirim. Bu sozluge de avlanmak icin gırıyorum. Insanları tuzagıma dusurup kanlarını emıp donusturuyorum.
Hiçbir şey, hiçbir insan vazgeçilmez değil. Ama bazen vazgeçmezsin işte ne kadar zarar edersen et, ne kadar acıtırsa acıtsın. Insana has bir durum bu. Garip, mantıksız ama onurlu bir durum. kazanırsın, kaybedersin ama içinde kalmaz bir şey kaybetsen de. çünkü o buhranın kıyameti kopana kadar savaşmış hissedersin. kaybetsem de her şeyi yaptım diyebilmek vicdanını kurtarır. bir şeylere inanan herkes umarım hak ettiği müddetçe ona sahip olur gençler. ama risk işte, kazanırsın, kaybedersin...
cinayet işlemek istiyorum sözlük. yan apartmanda 4-8 yaş arası bir çocuk topluluğu var. ben ne zaman balkonun kapısını açsam hep beraber dışarı çıkıp kavga etmeye başlıyorlar. ne zaman balkonun kapısını kapatsam sessizlik oluyor. kayboluyorlar. geri açtığımda ise bağırıp çağırmaya başlıyorlar. sessiz olmalarını rica ediyorum. bir iki dakika sessiz oluyorlar ardından biri hoba diyor diğeri hurra diyor yine başlıyor kavga. ne yapayım ben nerelere gideyim. havasızlıktan öleyim mi ben ne yapayım.
(bkz: başımı nerelere vuram)
edit: sustular lan.
küçükken istanbul'un taşının toprağının gerçekten altın olduğunu sanıyordum.
Aştiden yine nefret ettim bugün. Kendilerini seveceğim günü iple çekiyorum.
itirafımdır;
"kız evi temiz olur" yargısını yıkan kızlar biziz. ben ve kuzenim.
evimizde ayda 1 kere -ki o da birimizin kafasına taktığı bir şey olacak da onu düşünmemek için eli dolu olsun diye- temizlik yapılıyor. Onun dışında evimizin en temiz günlerini izmir'de okuyan diğer küçük kuzenim gelince evde estirdiği 'siz ne dağınık, siz ne düzensiz, siz ne evle ilgilenmeyen kızlarsınız!' rüzgarları neticesinde görüyoruz. ebeveynlerimiz arada gelse de evimiz temizlik koksanın hayallerini kurmayı bırakalı çok oldu. kuzenimin annesi ingiltere'de benim annem Fethiye'de.
demem o ki; kız evi denilen şey illa temiz olacak diye bir şey yoktur. mutfakta yığılı bulaşık manzarasıyla sadece erkek evlerinde karşılaşılmaz. savaş alanına dönmüş bir salonda film keyfi yapmak sadece erkeklere has bir şey değildir. dağınıklıktan rahatsızlık duymayan ve hatta bunu benimseyen kızlar da vardır.

buradan evimizin berbat bir yer olduğu anlaşılmasın. içi temiz insanlarız neticede.
Cok sevdigim bir komsum var.beni yaklasik 17 yildir taniyor.artik epey yyaslandi.buna cok uzuluyorum. Olecegini kabullenemiyorum, ama bu fikre alissam iyi olur.
bazen onu gormek bile istemiyorum Shasta hallerine dayanamadigimdan.
begun yolda kafami cevirip gececektim.ama yapamadim.
zorlaniyordu,yuruyemiyordu,bastonu bile fayda etmiyordu.
hemen gittim elindeki butun torbalari Waldim ve evine tasidim.
cay icmeye davet etti beni hair dedim.

Bir gun arabam olursa onu hic yurutmeyecegim.
en sevdiğin biblonun kolunu ben kırmıştım aslında patron! kaza işte...
ahir ömrümde öğreneceklerim tükenmemiş. "evlilik de neymiş bee" derken alaşağı oluverdi fikirlerim. evlilik planı yapmak güzelmiş be. öyle mes'udum ki.**
annemen gelen anneler günü hediyesini evde top oynarken ben kırmıştım

tabi kim vurduya gitti ama ben yine de pişmanım.
mesleğimden nefret ediyorum.
Bu sozluge her geldikce sinirim bozuluyor. Hatirlamak istemedigim settler harirlatiyor bana.
''ama öyle özledim ki benim gibi birini sevmeyi. öyle özledim ki kendim gibi biri tarafından incitilmeyi, üzülmeyi...

yine aradım seni yoksun. beni de birileri arıyor. beni de kendi gibi birini. sevmeyi özleyenler arıyor. kendi gibi biri tarafından incitilmeyi, üzülmeyi özleyen birileri arıyor.

hiç cevap vermiyorum. ben seni istiyorum, seni arıyorum…
kayıtsızlığınla beni yok ediyorsun, geride sen kalıyorsun.ama seni de biri
yok ediyor. aslında bu oyunda herkes birbirini yok ediyor.

ben birilerini, o birileri başkalarını. sen beni. seni bir başkası.

hem çok iyi biliyorum; beni sevsen bile hiç kapanmayacak bu yaram. seni biri sevse de hiç kapanmayacak bu yaran…
hiç kapanmayacak! avuçların hep boşluğa kapanacak.''
küçük bir cafede çalışıyordum geçen ay. tabi küçük olduğu için gelen müşteriler bellidir. herkesle az çok muhabbetim vardı. sürekli gelen bir arkadaş grubunun içindeki kız kıl kıl bakardı bana. limonata isterdi mesela onu götürürdüm ben meyve suyu istemiştim derdi falan neyse kısacası götlükte 10 numaraydı. işten ayrılana kadar kız her çay istediğinde içine böyle hayvan gibi tükürüp götürdüm hep. sonra da karşısına geçip o çayı içişini izledim. pişman mıyım ? aslaa.