bugün

küçükken çorapla uyudugum zaman ömrümden 1 gün kisalacak sanirdim. bunu amcamin kizi soylemisti bana. beya ciddi ciddi omrumden giden gunleri hesapliyordum.

simdi yataga girdim. yaş 24 oldu, bilinç altima nasil işlemişse artik çoraplari cikardim 1 gün fazladan yaşamak icin. aklimi sikim nelerle ugrasiyoz gece gece
Selam sözlük gençleri. Bu 27 yaşında bir erkeğin nasıl tırsaklaştığının itirafı.

Uzun süre sonra, yaklaşık yirmi sene, korkularını yenip dişciye gittim, kaplama falan filan derken, ilk üç günün sonunda '' ehe bişi yokmuş olm'' modunda gezerken, 20lik dişimin ters çıktığı anlaşıldı. Bu yine ben mal gibi gidip Youtube'dan operasyon videolarını seyrettim. Ağlamak üzereyim, O ne amk öyle, insan insana bunu yaparmı amk. Korkuyorum sözlük. Cidden aglayacagim sanırım.
sözlüğe yazar olmadan önce sık sık denk gelip okuyordum. bazen "o-ha ne güzel yazmış adi" diye tepkiler verdiğim bile oluyordu.

dedim ki bir gün, "üye olsam kesin yakışıklı, zeki, entelektüel, kültürlü biri düşer bize de buradan"

yanılmışım sözlük, çok yanılmışım...
insanları sevmiyorum.
uzun zamandır ice age 4 ü izlememiştim, şimdi bi hışımla indirip izlicem, çok utanıyorum hemen izlemediğim için. buradan da yeşil gözlüme sesleniyorum, buluşunca anlatıcam hepsini izlemediysen de, heheh accık nefret edicen benden ama olsun.
duygularımı çözemiyorum sözlük, hani alsam kalbimi birine versem, başkasına duygularımı, üzerimden koskoca bir yük kalkacak gibi. Galiba bağlanmaktan korkuyorum.
yazmanın rahatlattığını fark edeli yazıyordum. sonra okuyunca canım sıkılmaya başladı. artık yeni bir formül buldum. siliyorum yazdıklarımı. günlük tarzında bir defterim vardı onuda yok ettim. çok ağır bir yük kalktı üstümden. daha deminde yazdım içimi döktüm sonra da ortadan kaldırdım ve acayip rahatladım.
anlatamadığımı veya anlaşılmadığımı düşündüğümde vazgeçiyorum.
neden her şey üst üste gelir, neden insanlar birbirini anlamazlar, neden sevdiğin insan seni anlamaz, neden her şey para dır, neden insan sevdiğine kavuşamaz neden sözlük, babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi, babamın mezarını neyse, saatlerimiz 03:00 göstermek de bir sigara yakalım ve halil babayı dinleyelim...

(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=fxKHuSjvLBA)
saate baktığımda 2:50, 3:50 gibi sayılarla karşılaşınca içimden bunu iki buçuk, üç buçuk gibi okuma isteği geliyor. sebebini ise 100 lük sayı periyotlarına fazla bağlanmam olduğunu düşünüyorum. 50, 100'ün yarısı olduğu için saatsel ifade de üzerimde buçuk algısı oluşmasına engel olamıyorum. lanet olası federaller, oysa ki tek isteğim yüzlük sistemdeki 35'Ti.
hergün uyumak için rahatlatıcı müzikler dinliyorum. genel içerik su sesi olduğu için müziklerin çişimi getirdiğini ama uykumu getirmediğini tespit ettim.
bir kızdan hoşlanıyorum
o çalışkan ben vasat
o sosyal ben asosyal
o güzel ben çirkin
hayır neyime güveniyorsam onu da bilmiyorum ama gönüle laf geçiremiyor insan.
23 yaşındayım ve 16 - 19 yaş aralığı kızların ilgi odağıyım. mandalina kadar memesi olan kızlar arkadaşlık teklif ediyor. ben bu nicki boşuna almadım hocu.
küçükken annem benle ilgilenmiyor diye balkona işerdim. gene olsa gene yaparım utanmasam.
trt haber bülteni spikerlerinden hallice hissediyorum bazen. didaktik ve sıkıcı. bitsem de gitsem.
çalan şarkı ve çalışma temposunun doğru orantılı olduğunu düşünüyorum,
mesela bunu çalsalar mekanda,
http://youtu.be/QK8mJJJvaes
sabaha kadar çalışırım lan !
sözlükteki bölücü örgüt sempatizanları yüzünden çaylak yapıldım. adalet istiyorum adalet.
mesaj gelecek diye heyecandan uyuyamıyorum. ama atmıyor, hep böyle mi olur ya. ne şansızım, şansıma tüküreyim. ben bu işleri beceremiyorum zaten. niye uğraşıyorsam.
en ihtiyaç duyduğum anda bırakıverdiler ellerimi, şimdi kırık bir haldeyim. karanlıklar içindeyim. cevap ver tanrım, ölmemi istemiyorsun. ne yapmalıyım? ölmekte ısrar mı etmeliyim. ölene kadar tekrar tekrar ve tekrar denemeli miyim? bir işaret, bir çıkış yolu. lütfen...
itirafa gel:
dün gece buradan biri bir ankete rüzgarı dinliyorum o beni dinlemiyor filan gibi bir şey yazmıştı. ben de dinleyeceğim
diye çıktım balkona "bir saat!" beynim de o sırada mı dondu önceden donuk muydu bilmiyorum ama çok fena üşüttüm durduk yere. teşekkürler sözlük.
yazıyorsunuz böyle özeniyoruz işte. aptallıktan öleceğim sonunda. yapmayın.
4 yaşımdayken evin ortasına sıçıp kakamı yediğim doğrudur.
sarışın,renkli gözlü ve beyaz tenli avrupalı tipi kızlar daha cazip görünse de kara kuru türk kızları sadık eş ve fedakar anne olmada bir numaradır. geleneksel anadolu kızlarının avrupai kızlara özenen üretim hatalarına 'kezban' deniyor. kezbanlara sıcak bakmıyorum ama evlilik iÇin geleneksel türk kızını tercih edeceğim sanıyorum.
yağmurda ıslandık hasta olmasak iyi bari. neyse konu bu değildi bir 10 sene sonrasını düşünüyorumda ne olur hayatımda işe girmiş olurum kendi evim, daha iyi yazmayı başarırsam kitap çıkarırım ve yalnız bir hayat sürerim gibime geliyor. uçuk olabilecek hayallerim var ama en basit hayalim bile uzak bana. hayal ediyorum beni seven sevgilimle kadıköy' de her yeri geziyoruz yürüyoruz eğleniyoruz. diyebilirsiniz bunun neresi uzak bana uzak size yakın.
aşk, insanoğlunun yarattığı duyguların en sahtesidir.

temeli sahiplenme içgüdüsüne ve libidoya dayanan bu yapay duygu, tamamiyle insanoğlunun kibiri ve vakurluğunun eseridir. ''seks'' gibi yüzyıllarca toplum tarafından çeşitli bahanelerle bir kenara itilmiş bir duygu yüzünden kendisine hakim olamadığı gerçeğini kabullenemeyen insan, bu gerçeği maskelemek adına aşk denen yapay duyguyu yaratmış, ona tutunmuştur. çünkü insan, karşı cinse ya da kendi cinsine duyduğu sahip olma duygusunu ve cinsel arzu hissini benliğine gem vuramayacak kadar küçük görür, oysa ki bu iki duygu aslen beyin kimyamızı etkileyen temel duygulardır.

aşk, seksin allanıp pullanıp, dudağına kırmızı bir ruj sürülüp, tavuskuşu tüylerine batırılmış halidir. ah, ne kadar da sefilsin insanoğlu!
son zamanlarda konuşamıyorum dilim tutuluyor gibi oluyor. ne oldu bilmiyorum birden böyle geldi. ve kibar diye tanımlıyorlar beni bende dengesiz diye tanımlıyorum kendimi.