bugün

görülüyor ki sözlükte kendi olanlar saygı görmüyor, o zaman ne zorluyoz ki güzel, kaliteli birşeyler yazmaya. en iyisi eğlenmek bunun için gereken kendin olmamak ve saçma entryler girmek.
gerçekten dost olarak gördüğünüz kişilerden "iyiki varsın" sözünü duymak insanı ne kadar da duygulandırabiliyor hatta gece gece söylenince ağlatabiliyor bile. ben dün gece bunu yaşadım.
umarım ki bi sekiz sene sonra da aynı şeyi söylerler.
Her pazar kahvaltıyı kocam hazırlıyor.
hayatım boyunca kimsenin beni ciddiye aldığına inanmıyorum. herkes için öylesine biriydim. olsa da olur olmasa da.
12 saattir sözlükte onlinemışım!
(bkz: ohannes)
ve nasıl dalmışsam son 3-4 saattir sigara içmek aklıma bile gelmemiş, şimdi farkettim!
sözlük bağımlılığı arada sırada işe yarıyor demek ki!
hayatın güzel ama herkese aynı davranmadığını düşünüyorum...
--Küfür içerir--

Tam da unutmuşken niye rüyama giriyorsun ızdırabını siktiğimin kızı? Tamam hasta olduğum için bir-iki ilaç içip yatıyorum, ama yan etkilerde şöyle böyle rüyalar görürsünüz de yazmıyor*. işin ilginç yanı çok su tükettiğim için gerek tuvalete gerek ise üstümdekileri değiştirmeye* kalkıyordum. Bugün gözümü bir kapattım sabah kalktım.

Bu sene delirmezsem iyi. Öldürmeyen şey güçlendirmiyor bu arada.

--Küfür içerir--
kısa süre önce sigaraya başlayan biriyim. hangi sigarayı içsem üretimi duruyor, firması batıyor arkadaş!
yani bu kadar tesadüf olamaz! tam alışıyorum birine, "bundan sonra budur" diyorum
sonra büfeye girip, olmadığını öğrenince salak salak "ne alıcam ben şimdiii!" diye dakikalarca
kavun seçer gibi paketlere bakıyorum, o büfe sahibini beklettiğim için de utanıyorum.
ama benim suçum değil ki! hayır anlamıyorum tanrı'nın bir işareti mi bu acaba!!!

(bkz: bana mı lan)
abi o ne nasıl bir sanştır. El attığın dalı kurutmuşşun bedevi olmussun resmen.
çok bomba bi itiraf olucak yalnız söylemeden de edemiyeceğim. beni kimse tanımadığına göre sorun da çıkmaz sanırım.

sene 2006

kız arkadaşımla bi kafenin üst katını mekan edinmiştik. bucada safinaz diye bir yerdi. okul çıkışı liseli mode on yapıp oraya gidiyor uzun uzun yiyişiyorduk. her neyse tabi mekan ıssız oluyor ara sıra yiyişmeyi aşan davranışlarımızda oluyor. sürtünüyoruz açık açık falan. bigün hatun kucağımda sürtünüp aşka şevke gelmişken pat bizim ufaklık olmayacak bi yere girdi. ee tabi ergenlik kız hüngür hüngür ağladı ben şoklardayım ama şükür bu şok uzun sürmedi ve 2 güne atlattık. neyse bizim müdavimliğimiz gene devam ediyor önce yiyiyor içiyor sonra yiyişiyoruz. bir ara kendimizi kaptırmışız ben hatuna elimle mastürbasyon yapıyorum hatun inlemelerde falan tam o sırada hiç olmadık bişey oldu ve çırak boşları almaya geldi. benim kafam hatuna dönük boynunu falan öpüyorum çırak almış boşları aşağıya inmiş ben farkında değilim. o sıra hatunun elimi çekiştirdiğini dur falan dediğini hissettim de boşaldığını falan sandım sanırım. tabi eleman aşağıya inince ben olayın vehametini farkettim. yandık falan moduna girdik bir yerde de kıs kıs gülüyoruz. neyse hesabı ödeyip dükkandan çıkana kadar ak ile karayı seçtim. ama çırağın yaşı 14 falandı. onun yaşadığı zihinsel deprem benimkinden kat kat fazladır sanırım. bu sayede yiyişme mekanımızdan da olduk. hayırlı mı oldu bilemiyorum.

bu da böyle bir itirafımdır işte.
sen ki, yıllardır gözü dışarıda olan, arayışta olan insan..yıllardır yalanı yaşatan.. Burnundaki sümükler sel olsun aksın e mi..!
yatmadan önce bi soruyu çözmeye çalıştım. yapamayınca bırakıp yattım. rüyamda sorunun çözümünü buldum ama üşenmeyip yataktan kalkıp soruyu çözemedim. sabah olduğunda cevabı hatırlamıyordum. üşengeçliğin sınırlarını zorluyorum.
edit: üniversite iyi hoş da, bide finaller olmasa....
çocukken mahalle maçları yapardık. boş bir arsada, boş bir sokakta, 4 tane de taş yeterdi kale yapmak için. evlerden arkadaşlar çağrılırdı, 4 8 10 artık kaç kişi annesinden izin alıpta gelebilirse. her şey hazırlandıktan sonra kadroyu oluşturmak için, en iyi oynayan 2 kişi aldım verdim yapardı. o iki kişi en iyi oynayandan en kötü oynayana doğru seçimini yapardı.
işte ben 10 kişilik çocuk grubunda ki en sona kalan 10. çocuk kadar yalnızım sanırım. * *
galiba boşanıyorum. ailelerimizin haberi yok. benden beklentisi benim anne evine dönmem. bense ona erkek adam ceketini alır çıkar diyorum. beni kocamdan daha fazla döven kardeşimin yanına gitmek istemiyorum ve o da bunu biliyor ama ben erkekliği senden mi öğreneceğim diyor. evliliği kimseye tavsiye etmiyorum. fedakarlık yapmayı da. değmezmiş kimseye.
Evliligimin ilk zamanlarında evlendiğime çok pişman oldum. Hayal kırıklığına uğradım. Günlerim ağlayarak geçti. Ben herşey çok güzel olacak sanmıştım. Alışmam zor oldu. Şimdi iyi gibi. Bakalım ne olacak. Daha ilk aydan ayrılmayı düşünen tek kişi ben miyim acaba?
itiraf ediyorum:
* birkaç kızın gerçekten saçını başını yolup eline vermek istiyorum.
* hem kel hem fodul tarzında, hem sigara bağımlısı olup hem de artist olan dengesizler... o sigarayı yanarken alıp ucunu ağzınıza sokmak istiyorum. birkaç sigaranın tütünlerinin bir kısmını çıkarıp içine kibrit yerleştirip sonrada onları burnunuza sokarak ateşe vermek istiyorum. sizin nikotin açlığınızda sinirinizi, densizliklerinizi çekmek zorundamıyız biz?!
özel üniversitede okuyup kendi kendime para sorununu yarattım. lan herkes benden zengin. akşam yatarken paranın hayalini kuruyorum.*
hayalimdeki sevgili modeli tip olarak tam anlamıyla (bkz: bekir irtegün).
Cevap yazmak için 10 dakikadır düşünüyorum. Bundan büyük itiraf mı var?
21.yüzyıl efsanesiydin içimde,
şans benimle taşak geçiyordu ve sen hortlamışcasına 'Romeo'ydun...
Hatırlamak istemediğim kaç sahnem varsa aşk adına yaralarımla beraber bıraktın avcuma,alzaymır hastasının iyileşmesi gibiydi halim,buram buram kan kokuyordum sayende ...
ve sen cani olamayacak kadar büyülüydün .
evet sayın mükemmel senden kaçıyorum ,ve sen kaçtığımı anlamayacak kadar körsün ,beni tanımıyorsun ,yoksa bilirdin hallerimi ,hallenmelerimi...
bir ruhta hep maç yapılmaz evveet,tiyatro sahnesindeyiz tam da 'şimdi' lakin efsaneler şimdiki zaman kipiyle anlatılmaz ,haydi bırak hayvanlar sevişsin içimizde!
kendimi haksızlığa uğramış gibi hissediyorum.

karşımdakinin gururunu kırmamak içim alçak gönüllü oluyorum. ama alçak gönüllü olunca ezik muamelesi görüyorum, sürekli kendini övmekten ve kendi hakkında konuşmaktan başka hiçbir şey yapmayan insanların ise saygın duruma geldiğini farkediyorum.

bu kendini pazarlama oyunundan nefret ediyorum, bir insan diğer bir insana mükemmel biri olduğunu neden kanıtlamaya çalıştığına bir anlam veremiyorum.

haksızlığa uğramış gibi hissediyorum ve insanlığa duyduğum öfke biraz daha artıyor.
itiraf ediyorum, yapılandırmacılık kelimesinden nefret ediyorum. hay bin 5 e modeli!
olmuyor be sözlük. Eskiler unutulmuyor, geçmiş hiç geçmiyormuş. Eski hatunu ile beni yan yana getiriyor bir de buna medeni cesaret diyor pes diyorum artık...
ne sınav ne ödev olmayınca sözlükte geçirilen vakitlerin sayısını unuttuk,
kuzenimle entry sayısında kasıyoruz şu an. 1 metre dibimde adam ve bana kafa tutuyor iyi mi!
ben uyurken yazdığı entrylerle beni geçse de gecenin sonunda kazanan ben olucam.
o derece hırs yaptım sırf o'na inat. ilk defa bu sayılarda dolanıyorum zaten, neyse uzatmıyım
vakit nakittir!
bazen kızları anlamıyorum cidden anlamıyorum. Hiç beklemediğiniz bir anda bir zamanda karşınıza biri çıkar ve 1 saat bile olsa sizi etkilemeyi başarır ya da sizden etkilenir fakat belli etmez. o 1 saatlik sohbetinizden dolayı en azından nerede olduğunu neler yaptığını bilirsiniz, büyük bir heyecanla arar bulursunuz ve yazarsınız. Cevaplar gelir, cevaplar gider size hala ümit verir, hala sizi güldürmeye devam eder. Fakat bildiğiniz çok acı bir durum vardır "ilişkisi", aslında bunu daha onu ilk bulduğunuzda görmüşsünüz ve biliyorsunuzdur. Buna rağmen hala sizi güldüren size ümit veren bir kızın amacı nedir sözlük, he nedir ? bunun cevabını hiç bulamadım sözlük.
güncel Önemli Başlıklar