bugün

Çocukken, annem her sabah abime ve bana kahvaltı hazırlardı, okula gitmeden önce. Abim o iğrenç, köpek maması görünümlü sütlü ekmeği yerdi. Annem ben daha küçük olduğum için, yediğim her her naneye karışır, her sabah bana haşlanmış yumurta ve sokaktaki satıcıların sattığı koyun pisliği kokulu sütten içirirdi.. Ya hayır annem üvey değil. Bunlar tamamen benim psikolojik algım... Neyse, artık ben bıkmıştım. Zira abim yumurtasını yemez, kaçar giderdi okula. Onunki de bana kalırdı. iğrenç kokulu yumurta ve süt gözümde dağ olup büyürdü. Bir süre sonra artık duruma el atmam gerektiğini anladım. Annem kahvaltımı hazırlar giderdi. Haşlanmış yumurtaları 2 'ye kestim, yarım yarım parfüm kapaklarının içlne koydum. Sıcak kakaolu şekerli sütü de annemin aşk merdiveni isimli güzel çiçeğinin dibine döktüm. Böyle ara ara, evin köşelerine yumurtaları saklamaya ve sütleri de saksı dibine dökmeye devam ettim... Bir gün okuldan eve geldim. Annem tüm evi kaldırmış ayağa. Fare ölüsü arıyor... Ben de farketmemişim... Ev nasıl kokuyor aman allah'ım... Annem abimle araya araya kokunun kaynağına ulaştı. Hayretler içinde yumurtanın nasıl mutasyona uğrayıp yaratık haline geldiğini gördük. Aşk merdiveni desen, sırat köprüsüne benzemişti... Aşk ile alakası kalmamıştı bitkinin... Annemden bir güzel zılgıtı yedim... Sonra hatanın bende değil kendisinde olduğunu anladı. Bana bir daha yumurta haşlamadı ve hazır sütler içirdi... Şu an annemin bana hazırladığı haşlanmş yumurtalı ve koyun kokulu süt için canımı verirdim... Evet ben anormalim..
5 yaşındayken annemin sırf ellerim güzel olduğu için tırnaklarıma kırmızı oje sürdüğü doğrudur.
çok heycanlıyım sözlük;

iş yerinde hilmi'ye diye yalandan yere serap adında bi kıza mail çektim.

'' tabi ki seraptan çok hoşlanıyorum olum ama açılamıyorum kıza.. of ya çok güzel o kız hilmi dedim. kalbim güm güm çarpıyo onu görünce dedim.
okundu iletisi geldi.

amk çok çakalım lan. edit eklerim birazdan.

edit amk: cevaba bak; '' ya mervecim, kuki kazayen hilmi beye çekceği maili bana çekmmiş, benden hoşlandığını falan söylüyor. ne yazayım salağa, bi fikrin var mı ''

ulan sözlük, yaşamadıysam en büyük göt ben olayım. ne şirket ne şirket. hepsi çakal amk. şok oldum.
Ölümüm yakin galiba. Bu nasil hastaliktir.
bugün arkadaşın annesinin, margarin, tereyağı kalitesi ölçme ve değerlendirme yöntemine bitim bayıldım aşık oldum. Vücut sıcaklığında eriyorsa kaliteli, erimiyorsa kalitesiz. Hadi yaa ! Zaten vücutta sıvı halde bi oraya bi buraya grupça geziyor bu yağlar yedikten sonra. bilgi kaynağı da kadın programlarıymış.
itiraf ediyorum, sözlükteki fenerlilerle taşak geçmeyi çok seviyorum. hatta moralim bozukken sırf düzelmesi için sözlüğe giriyor, onların kabullenmediği ancak doğru olan şeyleri yazıyorum. akabinde sinirlenip başlıyorlar kuduz gibi saldırmaya. işte bu çok hoşuma gidiyor. *
vallahi zat-ı muhterem x oturum açtı yazısı bile kalbimi hızlandırıyor, kendisi ne yapar varın düşünün.
sevgili sözlük geçen gün bakkala gittim. kasaya yeni bir kız almışlar 15 16 yaşlarında bir çocuk ben aldığım malzemeleri kasanın önüne yığdım, genç kardeşimiz kasadan ürünleri geçirirken ekmeği poşetledi baktım başka poşet vermiyor ben de diğer ürünleri ekmeğin yanına koymak için poşet elime aldım. o anda yeni kız ''amca başka poşet vereyim' dedi. başımdan aşağı kaynar sular döküldü amca ne lan geri zekalı mısın? amca ne hayvan diye bağırmak istedim sözlük, tabi sesimi çıkarmadan verdiği poşetleri aldım evimin yolunu tuttum. eve girer girmez banyoya koştum sakallarım kestim, saçıma jöle sürdüm aynada kendime baktım hala genç olduğuma karar verdim. olum ben gencim gencim lannnnn, yaşlanmadım ben.
ingilizce Yazılısı:
Bir alkış da ingilizce sınavında 'Nice .....' şeklindeki boşluğu"Nice mutlu yıllara!" biçiminde dolduran, dahi mi yoksa aptal mı olduğunu henüz anlayamadığım arkadaşıma istiyorum.
Aslında hayat dediğin nedir ki , bir gün kazanıp bir gün kaybedersin.Buna şüphe yok ki artık kazandığım bir dönemdeyim ve kayıplarım bile kardan zarar oluyor.En son yurtdışına erasmus için giden eski kız arkadaşımın pişman olup bir arkadaşım yoluyla bana haber yollatması. Ahahaha gülüyorum bunlara sadece. Daha bunun gibi bir çoğu önümde eğilene kadar çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam.
Hem de en son hız ...
Eski kız arkadaşım erasmusa giderek o kadar büyük hata yaptı ki bunu döndüğünde kendi de görecek.
Takım elbise
güneş gözlüğü takan
saç modeli oluşmuş
parfumü değişmiş,
çok iyi bir firmada yetkili
parasal anlamda çok daha düze çıkmış
kitap yönünden kendini daha çok geliştirmiş
bir gannicus ile karşılaşacak.Ama durumu o kadar acı olacak ki ... Çünkü o zaman yalnız da olmayacağım.
itiraf ediyorum sen aptalsın.
30 tane şekerli sakız aldım az önce. çiğneyip şekerleri gittikten sonra atıp diğerine geçiyorum. hahay çok zevkli yaa.
geçen gün çocuk gibi çeşit çeşit 10 paket jelibon alıp büyük bir tabakta karıştırıp film izlerken yedim. süper oluyor lan özellikle bim dekiler hem ucuz hem kaliteli tavsiye ederim.
bugün traş oldum sözlük.. saç sakal hem de.. arkadaşım bana: arkadan kaymakamlar gibi olduğumu onlara benzediğimi söyledi.. nerden alaka kurdu? nasıl böyle kanıya vardı ben de anlamadım.. sormadım da kendisine..
bir haftadır salya sümük hastayım sürekli başım ağrıyor sınavlarım bombok gecti vize haftamın bundan daha kötü gecmesi tahmin edilemezdi.
kurban bayramında gelen etleri düdüklüye attık * en güzel yerlerinden tabağa koydum. yanına salata falan. yarım ekmek arasına doldurdum afiyetle götürdüm. üzerine kahve içtim orta şekerli. şu an kürdanla dişlerimi temizliyorum. öküzlük harbiden ferahlatıyor insanı lan.
sürekli açılan cinsel içerikli başlıklar yüzünden sözlükten tiksinir oldum içimden yazmak bile gelmez oldu.
cep telefonu ile konuşmaktan nefret ediyorum,
samimi olsam da olmasam da kulağım terledi deyip kapatıyorum,
evet kabayım.
Hala bakirim itiraf ediyorum.
her gün bu başlığı açıp bir şeyler yazmak istiyorum.
bir dosta ihtiyacım var.
rezil olmaya doymuyorum.

bugün yeni aldığım kulaklığı telefonuma takıp, 45 dakikalık otobüs yolculuğum boyunca müzik dinledim. dinlediğim şarkılarla moda girdim, kendimi klipte gibi hayal ettim, sesimi çıkarmadan mırıldanarak eşlik ettim, arada bir camdaki yansımamdan kendimi izledim, pek karizmatik buldum kendimi. ta ki ineceğim durağa yaklaşırken kulaklığın tekini kulağımdan çıkarana dek...

kulaklığı çıkardığımda ve müziğin hala oldukça yüksek bir şekilde çalmaya devam ettiğini fark ettim. her ne kadar hala inanmak istemesem de aptal telefonum kulaklığı takmamı umursamamış ve sesi dışarı vermeye devam etmiş. bense yol boyunca bağırta bağırta birbirinden tuhaf şarkılar dinleyen, herkese dinleten, dahası bunu yaparken de kulaklığı kulağında olan ve sallana sallana şarkıya eşlik eden bir embesil tablosu çizmişim.

ölmek istiyorum...
günlük tutacak olsam sayfa aralarına karbon kağıdı koyarım. o derece.
ilk okulda dalga geçmişlerdi. kirpiklerim uzun diye. kızlar rimel sürüyordu ben sürünce bulaşıyodu suratıma bok oluyodu. kızın biri kirpiklerine çok mu süt içirdin zaaaa demişti hatta. çok ağladım lan. üzülmüş, içlenmiştim. biraz da kestim sonrasında gaza gelip, evet.

(img:#349527)
ilkokul 5.sınıf. matematik sınav kağıdının dibine yazmıştım: öğretmenim, ben o kadar parmak kaldırıyorum, bana hiç söz hakkı vermiyorsunuz. gereğinin yapılmasını arz ederim. (son cümleyi de babamın dilekçelerinden öğrenmiştim, ne malmışım ya)