bugün

Sözlükte en çok sevdiğim yer burası sözlük. hoşuma gidiyor bir şeyler yazmak buraya. belki okuyan var belki yok ama rahatlıyorum ışte. umrumda değil kimse. ben yine dayanamadım karşı koyamadım kendime. istediğim aklımdan geçen şeyi yaptım. engel koymak istemedim. hayatın kısa olduğu gerçeğini bir kez daha ispatladım kendime. ve o kadar gencim ki sözlük kimin hakkımda ne düşündüğü umrumda değil. bir şeyler yaparken yine çok düşünmemeye başladım. ileri de büyüy
http://m.uludagsozluk.com/
kumeste ki bütün kuşlara su verdim ama bıldırcınları unuttum daha doğrusu sonra koyarım diye oldu böyle. şimdi yukarı çıksam; kapı kilitli falan birde oraya çıkarsam muhtemelen kendimi zehirleyecegim şimdi ne gerek var ?
lan bıldırcınlar hava serin idare edin biraz. en yakın zamanda gorucem sizi.
aptalca bir entry gördüğümde, önce yazar hakkında bilgi butonuna tıklıyorum. adamın karması eksilerde ise eksi oy vermiyorum. amacına ulaşamasın ibne!
kendine lakap takan insanları hiç anlamıyorum. kızın adı ebru kendi kendine ben ebby yazıp duruyor. allahım sen deli insanlardan koru.
Yaa gece gece canım nasıl musakka çekti. Ekmeğin yumuşak yerini koparıp böyle suyuna banıcaksın...
ben geldiğiniz için teşekkür ederim ama elehtirik alamadım.
hiç aşık olmadım. lakabım da odun. ne hoş dimi *
toplamda 1 hafta takıldığım vatandaşın 3 aydır facedir twitter dır ne boku varsa bakıyorum.evet gerizekalıyım evet zamanı biraz geçmiş olsa da duygusal ergen triplerindeyim ama ne yapayım lan ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim tarzında arabesk modlara bağlamak da mı suç.bir itiraf daha adamın tınında değilim zira o 3 aydır hiç görüşmedik bir de neyse yaaa daha fazla devam edemeyeceğim bu şartlarda kendimden tiksindim şimdiden.
nefret etmemem gereken bi insandan nefret ediyorum sözlük, üzgünüm. aslında degilim.

bir de

içimde kalmış bi insan var. hani sahiip olamadığım. yıllar gecmiş, o kalmış.
27 yaşındayım, fenerbahçeliyim, kanserim.
seneler evvel yani lisedeykene, uyuz olduğum edebiyat hocası bahçedeki çeşmeden matarasına -pet şişe- su doldurmam için beni bahçedeki çeşmeye yollamıştı.

gittim suyu doldurdum... 5 dakika...
içine tükürdüm... 5 saniye...
sonra kesmedi gittim tuvalette biraz da işedim üstüne... 15 saniye...

derste o dallamanın afiyetle suyu içmesini izlemenin verdiği keyif:
paha biçilemez...

intikam almanın farklı yolları vardır. geri kalan her şey için...

--------------------------------------------------------------------

yıllar sonra gelmesi muhtemel olan peşit edit: sonrasında pişman oldum tabi, halbuki adam babacan adammış, velev ki 1/100000 ihtimal bu satırları okuyup sonrasında, yine 1/100000 ihtimalle bu kişinin ben olduğunu anlar ise, hakkini helal etsin.
http://www.youtube.com/watch?v=w3MMbvh-vmE&feature=related

bu şarkıyı her dinlediğimde gözlerimin dolmasından bahsetmek istemiyorum mesela, hatta bu şarkının yüreğimin tam ortasına oturmasından hele hiç behsetmeyeceğim.
insanların hayatımıza girip, böylesine mükemmel şarkıları dinlememize sebep olması ardından böylesine uzaklara gitmesi bile Dünya'nın nasılda adaletsiz olduğunun kanıtı.
bu da benim en büyük itirafımdır.
ahmet kaya'yı hiç sevmedim, sevemedim ama ayrılığın hediyesi diye bir şey var.
çok güzel kokuyo sözlük.

edit: mevzuyla alakası olmayan canlı, eksilemek ve yarak. bu üçü arasında bağlantı kurunuz.
sırf American Bureau of Shipping ile çalışmak için 3 yıl çin'de yaşamayı kabul eden bir kuzene sahibim.
canım sıkılıyor heralde lan zaten çaylağım bir de neyse yakında düzelir.
Çok mu hayalperestim yoksa var mı bende de bir şeyler. sanırım onda bir şey yok ben öyle hissetmek istiyorum.
dişçiye gidip tedavi olmam gerek.

ancak fobim var ve gidemiyorum.
umutsuzluk, beni her geçen gün daha çok sarıyor sözlük.
bunun nedenini az çok tahmin edebiliyorum, kurduğum tüm hayallerin birer birer yıkılması.
iyi bir haber alıyorum, hayal kurmaya başlıyorum, bir bakıyorum ki her şey tepetaklak olmuş, yıkılıyorum.
her şey böyle mi gidecek? bunun bir sonu olmalı!
artık gülümsemek istiyorum.
yapay değil; gerçek bir gülümseme için her şeyimi verirdim.
artık bursa'ya gitmek istiyorum...
Yazar olursam edeceğim itiraflardır. Heyecanla bekliyorsunuz biliyorum.
ders çalışacağım diyip, kapıyı kapatıp odada yalnız kalınca müzik dinliyorum, kapının altından gölgelerini gördüğüm için evdekiler gelirken* anında kitap başına. veya ders kitabımın arasına koyuyorum sevdiğim bir romanı** onları okuyorum..
bir şeyi kaybetmediğim sürece, değerini anlayamıyorum..
rejim yaparak kilo alıyorum.* * *
ben şimdi duş almaya gideceğim son bir kez de olsa düşünüp arınmam lazım bu histen. su hep iyi geliyor.