bugün

itiraf ediyorum, farkında olmadan sözlüğü itiraflarımı yazdığım bir defter gibi kullanıyorum.
5 10 kızla muhabbeti olan ve cinsel hayatının tümü bir kez 50 lira ile geçirdiği bir gece olan insanların sex pot gibi davranması çok salakça lan. yüzüne söyleyince de bir kabul etmeme, bir inkar, bir baş kaldırı.

(bkz: sprite tan acımasız gerçekler)

edit: buldu lan sanırım beni. korkuyorum sözlük.
karakterimi güçlü sandıkça, etrafımdakilere akıl vermeye çalıştıkça ufacık bir şeyin bile beni nasıl kırabildiğini görüyorum sözlük maalesef. ayrıca da gecenin bu saatinde murat kekilli dinliyorum. hatta gecenin bu saatini geçtim murat kekilli dinliyorum hem de şarkıları ezberden ve murat kekilli nin e harfini telaffuz ettiği şekilde eşlik etmek suretiyle dinliyorum.
muhabbetim yavanm geliyormuş...

içime dert oldu lan. dygusal adamım olum ben .
bak bu durumdan nefret ediyorum.
sen şimdi susuyorsun, susmak istediğin için susuyorsun. beni görmüyorsun. görmezlikten gelmiyorsun direkt görmüyorsun. çünkü ben yokum ,bitmişim.belli ki artık gördüğün bambaşka biri var. ben de onu görmüyorum. sen sustukça ben kafamın içinde sadece ikimizle ilgili komik umutlar besliyorum. olmuyor, bana sorarsan sevmiyorum ama sen de sevme. en azından ben bittiğimi bilmeyeyim. beni görünce heyecanlanıyor numarası yap mesela. ama yok susuyorsun ben de yazıyorum böyle. senin bu aralar susmaya hakkın yok.
bu aralar çok yalnızım.
Bana bir şeyhler oluyor'daki bir replik çıkmıyor aklımdan; "Yaşamak dedim; tek marifetiniz, biraz özen gösteriniz!"
Altan Erkekli'nin sondaki konuşması bütünüyle hiç çıkmaz ya aklımdan her neyse,

Özen gösterme çabalarım hep canımı sıkıyor be sözlük.
iş hayatım olsun istemiyorum, yani düzenli bir işte çalışma mantalitesi bana göre değil biliyorum. Ne istediğimi de iyi biliyorum fakat bu şekilde bir yaşamı ailenin küçük çocuğu olarak kimseye izah edemiyorum. Çello öğrenip, ege'de yaşamak isterdim. Her sabah hafif zeytin yağı kokusuyla uyanmak. Sinirlendiğimde sığınabileceğim bir enstrüman, sevdiğimde çalabileceğim, derdimi tasamı paylaşabildiğim, karın tokluğuna keyif alarak çalabileceğim bir enstrüman ..
Gel gör ki dümdüz bir bölümde okuyorum. Bütün çabalarım, bölümü bitir diplomanı al sonra ne istiyorsan yap'larda. Aynı zihniyettir ki bana üniversiteye geçince rahatlayacaksın diyen.

Sevgi bağıyla bağlı olma konusuna girmiyorum bile, o kat be kat vahim durumda hem de sevdiğim tüm canlılarla ilgili olarak, çıkmaz bir sokak.

Geçen gün yine durduramadım kendimi, kendi kendimin sinirlerini bozdum sonra, gülmeye başladım sinirlerim bozulunca, üstüne kendimle dalga geçer gibi gülünce öyle, daha da sinirlendim haliyle.

ilk defa da bu kadar açıkça yazıyorum bunları, rahatlatsın diye, rahat battı diye değil.
müzik dinlerken hissettiğimi yazmak istiyorum, ama çok zor. halbuki hissederken hiç zor olmuyor.
Neden üzülüyorum biliyor musunuz? Beni bu kadar çok sevmesinden, bana göre plan yapmasından. Bir insanın bana göre plan yapması, bana çok tuhaf geliyor. Alışkın değilim sanırım bu gibi durumlara. Bir insana hayatına bana göre şekil vermesi içimde bir korku oluşturuyor. Düşünsenize bir insan size göre hayatı şekillendiriyor? Çok büyük bir sorumluluk yüklüyor bana.

niye üzülüyorum biliyor musunuz? Bu gece karşımda babam değil, hayatta mağlup olmuş bir adam duruyordu. insanın babasını o halde görmesi, ne bileyim dokunuyor biraz.

hayata umutla bakmamı sağlayan tek şey, kendime olan güvenim. onun nereden geldiğini hiç bilmiyorum.

Bazen yoruluyorum, her şeyden sıyrılıp dünyanın bir ucuna gitmek istiyorum ama geride bırakacaklarımı düşünüp üzülüyorum. *
Bu gece büyüdüğümün bir kere daha farkına vardım. babam gelirken bana bira almış, çok ilginç geldi lan.

Saçma bir oyunda saatlerimi geçirip üzülüyorum.

Yeni başlayan çalışma hayatıma alıştığımı düşünüyorum. Çalışmanın en büyük faydası sanırım, hiç bir şey düşünmeden sadece işine odaklandığın dakikalar. aynı şeyi davul çalarken de hissediyorum.

neden bu saatte bunları yazdığımı bilmiyorum, neden bu saate kadar oturduğu mu? yada neden uyumam gerektiğini hiç bir şeyi bilmiyorum şu an. Sanırım sadece yazmak istedim, yazdım. olay bundan ibaret.
en sevdiğim şarkının ilk yirmi saniyesine ve son bir dakikasına dayanamıyorum ama geriye kalan kısım en sevdiğim şarkı işte.
hala bebe bisküvisi yiyorum.
bazı yazılara okadar kıl oluyorum ki sözlük yazarı öldürmek istiyorum.
sıcağı çok severim ama dün geceki gibi sıcağı sikerim. dal daşak yattım gene de uyuyamadım bu nedir arkadaş ya.
tam iki senedir bir kız ile konuşuyorum sözlük. ama açık açık söyleyeyim arkadaş gibi değil,dost gibi değil. anladın sen onu sözlük. inanmazsınız iki senedir o kadar çok ortamda bulunduk bir birimize aşkıma kadar her şey dedik ama burası çok önemli ben kızın sesini bir kez bile duymadım. o da benim sesimi duymadı. nedense yüz yüze gelince nutkumuz tutuluyor resmen konuşamıyoruz galiba. dün söyledim 'seni yarın arayacağım' dedim. bu gün saat 14.30'da arıyorum sözlük. bu gün büyük gün. sesini duyacağım.
bitlendim. evet haftada 3 gün duş alan ben bitlendim.
ozlemedim
Kimseyle bir sey paylasamiyorum sozluk, biri evime gelse ortada kiyafet, parfum, canta, kitap birakmiyorum. Icimden dua ediyorum lutfen benden bir sey istemesin diye. Cunku biliyorum alicak ve aylarca getirmeyecek. Birinde bir esyam kalsa hep icimde bir korku ya kaybederse ya geri vermezse.. Sakinan goze cop batar misali, bir chanel parfumum, rimelim ve rujum ortadan kayboldu; cok begenerek aldigim gozlugumu arkadasim kullanirken catlatti.
evet. itiraf ediyorum. küçükken ismail yk yı seviyordum.
bunun yüzünden kendimden utanıyorum. toplum içine çıkamaz oldum. arkadaşlarım tarafından dışlandım. asosyalleştim.
herkes hata yapar. beni affedin.
insanlarin herşeyi sahte bir şey gibi görmesinden biktim sözlük. Hayat. Bişeyler söylemek geliyor içimden şimdi şuanda. Siz nefes aliyor olabilirsiniz sevdikleriniz değer verdikleriniz. Ya peki degerden haberiniz oldu mu gerçekten? Bu kavramin ne olduğunu kendi varoluşunuzda en ufak bir anlam aramamanizdan çikarabiliyorum. Deger toplumsal genel ve geçer algilar degildir. Deger sizden inanmalarini istediğiniz şey değildir. Çok olanin yaninda bulunmak, kalabalikla yürümek sizi deger sahibi yapmaz. Aileden gelen malumatlara taparcasina sadik kalip üzerine özgün hiç bir şey katmamakta. Deger iyidedir. iyi insan olmak bir ideolojiye inanmak, bir inancin geregini ne pahasina olursa olsun yerine getirmek degildir. Nefret söylemlerinden, irk kavraminin bile yüce bir şey olduğunu sananlardan biktim. Bununla övünmelerinden.. Kendi aklini kullanmamakta israr edenlerden. Oysa bu o kadar açik ki. Ben sadece bir millete ait biri degilim ki kendimi neden sadece böyle ifade edeyim. insanlik tarihi bu kadar eski iken kendimi biyolojik bir nesneye indirgeyip irkçilik yapayim. Bunu pekala yapabilirim. Bu bir insiyatif degil birinin elinde olan. Fakat bugün bile bir katliamin tarihi. Yil dönümü. Hala buna üzülüp insan ayiranlarin kafalari ayik mi? artik yeter diyorum midemiz her bozuldugunda ortaliği kirletmek zorunda değiliz.
sözlük dün gece 11 gibi gibi açlık oyunlarını okumaya başladım ve sabah 5te bitirdim. ailem filan beni uyuyorum sanıyodu tabii o saatte. aman neyse. sözlük ben kafayı yedim lan sanırım açlık oyunlarıyla. * yani bi insan kitabın ve filmin etkisinde bu kadar kalır mı? o kadar güzel kitap/film varken hele... ama bu kitap da çok güzeldi yani ne biliyim. bari gidip bugün 2. kitabını da alayım.* *
bir idamlık ali vardı asıldı
kaydını düştüler, mühür basıldı
geçti gitti, birkaç günlük fasıldı
ondan kalan, boynu bükük ve sefil
bahçeye diktiği üç beş karanfil

necip fazıl

bitti artık diyorum. onunla alakalı herşey bitti, bu sefer kesin. osmanlının 1. dünya savaşına girme sebebi gibiydi seni sevme nedenim, başka çarem yoktu. herşey kendiliğinden oluverdi ve kendiliğinden bitti. sen beni sevmeyince ben de seni sevmemiş sayıldım. seni severken iktidarı ele geçiren nefsim sen gidince ortalıktan kayboldu. şimdi içimde çıkan isyanlarla meşgulüm. bastırabilirsem senine ilgili resmi tarih yalanlarına başvurabileceğimden emin olabilirsin. bu yazıyı senin için yazdım biliyorsun kim olduğunu. okumazsın belki bu yazıyı, öyle uçar gider sözler.
etrafım bencil insanlar silsilesiyle dolu amk. insanlar bu kadar kendini düşünemez. nasıl nefret ediyorum anlatamam.
her kpss başvurusu sonrası komplekse giriyorum sözlük.
her zamanki ki gibi insana benzememişim ve her zamanki gibi arkada kocaman kapı arka fon olarak bana eşlik etmiş.
eve geldim süslenip oturdum.
ben aslında böyle değilim diyerek kendime moral vermeye çalışıyorum.
asosyalliğin dibine vurmuş durumdayım. hiçbir arkadaşımı aramıyorum, sormuyorum. onlar da aramıyorlar o da ayrı bir konu aslında. dışarıya da pek çıkmıyorum. lise arkadaşlarım geçenlerde buluşma ayarladılar gitmedim. yıl içinde aramaz sormazlar da yaz gelince hadi buluşalım derler. gerçekten arkadaşım dediğim üniversiteden birkaç arkadaşım var ama onlarda başka şehirdeler. memleketi sevmiyorum. bütün hayatım üniversiteyi okuduğum şehirde. orada iken daha mutlu daha sosyalim. burada her şey çok sıkıcı.
Bu hafta kız arkadaşımın doğum günü var ve ben hala ne alacağımı bilmiyorum amk çok zor durumdayım yok mu birkaç tane bayan yazar bana yardım edebilecek yok mu lan *
güncel Önemli Başlıklar