sözlük yazarlarının itirafları

an itibariyle troller uyandı sözlük.

bir süre siktir git, başım ağrıyor.

bir ara bakarım.

birilerinin turistlerle konuştuğunu gördüğümde hemen dinlemeye başlıyorum, turiste söylenebilecek en doğru cümleleri kafamda kuruyorum, sonra da turistle konuşan kişinin cümlelerinden hatalar bulup, kendi ingilizcemin daha iyi olduğunu hissedip çok mutlu oluyorum.

ilk okul 1 . sınıf yaz tatilinde caddeye aniden fırlamış arabanın altında kalmıştım, adam çıkıp arabanın altından çıkarmaya çalışırken baktı araba ayağımın üzerinde geri gitti o sırada mahalleli toparlandı başıma, benim ağız burum her taraf kan, millet feryat figan başımda bekliyor, alt kattaki dükkan sahibi kiracımız çıktı geldi aldı yerden beni hastahanenin yolunu tuttuk bayılmadan adama söylediğim son söz sakın anneme söylemeyin oldu, gözümü açtığımda annem yanımdaydı artık ne kadar korktuysam kırık olan bacağıma ağlamadım, annem dövmesin diye ağlamıştım o zaman beni dövmemişti ve dövmediğine çok mutlu olmuştum, 1 ay kadar ayağımda alçıyla gezdim.
zaten bu yaşıma kadar canımı yakıpta gözümden yaş getiren tek bir şey olmadı, sadece ağlayan şehit ailelerini görünce gözüm dolar onların acısına ortak olurum.

klavyemin s tuşu bozuldu sanal peltek oldum lan.

çünkü o da farkındaydı beni mutlu edemeyeceğinin, verdiğim mutlulukları da koyup heybesine, güneşe karıştı. 'ama gitme...' diyebilecek cesaretim yoktu, harlayan yakarışlarımı gömüp gırtlağıma, ciğerlerime de taş basıp yürüdüm... gittim... hoşçakal, ben en çok seni sevdim.

açım lan birisi gelsin yemek yapsın. *

mütemadiyen muhabbet kuşum fıstık'ı düşünüyorum. henüz bebek. her dediğimi tekrar etmeye çalışıyor. ben bakarsam süper mutlu ve enerjik, bakmazsam hasta olan bir tip. yedirilmesi gereken bir sürü şey var. altının da temizlenmesi gerekiyor. canı sıkılınca bas bas bağırıyor. geceleri huysuzlanıyor bazen. ben odadan çıkınca arkamdan sesleniyor. e sözlüm getirdi bir de baba dedik ona . bana da anne dedik. suç mu yani şimdi kafayı yemiş sayılmam di mi?

not: bir de yemyeşil yarebbim.

mantığımın o'nu azarlamasını seviyorum. böyle süt dökmüş kedi gibi oluyor ama hak etmiyor da değil kendisi.
yazık acımıyor da değilim, o da kendi halinde çırpınıyor işte ama, bu kadar kör olmasına müsaade edemem zira benim en önemli parçalarımdan biri, yıpratmasın kendini çok fazla.

2009 da yazmışım gene aynı yani değişen birşey olmamış sözlük.

(#5308227)

göbeğimin her gün spora gitmesi lazım ama bensiz gitmiyor hayvan.

http://fizy.com/#s/1aj8ym

dumanın seslendirdiği senden daha güzel şarkısı şu sıralarda en çok dinlediğim şarkı. tam beni anlatıyor. bu şarkıdan başka denk gelmedi daha beni anlatan bir şarkı.

Bugün okulda sunumum var miçtim. Elim ayağım birbirine dolaşacaksak, iki kelimeyi bir araya getiremeyeceğim diye çok korkuyorum.

bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazan da hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. bu nefret falan değil… insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile… sadece bir yalnızlık ihtiyacı. öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor… fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. bütün bu beynimden geçen şeyleri teker teker uzun uzun anlatacak birini. o zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı hayal edemezsiniz. kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum. odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor. pencerelerin dışındaki şehir ve hayat bir anda, insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor… zannediyorum ki, hayali bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağın bile doğru dürüst esrarına varamadığımız bu karmaşık dünya beni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçiverecek… böyle acz içindeyken odamda her şey bana küçüklüğümü , çocukluğumu haykırıyor. sokağa fırlıyorum. bir tek çehre görsem de yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor.

bilmem beni anlıyor musunuz?

bi' şeyi itiraf etmeyi sevmem.

bugün entry rekorumu kırdım, 21 entry girdim. *

sözlükte yaşadığı bir olaydan musdarip yazarların serzenişleri nedeniyle açtığı başlıkların ikinci entrysine "amlarına koyayım ben onların çok ayıp ediyorlar" diye bakınız veren yazarlar, acaba empati kurmasını bilmiyor mu diye düşündürüyorlar bazen.

an itibariyle mühendislik fakültesinde okuyan tüm erkeklerin kız yok kız yok diye haykışırışlarına rağmen yanlarında 9378395 kız bile olsa dimdik karşılarına baktıklarını fark ettim.

okulumda plaj elbiseleriyle gezen seksi ablalar var.

yeditepe üniversitesinde okuyan kızlara kıçlarındaki taytı çıkarmak için kumaş alıp pantolonlar yaptırma kararı aldım.hayır pişik olacaklar.

Çok kötüyüm psikolojik olarak pert oldum, ben onu çok sevmiştim çook seviyorum ulan ama ellerin oldu zor geliyor zor geliyor buralar bana dar geliyor diyor şarkı son şarkıyı çal kemancı gelmeyecek o yalancı diyor ali abi gelmiyor ulan gelmiyor unutmak çok zor çok. O güzellikten kalbimin derin yarasına kafamı kaldırıp bakamıyorum ne yapsam olmuyor ne etsem olmuyor. . .

koca göbekli, dar gömlekli ,üç numara saçlı, götünün ortasından hizali kotlu, alnı terli, baba parasıyla hava atmaktan götünden ter akıtan oğluşlardan valla tiksiniyorum. hayır terli götüne kim verir?

bu sözlükte melekler var...
sözlüğe ilk geldiğim zamanlar bir girim üzerine 6. nesil bir arkadaştan mesaj aldım. neyse kızla kısa bir konuşmam oldu. sonra yalnızlığına çevirdi konuyu, çok yumuşak ve tatlı yaklaşıyordu. zeki olduğu her halinden belliydi. konuşma ilerledi, facebookta birbirimizi eklemeye karar verdik. tam hayalimdeki erkek tipindesin ama yanlış anlama biz arkadaşız, farklı düşünmeni istemem dedi. tamam dedim, hoş kızdı aslında.her gün aralıksız konuşmaya başladık, artık zaman onsuz geçmiyordu. daha onu görmeden onu zihnimde çizebiliyordum. buluşma kararı aldık ve onu görür görmez çok daha güzel bir kız olduğunu anladım. ve seni seviyorum, evet sana aşık oldum. eğer bunu okuyorsan bilmelisin sen de benim hayalimdeki kızsın...

çok rahatmış gibi duruyorum. patlamaya hazırım oysa.

sevgilim yanımda osurmaya bayılıyor.