Bir arkadaşım var eski eşi iki çocukla ve kadına çektirdiği kredi ile ortada bırakmış kadını. Kadının kimsesi de yok. Evi de kira. Gece fabrikada çalışıyor gündüz temizliğe gidiyor.

Bir arkadaşım var serebral palsi hastası bir çocuğu var. Kocası sürekli kadına baskı yapıyor "orayı topla, burayı temizle" diye. Kadın çok temiz zaten. Her şeyle tek başına uğraşıyor ve kocası evden bile kovuyor.

Bir arkadaşım var kocası trafik kazasından ötürü engelli kalmış. Beyninin büyük bölümü hasar görmüş. Zaten adam kazadan önce kadını aldatıyormuş ve herkesi dolandırmış. Kadın şu an beş kuruş para almadan ailesinin yanında yaşam mücadelesi veriyor 6 yıldır.

Evet anneler günü geliyor ama bakıyorum da anneler hep üzgün, kırgın, yorgun... niye böyle erkekler var? Nasıl düzelir bu insanlar? Keşke herkesin kalbinde vicdan olabilseydi.
Neyi itiraf ederdim bilmiyorum.
Ah beeee tam flörtle buluşmalık hava.
O kadar manasız bir karşılaşmaydı ki. Oo hocam dedi o kahpe ses, o an elim ayağım birbirine dolaştı, altılı soda paketi elimden düşecekken sesin sahibi paketi elime itti. Sonra ayaklarım yürümeyi unuttu, beynim hızla yürümemi emretti. Ayaklarım bedenimin taşıdığı yere gelmişken kahrolası asansörü sanki yıllarca bekledim.

Gerçekten en son o sesi nasıl duymuştum? O sefer ayaklarımı taşımayı becerip kendimi nasıl götürmüştüm? Sonunda bu koltuğa oturduğumda ne hissediyordum? Hepsini çok net hatırladım, hatırlattı. Yine duygusuz ve aciz kalakaldım.
Bugün hiç iyi bir gün olmadı bütün olumsuzluklar üstüme üstüme geldi.
Ben çok özledim.
Ama yoksun.