bugün

kendi evim gibisi yok...
küçükken diziler başlarken çıkan isimler arasında benimle aynı ismi taşıyan birine rastlayınca salak salak sevinirdim. ne mantıksa artık.*
Günlerim okul-hastane-kütüphane üçgeninde köşe kapmacalarla geçiyor. Neden
bugün; kütüphanede, tanımadığım insanlara yüzümü dönüp baktığımda, sürekli gözlerini kaçırdıklarını farkediyorum.
(#13905453).
evde yanlız kalmayı özledim sözlük. 2 çift ayakkabı bıraktım kapının önüne. ankaraya gittim. döndüğümde üzerine not yazan mı ararsın, sümük süren mi ararsın. ruj ile kalp yapan mı ararsın. boş olmeca şişesi üzerine ayakkabımı koyan mı ararsın. su şişesine işeyip bırakan mı ararsın. resmen tanınmayacak hale getirmişler papuçlarımı. lan yarın yine curcuna olacak ev. asosyal takılmak sanırım mutluluk lan.
adını feriha koduğumun dizisi yüzünden girdiğim stres canımı sıkmaya başladı lan.

alayı mal.
yanımdaki iğrenç inciciler tarafından çok aşşağılanıyorum sözlük.
"evet bayan , yol üstü hayatınızdan geçen en ahmak adam benim. çünkü yanlızca yoldan geçtim , üzerinizden asla ! kirli parmaklarımı pantolonuma silmeden asla sürmedim gözyaşlarınıza . tokat izi saklayan yanaklarınızı öpmeden önce nikotin kokan dişlerimi fırçaladım mutlaka ... evet bayan , aklına geldiğinizde ayağa kalkan tek aptal benim . çünkü bir kanepeye uzanıp filim izlemeyi teklif etmedim size ! düşlerimi anlattım yanlızca hiç fantazim olmadı . ve iç çamaşırınızın rengini hiç merak etmedim . bu yüzden arkanız açılmasın diye , arkası kapalıdır bütün sandelyelerimin ... evet bayan . karşılaşacağınız en korkak adam benim ! çünkü tuttuğu eli asla bırakmayanlardanım . kazandığını kaybetmeyi göze alamayanlardanım . bu yüzden başka eller bacaklarınızdayken , benimkiler hiç düşmedi omuzlarınızdan ... evet bayan , öptüğünüz en tecrübesiz adam benim ! parçalanmış dudaklarınıza dudaklarım merhem olsun istedim . ilk sizdiniz bayan , ilkimdiniz . aşka uzak ve kurak tenimde , en hoyrat iklimdiniz , incittiniz . akıttığınız kan yüreğimin bakirliğiydi , bilemediniz ... evet bayan , işte gördüğünüz ve görebileceğiniz en şerefsiz adamda benim ! bundan büyük şerefsizlikmi olur ? sevdim ... şeref , sizin bayan . şeref , size ben gibi bakmayan herkezin . özür dilerim , rahatsız ettiğim için .." her bunu okuduğumda ağlıyorum sözlük..onu özlüyorum.bılıyorum "sen malın önde gidenisin" diyorsun şimdi..bılıyorum malım ama özlüyorum işte..
Sözlük sevgilisi varmış lan.. Evet ben ondan sonra 5-6 kızla çıkmış olabilirim ama o bunun şimdi sevgili yapmasını gerektirir mi ki? beni o kızlardan ayırmaya çalışan her bakışıyla her hareketiyle beni kendine çağıran beni 2 sene bekleyen o kızın şimdi sevgilisi var..? Kötü oluyormuş be sözlük harbiden içime oturdu, Bizim aramızda başka birşey vardı hani aslında ikimizde gizli gizli birbirimizi bekliyorduk; ama işin aslı öyle olmadu malesef şimdi onun bir sevgilisi var benimse kırık dökük bir kaç ilişkim.. Hiçbiri onunki gibi olmuyor hiçbiri onun yerini tutmuyor. Peki benim bunu anlamam için bunun olması mı gerekiyordu? Lanet olsun arkadaş ya.. Rakıya devam..
aşure ile buluştum. "seni seviyorum aşure " dedim .
- beni hekes seviyo lan ! dedi.
çaylak olmak benim gibi donanımlı entellektüeller için oldukça ağır bir durum. evet kabul ediyorum her sabah uyanıp yüz fırça darbesini okuyorum ancak bu sadece tadımlık bir uğraş. geri kalan zamanlarımda hep britannica, modern atlas, cin ali külliyatı falan okuyorum.

bilgilerimi sizlerle paylaşamadığım için muzdaribim. geceleri düşünüp düşünüp ağlıyorum. yorganı tepeme çekiyorum ki hıçkırıklarım duyulmasın.
çetin tekindor u seviyorum ama bir çocuk sevdim dizisini sevmiyorum. geçen hafta ucundan azcık bakayım dedim lan o ne?
adamın kızı ondört yaşında sevdiği ve fırsattan istifadelenerek evlendiği kız onyedi. bildiğin sübyancı. sonracıma babası bu kızı bir halt yedin madem neden hamile kaldın modunda somurturken sabahat hanıma abayı yaktı. bir anne ile büyük kız masum zannımca. bitirin şu diziyi veya izlemeyin lan şu diziyi.

diziden itirafa başlamışken hayat devam ediyor a da değinmeden geçemiycem. ben hasta denilecek boyutta fikret kuşkan hayranıyımdır. adam yakışıklı değil ama yetenek, karizma, çekicilik gibi görseller tamdır. onun hatrına bir bölümünü izledim ama doğunun sözümona namus düşkünü sübyancı pezolarını izlemek beni fikret kuşkan a rağmen daralttı. çünkü o insanların asıl sorunu cehalet değil cehalette ısrar etmeleri. ben bunu izleyereken ne kazanabilirim ki dedim ve bıraktım. ama aklım fikrette o ayrı tabi. keşke benim izleyebileceğim tarz bir dizide oynasaydı.

neyse yarın beni izmir bekliyor şimdi sızmaya gidiyorum. izlenecek bir dizi yok tvde ne acı. digi sinema kanllarını açmış bana hediye olarak ama izlemeyi seçtiğim ikinci film asker filmiymiş piç gibi kaldım ortada e ben de yatıp uyuyayım bari raskolnikovumla birlikte. bir bitirelbilsem şu kitabı diyorum bazen de onunla geçen zamanlarımda mutlu olduğumu anlayıp bitirmeyeyim diyorum. kız kardeşi evlenecek ben gideyim bir bakayım engel olabilecek mi?

son olarak kıytırık dizileri izliycem diye beyninizi siktirmeyin, oturun bir kitap okuyun beyninizde bir hayal odası daha açılsın.
25 ağustos 2011 tarihinde bir barda, karşımdaki masaya oturmuş olan bir hayalim vardı. ancak öyle tanımlayabilirim onu, çünkü neredeyse 2 dakika öncesinde arkadaşıma tipini, karakterini tarif ettiğim kadın resmen gökten düşercesine oraya oturdu bir arkadaşıyla.

bütün gece rüyada gibi oturdum masada, o rüyaya müdahale etmeye çalışarak muhabbetlerine dahil ettirttim kendimi, saçmaladım, utandım, korktum, çaresiz kaldım o güzelliğin karşısında.

adını bile öğrenemeden ayrıldım ordan, çünkü nasıl bir kendinden geçmişlikse, sormayı unuttum.

7 aralık 2011; okuduğum fakültenin ortalık yerdeki bir noktasında oturmuş telefonu kurcalarken tam karşıma birilerinin oturduğunu fark edip gayrıihtiyari baktım; aynı turuncu hayal belirdi karşımda.

25 ağustos'ta bir daha görmeyeceğimden korktuğum; bir daha görmeyeceğim için belki de; kısa sürede korkularımın silindiği, ama hayalimin ete kemiğe büründüğünü bildiğim insan; bütün çaresizliklerimi canlandırdı. hiç değilse bölümünü, adını sormayı akıl edebildim, yine aynı tutuklukla...

o kız benim fakültemin yanındaki fakültenin öğrencisi çıktı. 2 gündür uyuyamıyorum; hem mutluluktan, hem korkudan, hem çaresizlikten.

mutluluktan, çünkü biliyorum ki onu tekrar tekrar görebileceğim.
korkudan, reddedilmekten ilk kez korkuyorum belki de 3 yıl sonra.
çaresizlikten, çünkü resmen hiçim. hiç oluyorum.
inanmak istemedim yıllardır. lakin maalesef doğruymuş. üstad boşa kelam etmemiş;

yüzsüzdür insanoğlu kimse bilmez fendini,
kime iyilik ettiysen ondan koru kendini...
ne yaptığımı bilmiyorum.
çoğu kişi bilmiyor ama ben daha çok bilmiyorum
kararsızlık içinde boğuşuyorum..
eski sevgilimin ayrılıktan kafayı yemesi ve ortalaması çok yüksek olan bir öğrenciye göre notlarının dibe vurmasının tek sebebini kendim görpü vicdan azabı çekiyorum.
çok üşüyorum.
kışın, bu kasvetli soğuk ve dengesiz havasından nefret ediyorum!
kimse bana büyüyünce ne olacaksın diye sormadı, ben de olamadım.
itiraf ediyorum 21 yaşındayım ve bu yaşıma kadar hiç kız arkadaşım olmadı sevgilim olmadı ağırıma giden ise çevremde sürekli iltifat alan çok yakışıklı biri olduğum fotomodellik mankenlikde yapıyorum gayet kibarım anlayışlıyım hiç bir sorun yok benden taraf ama olmadı arkadaş olmadımı olmuyor dedikleri bu olsa gerek.
uzun zamandır birini severdim başlarda kaybetmekten korktum, utandım söylemekten ama sonra karar verdim. sonucu ne olursa olsun içimde tutmaktansa söylemek daha iyidir diye.

üzülmem sanıyordum fazla sonuçta elimden geleni yapmış olacaktım ama hiç öyle olmadı.

of be sözlük durup durup ağlıyorum. ne zaman düşünmeye başlasam aklıma o geliyor ardından gözümden yaşlar. hani film reklama giriyor ya o küçük anda ya da her gece uykudan hemen önce, bazen yemek yerken bazen giyinirken...
lan gardaş bu nasıl yara
lan gardaş bu nasıl yara
kanar her yerinden
dövülmüşüm sövülmüşüm kovulmuşum ben
hastir çekilmişim yani kendi öz yurdumdan
çeker giderim... lan gardaş bu nasıl yara? kanar her yerimden... insanın bazen gerçeği itiraf etmesi en zorudur.
3 günde kredi parasını yedim la.
ayın 15 ine kadar 50 tl ile idare etmem gerekecek ki günlük yol param 10.5 tl, kalpazanlığa mı başlasam yoksa otobüse kaçak binip tüm parayı boğaza mı harcasam, yoksa kitap mı alsam bilemedim.
yetenek sizsiniz'e çıkıp tek başıma kasap havası performansı sergileyesim var.

hayatın anlamını ararken kendimi bu halde buldum, sözlük.
öperim.