bugün

evet sabah uyandım sözlüğe bir girdim ne göreyim, çaylaksınız diyor nasıl üzüldüm nasıl ağladım anlatamam size.
kucukken kımse olmeyecek sanırdım herkes yavas yavas gıtmeye basladıgında bunun dogru olmadıgını anladım.
bazen bu kadar duzgun düz bir insan olmaktan sıkıldıgımı farkedıyorum.
hayali üç kelime olan insanlar gibi olsaydım her şey daha mı farklı olurdu, bilemedim.
kız arkadaşımla yağmur altında yürürken birden ağalama tuttu beni ve ağladım. ağlıyor musun dediğinde hayır canım yağmur damlaları onlar dedim oda yedi.
* entryleri okurken yanlışlıkla hep sayfanın ölçeğini küçültüyorum sözlük. tam konsantre oluyorum, ya gülme eşiğindeyim ya da duygusala bağlıyorum ama bir anda yazılar karınca duası gibi oluyor. sonra bir daha onu düzeltiyorum falan... offf çok dertliyim.

* şu an bir kitap okuyorum sözlük. aslında okumak istemiyorum ama sonunu da merak ediyorum. okuyan arkadaşlarım anlatmaya kalktıklarında engel oluyorum. dengesiz miyim neyim anlamadım ki.

* ha sözlük unutmadan bir de kalvyede şu tırnak ( " ) işaretini yaparken çok zorlanıyorum. illa ondan önce ( < < ) bu adını bilmediğim işaretlerden bir sürü yapıyorum. çok engelli tavırlar sergilemeye başladım yani.
canım sıkılıyor sözlük.uzun zamandır ilk defa huzurluyum diyordum, korku sarmaya başladı.
her şeyden sıkıldım acayip. hemen şimdi şu dakika kalkıp gitmek istiyorum, kaçmak istiyorum bu şehirden, bu insanlardan. tanımadığım dilini bile bilmediğim bi yere gitmek istiyorum mesela.
itiraf ediyorum,
çaylağım ben hemde çok.
içimde tarif edemediğim bi sıkıntı var nedenini bilemediğim bi sebepten ötürü.
mutsuzum.
leopar deseni neden zaaf yaratır? ben bunu bir türlü çözemedim sözlük!
şuraya haftalardır bi bok yazamadım.istanbula gidince telafi edicem ilk göz ağrımm!
az önce enteresan bir yeteneğimi keşfettim sözlük. böyle yazarların yazdıklarına bakınca kaçıncı nesil olduğunu anlayabiliyorum.*
tamam biliyorum ben bu zeka ile fazla yaşamam.
karşılıksız sevgi yaşamak gerekiyormuş. birini sevmenin, delice bir aşkla bağlanmanın güzelliğini yaşamanın hazan mevsimine gelmek olduğunu bilmiyordum.
oruçla ramazanla ilgili girdiğim entryler eksilendikçe tahrik oluyorum.
bunca borcun içinde, bir borç daha yapıp 1000 lira keş paraya bağlama aldım. dünya malı dünyada kalır felsefesiyle harekete başladım, son sözüm ise, bir türküde ki dizeler gibi.

"sen söylersin söz içinde sözün var
çalarsın çırparsın oğlun kızın var
bu dünyada üç beş arşın bezin var
tüm bedesten senin olsa ne fayda "

bedesten benim olsa ne olur. bu bağlamanın sesi borçları bile unutmama sebep oluyor.
çoğu arkadaşımız gibi ukte nedir bilmiyorum, anlamıyorum, anlatanıda görmedim.
facebookta arkadaşlarımın fotoğraflarındaki tüm yorumlarıma bakıyorum, inceliyorum, kaldırıyorum. ergenliğin verdiği ateşle bir sürü abuk subuk şeyler yazmışım. neyse, ne demiş atalarımız hatanın neresinden dönülse kardır.
ha bi de şey farkettim. iltifat söz konusu olduğunda mübalağa sanatımı konuşturuyormuşum. egoist olduğumu sanıyordum oysa. ya da kendimle çelişiyorum ben.
acı mı çekiyorum, mutlu muyum.... adını koyamıyorum.
çok yalnızım sözlük.
valla yalnız doğdum yalnız öleceğim tribine girmeme az kaldı.
itiraf ediyorum; onu sevmekle başladı herşey.
zall'a karşı ilgi duyuyorum. eğer bana karşı kayıtsız kalırsa, moderatörlerini taciz yahut tecavüz etmeyi planlıyorum.
bugün milli olmak istedim sözlük. sevgilimi eve atıcaktım ama olmadı. ağladım.
çok korkuyorum sözlük. bir yere girdiğimde o kadar çok para harcıyorum ki orayı satın almaktan korkuyorum.
sigara içilmesini kendimin yasakladığı odada sigara içiyorum. kendime inanamıyorum sözlük.