bugün

Itiraf etmeliyim hayat cok tuhaf.
(bkz: Cedric).
az önce haxball oynamaya niyetlendim, renkli olacağını düşünerek '' ccc inci sikerr ccc '' adlı odaya girdim, odada lag biraz yüksekti.
incicilere bi zarf atıym muhabbet döner düşüncesiyle; '' dejavu gerçek hayatta yaşanan lag olabilir mi beyler '' yazdım, seviyeyi yükseltme piç diye odadan attılar. amk liselileri.
bugün bir kızla tanıştım. çok tatlıydı, konuşayım derken saçmaladım. kız eminim salak olduğumu düşünüyordur. ama etkilendim be sözlük.
itiraf ediyorum şu an ankaralı namık dinliyorum ve bi kızı seviyorum.
27 yaşındayım ve 10 yıldır çalışıyorum ama 5 tl bile biriktiremedim.millet parayı nasıl buluyor anlamış degilim.ev ve arabayı nasıl alıyorlar hiç bilemiyorum zaten.asgari ücretle çalışmaktan bıktım usandım.
bozuk paralarla yaşamaktan bıktım.
tüm akrabalarımım ne zaman evleneceksin sorusundan yada neden evlenmiyorsun demelerinden bıktım.bir dügün yapabilmek bir ev kurmak en az 20000 tl iken ben 700 tl maaaşla nasıl evlenim be öküzler.
itiraf ediyorum şu anda ümit besenden alışmak sevmekten daha zor geliyor'un klibini izliyorum. banu alkan oynuyor. aslında açıklayabilirim.
şimdi nasıl söyleyeceğim lan onu sevdiğimi?
itiraf ediyorum lisede 4 yıl birine aşıktım söyledim pişman oldum ünideyim 2. sınıftayım 2 senedir söyleyemiyorum..
1 hafta öncesine kadar karnımda kelebekler uçuştuğu için, yeniden hoş duygular hissettiğim için, birinin gülüşüyle mutlu olmaya başladığım için kendimi mutlu hissediyordum. hazır bahar da gelmişti, gevşemişti gönül yayları.

fakat son 1 haftadır inanılmaz bir kasvet çöktü üstüme. kendi kendime bile henüz 1 ay önce itiraf edebildiğim hoşlandığım kızı düşünürken, artık mutsuz oluyorum. çok garip geliyor. sanki 2 sene önce bu zamanları hatırlıyorum. yine bu aylarda çok derin darbeler alarak terk edilmiştim. yeni yeni toparlanıyorum derken bu kız karşıma çıktı ama ne yazık ki 2 sene öncesinin nisan-mayıs ayları aklıma geliyor, sanırım bu yüzden mutsuz hissediyorum. yanımdaki kızı, aklımdaki kızın hayaline mi oturtuyorum bilmiyorum ama şu günlerde inanılmaz derecede mutsuzum. ortada bir bok da yok, güzel güzel anlaşıyoruz, zemini bile oluşturdum ama lanet olsun hayat enerjim elimden alınmış gibi hissediyorum.

sanırım uzun yıllar boyunca baharla birlikte kanına neşe enjekte edilen insanların yanında, ben nisan-mayıs aylarını bu grilikte geçireceğim. travma oldu resmen, allah belasını versin.
yıllardan beri her ziyafet çekişimizde börekler çörekler yedik diyoruz ya ben hiç çörek kısmını yiyemedim be sözlük.
ciddi konularda birileriyle muhabbet edip, bir şeyler söylerken söylediğim cümleden sonra o son kurduğum cümlenin devamıyla ilgili şarkı söyleme isteği doğuyor ben de. ve çoğu zaman yapıyorum da.

mesela, akşam yemek yedikten sonra anneme, “ellerine sağlık” diyorum. hemen arkasından; “hadi durma kutla bu zafer senin.” diye yapıştırıyorum.
galatasaray için endişeleniyorum.
gece yatmayan sabahın nurunda kalkmamaya can atıp paşa paşa kendini yataktan kazıyanlardanım, hatta bazen dolmuşta uyuyakalıp ineceği durağı kaçıranlardanım...
beklemiştim...
sözlük ben aşık oldum... hiç olmayacak bir anda, çok seveceğim bir adama aşık oldum. ve ben çoooook uzun yıllar sonra mutluluktan ağladım.
babamla tartıştım. her tartışmayı en fazla yarım saat sürdüren, çabuk parlayan ama çabuk sönen, kin tutmayan ben iki gündür babamla konuşmuyorum. bugün internette bir haber gördüm ve okumak için babama seslenecektim az kalsın. haklı olduğum için hiç vicdan azabı duymasam da çok koydu be seslenememek.
Biliyorum yine canım yanacak , uzaklardan birini yeniden sevmemeli'ydim , gerçi henüz emin de değilim. Sadece ufak , minik canlılıklar var ama galiba hoşlanıyorum. *

edt ; *
geçmişle yaşayamıyorum ben. eski kelimesi alıyor tüm duygularımı.
ve sevdiğim bir huyum var ki birisini hayatımdan çıkardığım an içim yanmıyor artık.
Ben ki şeydayı unutmuş adamım diğer acılar vız gelir lan bana. yine trilyonları batırsam bir şeyda acısı etmez amk.
1 mayısta taksime gitmek için evden çıkacakken annem,
-kızım nereye dedi
+taksime gidiyorum anne 1 mayıs? dedim
-kızım bak yapma etme şimdi bi olay çıkar monotof kotfeyi atarlar sen hiç bulaşma gel eyübe gidicez bugün kardeşinlen dedi. bi baktım susmuyo ben biliyom olaylar çıkıcak filan demeye başladı napabilirim diye düşündüm. * dedim anne hasparti de taksimde olacakmış ben onun kortejine gidicem hani numan kurtulmuşun partisi varya onlar.

sora biraz yumuşadı dedi he hade git o vakit ama dikkatli ol geç kalma.

sonra çıktım tabi bizim karabayraklıların yanına gittim, polisin kapattığı alana dahi girmedik bağırdık filan dağıldık. eve gitmeden de oturduk içtik biraz sonra eve gittik.

ben eve bi geldim, annem dedi ki, kızım haspartinin bayrağı simsiyah mı? eeö ne alaka demeye kalmadan facebooka bibaktım, ne bok yediysem etiketlemişler. ben de anlattım işte napim yani. ama facebooka da 1 mayıs albümü yapmakta ne aceleniz var lank diye etiketlemişler öf. feys çıktı mertlik bozuldu lan. bi de annemin ekli olması olayı yok mu..

neyse sözlük, itiraf edeceğim şu ki, annem otoriteyi temsil ediyo tam olarak ve ben ne yapsam bu şekilde çatışmalar içinde kalıyorum. anneme de yazık lan annem o benim canım diye bakıyorum öyle bi çıkmaz yani
facebook'da texas hold'em oynuyorken kaybettiğimde, masadaki en yüksek miktarı peşpeşe alan kişinin facebook hesabını şikayet ediyorum.
Başak burcu günlük yorumum da yazanı okuyorum sözlük; köprüden atlayarak intihar etme düşüncenizi köprüye gidecek kadar paranız olmaması nedeniyle bu hafta da gerçekleştiremeyeceksiniz.
bundan üç dört yıl önce annem gil şehir dışındayken yani ev boşken arkadaşlarımı eve çeğırmış eğlenmiştik.
hepimiz erkektik tabi. hatun yok işte ne yapalım eve atabileceğimiz.
neyse bunu gören meraklı mahallenin dedikocusu komşularımız o gece gelip kapıyı bile dinlemişler.
annenm gil gelir gelmez böyle böyle oldu diye de hemen yetiştirdiler sağolsunlar.

babam hiç bişey demedi tabi ama sanki eve hayat kadını getirip alem yapmışım gibi hakkımda dedikodu yapıldı.

geçen gün apartmanın kadınları kavga ederken karşı koz olarak benim hakkımda hala bu konu dilendiriliyor. ''senin oğlında bunu yaptı'' dye.

dedikodu böyle bişey işte. gördüğüne duyduğuna sen de yorumunu katıp konuşunca töhmet altında bırakıyorsun birilerini.

voltran töhmet yani durumum anlayacağınız.
şimdi azıcık sarhoş olaydım da tüm şu boş beyinlere bipleyeydim diyorum içimden be.
güncel Önemli Başlıklar