bugün

içten gelen, karşındakinin kalbine dokunur.
dürüst olmaya çalışmanız, aptal insanlar üzerinde olumsuz etki bırakır.
''Kalbimiz, gıcır gıcır araba kaportasından farksızdır!!! Kimin yaklaştığına dikkat etmezsek, serserinin biri gelir çizer-gider..''
"onunla aynı gökyüzüne bakmaya devam ettiğin sürece her zaman bir umut vardır."
parası çok olan ve sürekli paradan bahseden insanlar ucuz insanlardır. * *
herkes bencildir aslında ve her şey bencilce. fakire yardım etmek bile en başta kendimizi iyi hissetmemizden değil midir?
Hayat askla ayriligin zinasindan dogan bir pic bu aralar benim icin...
'' En çok satanlar '' listesine girmene sevindim, vesile olduğuma değil.
'' Bilmediğimiz kadar değil, çenemizi tutamadığımız kadar cahiliz. ''
Ben, toprağın altındakilere üzülmem.Ben hala nefes alıpta toprağın altındakilerden bir farkı olmayanlara üzülürüm.
Oturarak hedefine ulaşan tek şey tavuktur...
oturarak hedefine ulaşan ikinci şey eskort kadınlardır.
sabah güneşinin ıslattığı dilekler gerçekleşecektir...
diş fırcam

her pisliğimi bilen ince bellim
mavilim, yeşillim
zarif duruşlum
dudağımın ucundan
boğazımın dibine
dilimde tadın
ah ince dokunuşun
altı ayda bir derler inanma
bir yıl oldu kıydım mı sana

(bkz: ayhanismail)
''Sevgilinizin gittiği mesafe kadar değil, hislerinizin soğuma oranı kadar uzaksınız.''
annemi seviyorum.

annemle hafif esintili, serin akdeniz akşamları sahile doğru yürüyüşler yapmayı seviyorum. yürüyüş yaparken her zaman birlikte dinlediğimiz radyo kanalını açıp anlamlarını bilmediğimiz fransızca şarkılarda dans ederek sokakta koşmayı seviyorum. evet, hala annem benimle şarkılar eşliğinde kimseye aldırmadan umarsıza sokakta koşabiliyor.

yürürken bazen elimi tutmasını seviyorum. saçlarımı okşamasını ve bana 'sen benim hayallerimsin' demesini seviyorum. birlikte ıslak çimenlerin kokusunu içimize çekmeyi seviyorum. gece mavimsi gökyüzünü seyretmeyi birlikte. her akşam mütemadiyen yaptığımız çay saatlerini seviyorum. annem de çayı çok seviyor ve yanında mutlaka eti cin yiyor. bazen annemi eti cin'den kıskanıyorum!

annemin, ben aşk acısı çekerken bana gelip sarılmalarını seviyorum. 'çok daha iyilerini hakediyorsun, aa yapma sen çok mantıklı ve zeki bir kızsındır' demelerini seviyorum...

güzel oje sürmesine bayılıyorum! herkesin annesi güzel oje süremez. ama benim ki sürüyor. o olmasaydı eminim ki tırnaklarım oje yüzü göremezdi.

ben bir kutu boya alıp eve geldiğimde hiç üşenmeden saçlarımı boyamasını seviyorum. titizlikle. arkadaşlarıma saçlarımı annemin boyadığını söylediğimde 'annen kuaför mü?' diye sormalarını seviyorum.

annemin gülüşünü çok seviyorum. i̇çinde zerre kötülük bulundurmamasını. bazen radyoda anlamadığı şarkılardan sıkılıp 'hadi kenan doğulu açalım' demesini seviyorum. kenan doğulu eşliğinde annemle dans etmeyi bile seviyorum.

kızdığı zaman beni direk saçlarımla tehdit etmesini seviyorum. ayrı bir seviyorum. 'yolarım bak o saçlarını' lafı her zaman kavgamızı noktalıyor çünkü. annemle arada bir saç baş girmeyi seviyorum. şakacıktan. sonra yerlere yuvarlanmayı ve dakikalarca yerlere yatarak gülmeyi. televizyonda rastgele bir müzik kanalı açıp anneme klipler çekmeyi seviyorum. evde şarkı söylemenin cıvkını çıkarttığım zaman bana terlik fırlatmasını seviyorum. her yediğim haltı babama makul şekilde anlatmasını seviyorum.

sürekli kişisel gelişim kitaplarını okumasını seviyorum. zorla bile olsa okuttuğum 'rüzgar gibi geçti' romanının filmini izlerken mimiklerini seyretmeyi seviyorum. çamaşır makinesine deterjan dolduruşunu, bulaşık yıkayışını, bulaşıkları makinaya dizişini, süpürge tutuşunu, kıyafet serişini, ütüleyişini seviyorum.

annemle üşümeyi seviyorum...en sevdiğimiz mevsimin kış olmasını da.

annemin dalgalı saçlarını, kokusunu, burnunu, ellerini çok güzel ellerini, parmaklarını, ışıl ışıl gözlerini,herşeyini çok seviyorum.

annemin dünyada bana verilmiş en güzel hediye olabilme ihtimali nedir ? ihtimal dahilinde olmasa dahi, annemi çok seviyorum.
Geçen hergün celladın bir gülümsemesidir.
Hayatımı yaşıyorum, harcadığım para gençliğim olsa da.

Bizzat kendim söylemişimdir.Mükemmel laf etmişim yeni farkına varıyorum.
fındık kadar amın olacağına, badem kadar bıyığın olsun...
ya dış görünüşe önem vermiyorum, içi güzel olsun diyorsun
e kokoreç yemiyorsun.

sizi gidi “çok iyi niyetli göstermeliyim ki beni sevsin” ciler sizi!
kaderin kendinizi kaybettiğinizde akıllanıp doğru yola girebilmeniz için attığı bi tokat vardır, ya silkelen kendine gel, yada ne vuruyon ulen diyip bildiğini yap, gerisi sana kalmış.
romeo ve juliet olmak her zaman büyük bir aşkın simgesi olmak değildir, bazen sadece, asla kavuşamayacak olmaktır.

birgün birisi çıkıp size "romeom, julietim" derse önce bi durun, en ciddi tavrınızı takının, gözlerinizi kocaman açın ve şöyle diyin; *
bazen onu sevmemek isteriz ama her zaman onu kimse sevmesin isteriz.
futbol aslında bir kış sporudur.
insanın yaptığı tek mükemmel şey beklemektir.