bugün

söykü dergisi'nde kendi entrylerini görmek isteyen arkadaşlara bedava hizmet eden müessesedir.

- öncelikle entryniz uzun olmalı. lafı dolandırın.

- malumunuz ilk tema çocuk parkı... ben "üzüm üzüme baka baka kararır" gibi gbir şey bekliyordum ama bu da güzel, bu da samimi. çocuk parkı... yazacağınız öykünün içinde kesinlikle bizi çocukluğumuza götürecek nostaljik öğeler bulunsun. leblebi tozu, looney tune tasoları, hugo ve tolga abi, maykıl ceksın, hele hele en önemlisi susam sokağı'ndan bir iki karakter ismi mutlaka geçsin içinde...

- tabi tüm bunları anlatırken günümüzün sevilen, sözlükte tutulan fenomenlerine gönderme yapmayı da unutmayın. mesela ismail abi, mecnun, behzat ç. falan olabilir.

- en önemlisi mizahi bir üslup tutturmaya gayret edin. olduğu kadar artık.

- tüm bunları yapmanıza rağmen öykünüz yayınlanmaya değer bulunmadıysa muhtemelen bu entryi okuyan birileri "yahu şu herifin kategorilendirdiği tipteki öyküleri almayalım" demiş olabilir. olsun.

- üzülmeyin, gülümseyin!
bir freedom writers birliği üyesi olarak (hayallerde yaşayan bir ibne miyim neyim) sadece okuyup geçeceğim bir rehberdir. ama yine de bir istihbarat sonucu hazırlanmış rehber midir acep şüphesi oluşmadı değil kırılgan zihnimde. olur ya, tio gelmiştir, ona göre şöyle yazın böyle yazın deniliyordur. ya da ben paranoyak bir pezevengim.

gel gelelim rehber içeriği oluşturmada üstümüze düşen vazifeye. efendim öncelikle özgün olmaya çalışın. özgünlük kazandırır derim, nokta.

-iyi eser demek eğlendiren eser demek olmadığı gibi sıkıcı olabilecek katı eser demek de değildir. haliyle mizahın bokunu çıkarmayın

-mizah demişken kara mizah işlenebilir mesela.

geçenlerde biradetbeyfendi ile konuşurkene (kene önemli orada. az sonra bağlayacam onu bir yerlere) ve açtığı bir konuya yorum yaparken söykü dergisi mevzusunu görmüş biri olarak güzel bir tesadüf yaşadım. o tesadüf biradetbeyfendi nin çocuk parklı marklı bir konusuna yorum attıktan sonra söykü dergisinin seçtiği ilk konunun çocuk parkı olması idi.

subhannallah ibretlik deyip gülümsedikten sonra birkaç gündür, dün gelen o ilhamı kaybetmemeye çalışıyorum. sözün özü:

-ilham gelmiyorsa yazmaya kasmayın derim. yazmak demek ilham demektir bir yerde. ha kafada yazılacaklar belliyse de geriye sadece onları organize etmek kalır.

çocuk parkı biradetbeyendi nin bana verdiği ilhamla (kaçıncı anışım oldu adamın kulak patlayacak) birkaç gündür kendimi hazırlamama, öyküye motive etmeme sebep oldu. haliyle kelimelerimi de o ilhamı canlı tutmak için çocuklaştırmaya çalışıyorum arada. (-kene mevzusu) bunun özü de şudur ki:

-motivasyon önemlidir. yazmada motivasyon da çok önemlidir. edgar allan poe sabahın 6'sında kalkardı. sabahın 6'sı iyi bir uyku çekmiş bünye için çok dinç bir zamandır. insanın motivasyonunun tam olduğu bir zamandır.

özet geçen bir piç misali diyorum ki yazmak zor iş. ama yazmaya çalışmak kadar da zevkli bir iş yoktur.