bugün
- osmanlı yı yeniden kuracağız12
- kader doğuştan yazılı bir şey midir8
- 3 mayıs türkçüler günü17
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri13
- ali koç9
- 4 mayıs 2025 fenerbahçe beşiktaş maçı28
- en sevdiğiniz sözlük ahmeti9
- 13 yıl önceki fotoğraflarınız11
- 4 mayıs özgür özele saldırı30
- iyi insan olmanın hiçbir işe yaramaması13
- bir ilişkinin kısa sürme sebebi14
- sırrı süreyya önder37
- anın görüntüsü14
- kemalist erkekler gizli eşcinsel midir15
- yazarların sahip olmak istedikleri süper güçler11
- garanti bankası13
- piyasadaki en adam gibi sigaranın rothmans olması14
- gerçeği aramak9
- sözlüğün 18 yaş altına hitap etmesi14
- stanley termos olmazsa ben pikniğe gitmem12
- iyi geceler12
- kendini esmer sanarken birden sarışın olan kız19
- mokv nerede8
- nihal atsız türkçülüğü vs atatürk türkçülüğü13
- akrep burcuyum soruları alayım9
- diyanetten skandal cuma hutbesi16
- akp belediyelerinin hiç yolsuzluk yapmaması29
- 3 mayıs 2025 galatasaray sivasspor maçı16
- akp ve chp'nin birbirinden farkı olmaması10
- uludağ sözlük zirvesi32
- tas kafa saç modeli10
- koltukta uyumak12
- 9 yaşındaki felçli çocuğa yoğun bakımda tecavüz14
- cin görünce yapılması gerekenler14
- ekrem imamoğlu8
- otizmliye cennet garanti mi15
- 80 yaşında olmak11
- ülkemde başı açık kadın istemiyorum15
- müge anlı mı esra erol mu9
- faiz yemenin wow haram olması11
- kemalizm9
- masklavinin bu aralar çok gergin olması32
- vampirov'a sorular17
- küresel nerde yahu9
- ölüm10
suc ve ceza romanında geçen, yavşak bir zengindir; kafasına sıktığı kurşunla intihar eder. raskolnikov bu adamdan "svidrigaylov piçi" diye bahseder.
fi tarihinde huruf vermiş ukteyi, kimdir? demiş bir de utanmadan. aha budur.
fi tarihinde huruf vermiş ukteyi, kimdir? demiş bir de utanmadan. aha budur.
(bkz: #26772295)
dunya'yı gerçek aşkla seven adam.
--spoiler--
razumihin'i ne yapacaksınız ? ne yararı olabilir size ? ben de seviyorum sizi... sonsuz bir aşkla seviyorum hem. izin verin eteğinizin ucunu öpeyim ! izin verin ! eteğinizin hışırtısı bile deli ediyor beni ! söyleyin, ne isterseniz yapacağım. her dediğinizi yapacağım. olmayacak bir şey söyleyin, onu da yapacağım, neye inanırsanız, ben de ona inanacağım. istediğiniz her şeyi, her şeyi yapacağım ! öyle bakmayın bana, öyle bakmayın. bu bakışınızın beni deli ettiğini biliyor musunuz ?
Sayıklar gibiydi, sanki birden başına vurmuşlar da bir şeyler olmuştu.
Dunya yerinden fırlayıp kapıya atıldı; bir yandan kapıyı yumruklarken, bir yandan da kapının
Ötesinden yardım istercesine:
"Açın! Açın!" diye bağırmaya başladı.
Svidrigaylov da ayağa kalktı; kendine gelmişti. Hâlâ titreyen dudaklarına hain ve alaycı bir
gülümseme yerleşmişti. Alçak sesle ve kesik kesik konuşarak:
"Evde kimse yok" dedi. "Evsahibi kadın sokağa çıktı... Böyle bağırarak boş yere kendinizi
heyecanlandırıyorsunuz..."
Dunya acı bir ifade ile "Anahtar nerede? çabuk aç şu kapıyı, hemen, şimdi, aşağılık herif!"
--spoiler--
--spoiler--
Dunya yalvarırcasına:
"Bırak beni!" dedi.
Svidrigaylov titredi, bu senli seslenişte deminkilere benzemeyen bir şeyler vardı.
"Sevmiyor musun beni?" diye sordu Svidrigaylov usulca.
Dunya başını olumsuz anlamda salladı.
Svidrigaylov umutsuzluk içinde fısıldadı:
"Ve... sevemezsin de? Hiçbir zaman?"
"Hiçbir zaman..." diye fısıldadı Dunya.
Svidrigaylov'un ruhunda bir an süren sessiz ama korkunç bir çatışma oldu. Anlatılması zor bir
bakışla bakıyordu Dunya'ya. Birden elini belinden çekti, döndü, hızla pencereye doğru
yürüdü, arkası Dunya'ya dönük orda durmaya başladı.
Bir an ikisi de öylece durdular.
"işte anahtar" dedi Svidrigaylov. Elini paltosunun sol cebine sokup çıkardığı anahtarı, dönüp
geriye bakmadan arkasındaki masaya bıraktı. "Alın ve hemen gidin ''
Israrla pencereden bakıyordu.
"çabuk! çabuk!" diye tekrarladı Svidrigayov, hälä arkası dönüktü. Yalnız, "çabuk"
sözcüğünde korkunç bir şeyler tınlıyordu
Dunya bunu anlamıştı, anahtarı kaptığı gibi kapıya atıldı, kendini dışarı attı.
--spoiler--
--spoiler--
Svidrigaylov üç dakika kadar daha pencerenin önünde durdu, sonra ağır ağır döndü, çevresine
bakındı ve yavaşça elini alnına götürdü. Yüzü tuhaf bir gülümsemeyle çarpılmıştı, zavallı,
hüzün dolu, cılız bir gülümsemeydi bu; umutsuzluğun gülümsemesi...
--spoiler--
--spoiler--
svidrigaylov x caddesine saptı, yangın kulesi buradaydı.
itfaiye binasının kocaman kapısı önünde, üzerinde gri bir asker kaputu, basında achilles miğferi, sırtını kapıya dayamış ufak tefek bir adam duruyordu.
uykulu gözlerle yan yan kendine doğru gelen svidrigaylov'a baktı. yüzünde, bütün yahudi ırkında buruk bir iz bırakan yüz yıllık hırçınca bir keder vardı. svidrigaylov ve achilles, konuşmadan, bir süre birbirlerini süzdüler. sarhoş da olmadığı halde, bir adamın kendinden üç adım ötede durup hiç konuşmadan yüzüne bakıp durması, sonunda achilles'e aykırı geldi. yerinden kıpırdamadan:
"hey, siz" diye seslendi, "ne arıyor burada?"
"bir şey aramıyorum, kardeş! merhaba!"
"burada olmaz."
"ben, kardeş, yabancı bir diyara gidiyorum."
"yabancı diyar?"
"yabancı diyar ya. amerika."
"amerika?"
svidrigaylov cebinden revolveri çıkardı, horozunu kaldırdı.
achilles kaşlarını kaldırarak: "ama bu saka (şaka) burda olmas!"
"neden olmaz?"
"olmas da ondan."
"hiç farketmez be kardeş! iyi bir yer burası. sorarlarsa, amerika'ya gitti dersin."
namluyu sağ şakağına dayadı. gözbebekleri gitgide büyüyen achilles yerinden kımıldadı.
"burda olmaz! burda olmaz!"
svidrigaylov tetiği çekti.
--spoiler--
--spoiler--
razumihin'i ne yapacaksınız ? ne yararı olabilir size ? ben de seviyorum sizi... sonsuz bir aşkla seviyorum hem. izin verin eteğinizin ucunu öpeyim ! izin verin ! eteğinizin hışırtısı bile deli ediyor beni ! söyleyin, ne isterseniz yapacağım. her dediğinizi yapacağım. olmayacak bir şey söyleyin, onu da yapacağım, neye inanırsanız, ben de ona inanacağım. istediğiniz her şeyi, her şeyi yapacağım ! öyle bakmayın bana, öyle bakmayın. bu bakışınızın beni deli ettiğini biliyor musunuz ?
Sayıklar gibiydi, sanki birden başına vurmuşlar da bir şeyler olmuştu.
Dunya yerinden fırlayıp kapıya atıldı; bir yandan kapıyı yumruklarken, bir yandan da kapının
Ötesinden yardım istercesine:
"Açın! Açın!" diye bağırmaya başladı.
Svidrigaylov da ayağa kalktı; kendine gelmişti. Hâlâ titreyen dudaklarına hain ve alaycı bir
gülümseme yerleşmişti. Alçak sesle ve kesik kesik konuşarak:
"Evde kimse yok" dedi. "Evsahibi kadın sokağa çıktı... Böyle bağırarak boş yere kendinizi
heyecanlandırıyorsunuz..."
Dunya acı bir ifade ile "Anahtar nerede? çabuk aç şu kapıyı, hemen, şimdi, aşağılık herif!"
--spoiler--
--spoiler--
Dunya yalvarırcasına:
"Bırak beni!" dedi.
Svidrigaylov titredi, bu senli seslenişte deminkilere benzemeyen bir şeyler vardı.
"Sevmiyor musun beni?" diye sordu Svidrigaylov usulca.
Dunya başını olumsuz anlamda salladı.
Svidrigaylov umutsuzluk içinde fısıldadı:
"Ve... sevemezsin de? Hiçbir zaman?"
"Hiçbir zaman..." diye fısıldadı Dunya.
Svidrigaylov'un ruhunda bir an süren sessiz ama korkunç bir çatışma oldu. Anlatılması zor bir
bakışla bakıyordu Dunya'ya. Birden elini belinden çekti, döndü, hızla pencereye doğru
yürüdü, arkası Dunya'ya dönük orda durmaya başladı.
Bir an ikisi de öylece durdular.
"işte anahtar" dedi Svidrigaylov. Elini paltosunun sol cebine sokup çıkardığı anahtarı, dönüp
geriye bakmadan arkasındaki masaya bıraktı. "Alın ve hemen gidin ''
Israrla pencereden bakıyordu.
"çabuk! çabuk!" diye tekrarladı Svidrigayov, hälä arkası dönüktü. Yalnız, "çabuk"
sözcüğünde korkunç bir şeyler tınlıyordu
Dunya bunu anlamıştı, anahtarı kaptığı gibi kapıya atıldı, kendini dışarı attı.
--spoiler--
--spoiler--
Svidrigaylov üç dakika kadar daha pencerenin önünde durdu, sonra ağır ağır döndü, çevresine
bakındı ve yavaşça elini alnına götürdü. Yüzü tuhaf bir gülümsemeyle çarpılmıştı, zavallı,
hüzün dolu, cılız bir gülümsemeydi bu; umutsuzluğun gülümsemesi...
--spoiler--
--spoiler--
svidrigaylov x caddesine saptı, yangın kulesi buradaydı.
itfaiye binasının kocaman kapısı önünde, üzerinde gri bir asker kaputu, basında achilles miğferi, sırtını kapıya dayamış ufak tefek bir adam duruyordu.
uykulu gözlerle yan yan kendine doğru gelen svidrigaylov'a baktı. yüzünde, bütün yahudi ırkında buruk bir iz bırakan yüz yıllık hırçınca bir keder vardı. svidrigaylov ve achilles, konuşmadan, bir süre birbirlerini süzdüler. sarhoş da olmadığı halde, bir adamın kendinden üç adım ötede durup hiç konuşmadan yüzüne bakıp durması, sonunda achilles'e aykırı geldi. yerinden kıpırdamadan:
"hey, siz" diye seslendi, "ne arıyor burada?"
"bir şey aramıyorum, kardeş! merhaba!"
"burada olmaz."
"ben, kardeş, yabancı bir diyara gidiyorum."
"yabancı diyar?"
"yabancı diyar ya. amerika."
"amerika?"
svidrigaylov cebinden revolveri çıkardı, horozunu kaldırdı.
achilles kaşlarını kaldırarak: "ama bu saka (şaka) burda olmas!"
"neden olmaz?"
"olmas da ondan."
"hiç farketmez be kardeş! iyi bir yer burası. sorarlarsa, amerika'ya gitti dersin."
namluyu sağ şakağına dayadı. gözbebekleri gitgide büyüyen achilles yerinden kımıldadı.
"burda olmaz! burda olmaz!"
svidrigaylov tetiği çekti.
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar