bugün

etrafında ikiyüzlü, yalancı, yapmacık vs. insanlar çok olup, bozkırda umarsızca koşan bir antilopun o insanlardan daha samimi geldiğine inanan insandır.
her şeyden önce belgesel denildiğinde neden hayvanlar börtü böcek gelmektedir akla anlamam. tarih ile ilgili bir kamyon 450 gb hard disk dolusu belgesel vardır, keza bilim ile ilgili, ya da din ile ilgili keza müzik ile ilgili veya coğrafya ile ilgili tabi ki sağlık ile ilgili, olmadı mimari ile ilgili.. bu liste uzar da gider. kısacası belgeselin bir çok çeşidi vardır ve doğal olarak öğrenilecek bir çok şey bulunmaktadır. internet dediğimiz olay yararlı bir biçimde kullanılacak ise belgeseller bu eylemin en büyük parçasıdır. en azından benim fikrim o. bu arada unutmadan, kamasutranın bile belgeseli yapılmıştır.
merakli adanmdir, kafayi bir seyler ögrenmekle bozan kisidir.
(bkz: bi aralar ben)
tercih meselesidir,saygı duyulması gereken bir durumdur.sürekli dizi izleyen insandan daha çok takdire layıktır.
(bkz: yemekteyiz muammer)
bu dünya gezegeni üzerinde kimlerle birlikte yaşadığını bilmek isteyen insan da olabilir pekala bu. yoksa her şeyin insan merkezli olmasını, insan ile alakadar olabileceğini düşünmek ne kadar da bencil bir tavırdır. bir deniz filinin eşleri için nasıl kavga edeceğini görmek istemiyorsan, okyanuslardaki zooplanktonların besin piramidindeki yeri ilgini çekmiyorsa, kutuplarda neler oluyor hiç merak etmiyorsan. ulan o zaman niye geldin hayata. sabahtan akşama okulda arka sıralarda makara yapıp, akşamında sözlüğe yazmak için mi.
hali hazırda aklını başına devşirmiş herhangi bir insanın boş zaman geçirgeçi olan ibo show, yemekteyiz gibi şarlatanlıkları izlemeyeceği ön kabulüyle başlayalım bu insanı değerlendirmeye girişirken. en azından az biraz daha kaliteye önem verilen yabancı yapımı dizi, film ve şovları izleyenlerden çıkar bu belgeselciler de genellikle. belgesel denilince üstelik aklına sadece hayvan gelen biri için elbette belgesel sıkıcı olabilir. lakin doğa belgeseli, mekanik belgeseller, kozmoz belgeselleri, politik yapımlar gibi envai çeşit belgesel türü vardır. ve her biri de bir kitap özeti gibidir eğer kaliteli bir yapımsa. öyleyse neden desti izdivaçı izlemek yerine iki tane sümüklü böceğin sevişme sahnesinii lzlemeyeyim ki. ya da neden yemekteyiz programında kurgulara kendimi kaptıracağıma tamamen doğal olan leoparın gece avına yakalamasını izlemeyeyim ki.
buraya okumadan, anlamadan yorum yapmak yasaktir. cop de dokmeyin.

*

herhalde insanlardan bunalmis, kendini hayvanlara daha yakin hisseden ve onlari seven insandir.

bi' kere mutlak suretle yasi ilerlemektedr bu kisinin. her firsatta belgesel kanalini acan, dogayla butunlesmeye merakli genclere pek rastlamadim. hayvanlari, bortu bocegi yani belgeselleri sevebilir herkes ama eger surekli belgesel izliyorsa vardir bi' bokluk. irdelenmeli.

o aslan obur ceylani nasil da kovalamis, nasil tuzaga dusurmus, nasil tutmus, nasil yemis; oburu hani bana hani bana mi demis gibi kaygilar olusmaya basladiginda belgesel meraklisi kisi kendine bir dur demeli. soyle bi "napiyorum lan ben" demeli. desin!

lan dizi izler gibi belgesel izlenir mi ya. vallahi izleyenler var. soyle yasi ilerlemis, kirkina ellisine gelmis veya gecmis insanlari belgesel izlerken bi inceleyin. ki eger basligimiza konu olan sureklilik hali icersindeyse sizin onu izlemenize gerek kalmadan o belli etmistir kendisini zaten.

hayvanlardan sogursunuz allahima. kahvaltidan sonra belgesel, ikindide belgesel, haber saatinde belgesel, dizi saatinde belgesel, gece kusagi belgeseli derken insanliktan cikiyorsunuz lan! 1 tane izlersin, doyamayip 2 tane izlersin tamam da degisik belgesel kanallari arasinda zap yaparak hayvanlari goz hapsine almanin alemi ne ki. ozel hayat mayat birakmadiniz lan gariplerde.

kufrederdim, ama etmeyecegim. cunku babam lan bu. bildigin babam. cocukluktan ergenlik bitimine kadar hayvanlara gicik olmama neden olan adam.

ne bi cizgi film izletti, ne bi sarki dinletti. ah ulan... hala da belgesel gordum mu sinirlenip kanali degistiririm.