bugün

sokak futbolu türk çocugunun vazgeçilmezidir, hayata ilk atılış, ilk başarılı olma çabasıdır. * kendi jargonunu oluşturabilmiş dallardan bir tanesidir. bu hayata yabancı bir kimse maç esnasında konuşulanları anlayamayabilir.

maçın başlaması için iki tarafın kaptanı sayılabilecek kişiler ki en güzel oynayan iki kişi olur genelde karşılıklı geçer ve üçer adım atarak birbirlerine yaklaşırlar. ilk önce digerinin ayagına ulaşan ilk seçim hakkına sahiptir. manyak bir heyecan oluşur o anda, atmosfer görülmeye deger, zemin mükemmeldir. kimi seçicek acaba, lan ali'yi almasa bari.
ve bu heyecan içinde seçimler yapılır takımlar kurulur derken;
-kale soon
*son biir
+son kiiiiii şeklinde bagırışlar başlar. bu çıglıkların amacı kaleye geçiş sırasını belirlemektir. tabi kaptan kaleye geçmez, o yüzden rahattır kendisi.
neyse efenim sonunda top mu kale mi seçimi ile maç başlar, sagdan soldan ataklar gelişir, heyecan son raddededir. o arada sokak futbolu jargonu devreye girer.
*abi kes kafama
-beyler üç korner bi penaltı ona göre
+olum abanmak yok. şerefsizim çıkar giderim. elim sakat geldim buraya zaten.
^lan elden gol olurmu he olurmu olurmu olurmu olurmu*
-lan sus boru gibi gol işte hatta gol degil sadece boru boruuuuu
*kalecinin boyunu aştı abi gol olmaz. şeklinde konuşmalara gebedir *sokak futbolu.
bunların içinde en orjinal kural kalecinin boyunu aşınca gol olmamasıdır. koy en kısayı kaleye yerden giden top bile gol olmasın.
o arada arkadaşlarımızın yetenekleri gün yüzüne çıkar. kimin ileride bir ilker yasin, bir ercan taner olacagı belli olur. ki bunlar genelde seyirci arkadaşlar ya da oyuna hiç giremeyecek olan yedek arkadaşlardır. canla başla oyunu anlatırlar kenarda.
-ahmette toaaapp aahmeaattt vurduuaaa kaçırıyoaaarr *
*evet zemin mükemmel, atmosfer mükemmel, takımlar mükemmel derken sag kanattan gelişen bir atak var sayın seyirciler selman sert vurdu direkten döndü. inanılmaz bir pozisyon, nasıl kaçar bu. *sokak futbolu çocuga hayatı ögretir demiştik. nasıl olur peki bu? o takımların seçim anı vardır ya hani, it sürüsü gibi 50lerce çocuk kaptanın etrafına sıralanmış, kaptan işçi pazarındaki havayı solumuş sanki, aynen o edayla seçer oyuncuları, digerlerinin yüzüne bile bakmadan, bir açıklama bile yapmadan terk-i diyar eyler.
takıma alınmayan çocuk ise 5 dakika maçı izledikten sonra evine kapanır, hayatı sorgular, açar kitapları karıştırır. hegelle tanışır o arada,diyalektiki ögrenir, tez-antitez-sentez der, dünyanın ilk nedenini sorgulamaya başlar. ve pek tabiiki bu oyuna alınmamalar onun kişisel gelişimine inanılmaz derecede katkı saglar, ilerde bilim adamı olur, filozof olur.( mesela (bkz: cemil meriç) kendisi küçükken arkadaşları tarafından kaale alınmayan bir insanmış, bu yüzden tek dostu kitaplar olmuş)

bizim türkiyede kaliteli defans oyuncusu ve kaleci bulunmamasının belki de şu anda ümit özat ve rüştüye mahkum oluşumuz sokak futbolu yüzündendir. çünkü sokak futbolunda iyi savunma yapan ödüllendirilmez, iyi gol kurtaran ödüllendirilmez. sadece gol atana büyük bir saygı duyulur, içten içe hayranlık beslenir. bakın mesela futbol takımlarımıza forvete alternatif çoktur, 7 tane forvet yedek kulübesinde bekler. ama ya defans? ümit özat'a kalırız işte defansta. şaşı bak şaşır resimlerinden fırlayıp gelmiş karikatür ümit'e.

sonuç olarak sokak futbolu kaderimizi degiştiren, ülkenin gelişmişligine etki eden, ümit özatın hala oynuyor olmasının tek nedeni olan bir kavramdır. *
asmis versiyonu için; http://www.haberaktuel.co...-sovu--haberi-114713.html
biraz sonra ve düzenli olarak günlerce haftalarca aylarca yıllarca başlayacak olan şampiyonlar ligi maçlarıyla ne yazık ki hiç alakası olmayan futboldur.

bu şey gibi, böyle şey gibi, beatles'la rolling stones arasındaki fark gibi.
garip garip kuralları olan futbol'dur.
sokak futbolunun kendine göre kuralları vardır.

bu konular , yurdun bir ucundan diğer ucuna yayılmıştır ve sanki federasyonun belirlediği kurallarmış gibi her herde aynı şekillde uygulanır:

-3 kornerin 1 penaltı etmesi .

-bacak arasından gol yemenin namus meselesi yapılması… gol atanın “namus!.. namus !..” diye bağırması.

-penaltı atışı yapılacak noktanın kaleye 9 adım mesafede bulunması…

-topu oyun alanı dışına (arava altı, yüksek duvarla çevrilmiş bahçe) atanın almak zorunda kalması.

-top sahibi çocuğun annesinin evine çağırmasıyla maçın bitmesi
küçük gençlerin büyük meydan savaşıdır..
güncel Önemli Başlıklar