bugün

öncelikle siyaseti(politikayı) tanımlayalım;

1. Siyaset veya Politika, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış.

bir alt başlığa inersek (yönetimde siyaset);

2. Siyâset, belli bir toplumda çatışma halinde olan çıkarların uzlaştırılması faaliyetidir.

tanımlarda geçen kemik kelimeleri alalım;

- devlet
- çatışma

devletin tanımını yapalım;

Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık.

devlet tanımındaki unsurlar nelerdir?

- insan
- egemenlik
- ülke

çatışma bu unsurlar arasında veya bu unsurlarla ilgili değil midir?
bence kesinlikle öyledir. hatta bence değil; öyledir.
yanlışım varsa düzeltin.

her neyse sormak istediğim soruya gelene kadar küçük bir ön çalışma yaptık canlarım.
şimdi size soruyorum;

din üzerinden, kadın üzerinden, bebek üzerinden siyaset yapan siyasileri eleştiren insanlar;
siyaset neyin üzerinden yapılmalıdır?

siyaset deyince aklınıza ne geliyor ki,
şunun bunun üzerinden siyaset yapılmaz diyorsunuz?

bunun sınırı nedir?

inanın ki bilgim sınırlı, bu konularda okuyup araştırdığım kadar bilgiliyim, yorum getirmek konusunda ise acizim,
bu yüzden size soruyorum sayın yazarlar;
siyaset neyin üzerinden yapılmalıdır?

saygılar.
*
neyin üzerinden yapılmalıdır bilmem ama kesinlikle dinin üzerinden yapılmamalıdır. milleti son kuruşuna kadar sömürürdünüz bari dini ve dini duygular üzerinden sömürü yapmayın.
vatandaşa hizmet üzerinde yapılmalı. ayırmadan, ayrıştırmadan, aynı mesafede. ama Türkiye'miz de siyaset böylemi yapılıyor. hemen 5 yaşındaki yeğenimi yanıma çağırıp. gül bakayım şeker vereceğim diyerekten, şahane bir yaramaz çocuk kahkahasıyla cümleyi bitiriyorum.
siyaset sahip olduğun devletle ve yönetimle ilgili fikirler , yapılacaklar ve yapılması gerekenler üzerinden yapılır.
devlet dediğin kurum toplumun kendi iyiliği için bir sözleşme yaparak birtakım haklarını ve sorumluluklarını devrettiği böylece özgürlüğünden feda ederek karşılığında toplumsal yaşamda nizamı ve daha kaliteli daha insancıl bir yaşamı talep ettiği bir soyut varlıktır.
devletin oluşum amacı bireylere ve bireylerden oluşan topluma genelin iyiliğini sağlayacak şekilde hizmet etmektir.
fakat günümüzdeki devlet anlayışı bireye hizmet etmek değil, bireyin devlete hizmeti ve sömürülmesi üzerinden kurulmuştur yani temelden yanlıştır.
bu yüzden bireylerin hayatını ve birbirleriyle olan ilişkilerini herkesin haklarına en uygun şekilde düzenlemesi gereken devlet amacından saparak bireyin devletin istediği doğrultuda davranmaya mecbur ve sadece hizmet etmek için var olan bir canlıya dönüşmesine sebep olmuştur.
din, cinsel tercihler, cinsellikle ilgili mevzular, insan psikolojisi, aile içinde karar verilmesi gereken mevzular kişisel veya ailesel boyutta olup devletin uğraşısı dışında olmalıdır. bu alanlara müdahale etmek bireyin daha iyi ve kaliteli yaşaması için hizmet etmesi gereken bir kurum olan devletin tamamen amacından saptırıldığı ve sadece özgürlük kısıtlayan ve itaat bekleyen bir oluşum haline geldiğinin göstergesidir.

gerekli bilgi için rousseau 'nun toplum sözleşmesi ve politikanın prensipleri adlı kitabına bakılabilir.
ülkelerin sosyo-politik yapılarına ve siyasetin hedeflerine göre yanıtı da değişken sorudur.
(bkz: yarrak affedersin)*
Neyin üzerinden yapılmalı bilmiyorum ama bu ülkede yapılmayacak şeylerden yapıldığı kesin. din genel olarak yapılan diğerleri günlük değişiyor. şimdi ise gündem kürtaj. gerçekten çok ilginç bir ülkemiz var. allah sabır versin herkese.
bilim üzerine yapılmalıdır ki ilerlesin.
din üzerinden yapılmalıdır.

sonuçları malumunuz. tartışmaya ne hacet?
hiçbir şeyin üzerine yapılmasın, siyasette olmasın yaşayalım öyle işte.
islam karıştırılmamalıdır derim. gürcüler türklüğü kullanamayacağını anlayınca dinle halkı kandırıyorlar. anladınız onu siz.
ekonomi.ekonomi.ekonomi.

ulan bu ülkede her şey üzerinden siyaset yapılırda bir günden bir güne ekonomi üzerinden yapılmaz.muhalefet neden hiç artık yüzde 70-80 oranına gelen vergilerde,neden asgari ücret için haftalarca medyayı meşgul etmez,neden gelir adaletsizliğinden sıkça söz etmez anlamıyorum.

zaten bir ülkedeki sorunların temelinde ekonomi yatmaz mı ? istihdamın artması her şeyin önüne geçmez mi? asgari ücretin net 2000 lira olduğu bir ülkede hangi salak dağa çıkar ? doyurucu bir maaşla çalışan bir kişi neden hırsızlık yapar ? hali vakti yerinde olan kim türban,laiklik vs. şeylerle uğraşır ?