siyaset konuşmaktan korkan halklar

evet nedense bu halk bizim ülkemizde siyaset konuşmak iyi değil diye beyyinlerine empose etmişler avrupada böyle bir durum söz konusu değil acaba halk yönetime karışmasın diye baskımı yapılıyor ülkemizde diye düşünüyor insan.

eğer akp'ye oy vermişse korkmayan insanlardır.

siyaseti, görüş ayrılıklarını yıllarca vahşi bir şekilde yaşamış olan halkın çocuklarını o eski durumun gölgesinden bile korumak için uyarması sonucuyla oluşan durumdur. çok fazla fanatik var, tartışmayla kavgayı ayırt edemeyen insanlar var, özellikle zarar vermek üzerine yazılanlar konuşulanlar var. ne yapılabilir ki ...

60lı yıllardan sonra öğrenci hareketlerinde sert müdahale kullanılması ve bunun yüzünden ailelerin; çocukları siyasete karışmasın başlarına bir iş gelmesin düşüncesiyle giriştikleri korumacı aile içi politika sebebiyle günümüze kadar gelen eksikliğimizdir.
evet biz de bu halklardanız işte o yüzden bu haldeyiz.

ulan başımız belaya girmesin diyedir. Korkmayınız efendim.

avrupada siyaset konuşmanın pek tercih edilmeyen bir iş olduğunu bilmeyen yazara ait tespit.

gelişmiş toplumlarda güncel siyaset durmadan üzerine yorum yapılan bir olgu değildir. sistemi oturmuş ülkelerde iktidarlar değişir ancak sistem tıkır tıkır işler ve halkın refahı pek de etkilenmez bu değişimlerden.

tanımadığı insanların yanında aleviyim,kürdüm,hıristiyanım,komunistim,ateistim dediğinde ters bir cevap alıp olay çıkmasını istemeyen insanlardır. küçüklüğümden beri görüşümü tanımadığım kişilerin yanında söylemem. gerek te yok. kimin ne olduğu belli değil.

halkın paranoya olma hali kendinden menkul değildir.
darbelerin toplumun üzerinden silindir gibi ezip geçmesi,
haliyet-i ruhiyesinin toplumsal bellekte,psikolojide muhafaza edilmesi,
ahmet şık'ın kitap yazdığı için tutuklanması,
parasız eğitim isteyen öğrencilerin 8 ay hapse mahkum olması,
cezaevlerindeki koşulları dile getirebilmek için kendilerini yakan mahkumlar,
tuvallerde,şiirlerde,sanatta terör örgütü bulmaya baş koymuş içişleri bakanı varken,
korkmasınlar da napsınlar?
halkın korkusunun arkasına gizlenmiş,sürekli suçu halkta arayanlarda asıl mesele.

baskı ve zorbalığın ne olduğunu görmüş, darbeyi yemiş, kardeşini bir hiç uğruna kolları arasında kaybetmiş halklardır.

korkutulmuşlardır sonuç olarak, empatinin bu kadar zor olmaması gerektiğini vurgulamak için iyi bir örnektir bu halklar ayrıca.

(bkz: olaylara karişma oglum) bir vizontele repliğir nejat uygur söyler.

halk koyun baştakiler padişah halk karışmamali iyi birşey değil herkes siyaset konuşmalı siyasî bilgisi olmalı.

(bkz: çekler)
(bkz: çek cumhuriyeti)

dünya umurlarında değil adamların. ben bu kadar apolitik bi halk görmedim arkadaş.

ezilmeye somurulmeye mahkum olan insanlarin olusturdugu halklardir. (bkz: türkiye)

Aynı zamanda "düşünemeyen" olmaları, tesadüf olmayacak halklardır.

bizim burada olmayan halktır dükkanı açmadan önce karşımda bulunan yerde çay içmeye gidiyorum ulan arkadaş gazeteyi okuyan her emekli amca gaza geliyor birisi idamı getiriyor birisi pkk yı bitiriyor daha neler neler.

Twitterda da açıkca görüldüğü gibi sosyal medyanın bir çoğunu futbol,aşk gibi konular oluşturuyor. siyaset konuşmaktan korkarsak eğer (ki bu yöne doğru hızlı adımlarla ilerliyoruz.) sonumuz hiç de iyi olmayabilir.

siyaseti dinle karıştıran insanların varlığından mütevellit durumlardır.

bizim ülkemizde kimsenin siyasi görüşünü sorgulayamaz, eleştiremez, yargılayamazsın. işin sonu kesinlikle kavgaya döner çünkü onun kutsalına bulaşmışsındır.

es kaza bu sınır geçildiğinde de bayağılık ve tiksinçleşme evrelerinin merdivenleri üçer beşer atlamadada hiçbir sakınca görmüyorlar. seviyenin olmadığı yerde siyaset, siyasetin olmadığı yerde de siyasi konuşma olmaz (ki bir çoğu zaten twitterda okudukları 140 karekterlik cümlelerle birbirlerine karşılık veriyorlar).

tartışma kültürü olmayanlardır.
uzaktan demokratik, yakından kendine müslüman olan cinsten.
benden değilsen yaşamaya hakkın yok derler bunlar.
herbiri bir diğerini ötekileştirir.
çünkü bizde siyaset hakkında tartışmak demek; kavga edip, küfür savurmak demektir.