bugün

seçimlere katılan kişi sayısının az olması olayıdır. aslında bu bir tepkidir. bir halk düşünün ki hala her şeyin çözümü olarak siyaseti görsün. bilimi hiç önemsemesin. tek kurtuluş kendi göbeğini şişirmek olan sikindirik kişileri başa getirmek olmuş. işte seçimlere az katılmak demek şu anlama gelir: ben artık siyasilerin bizi değil kendini düşündüğünü biliyorum. kim gelirse gelsin aynı bok.o yüzden kendimi yoramam. avrupa da seçime giren kişi sayısı %60 ı geçmez. bizde % 80 lerde. sonuç ne peki ? siyaset kurtarmış mı bizi ?

edit : imla.
normalde olsa destekleyebileceğim durum.

oturmuş demokrasilerde siyasetin ve seçim sonuçlarının, hükümet politikalarının günlük hayata etkisi belirli sınırlar içerisinde olur. misal, bir işe alınıp alınmayacağın meselesi iktidara göre şekillenmez. layıksan alınırsın. ya da falanca iktidar geldiğinde dışlanıp, filanca iktidar geldiğinde ülkenin sahibi olmazsın.

ama bizde özellikle son dönemde işler ciddi oranda değişti. mevcut iktidar basını büyük ölçüde kontrolüne almış durumda. şimdi yargıyı da ele geçirmeye uğraşıyorlar. polis teşkilatını zaten taşeronlarına çoktan yedirmişlerdi. şimdi ortakları olan paralelden temizleyip tekrar ele geçirme derdindeler. ordu, diyanet, spor kulüpleri ve federasyonlar derken artık ülkenin tek hakimi olma yolunda ilerliyorlar.

bizde seçimlere katılım çok yüksek. çoğu genel seçimde yüzde doksanlara vuruyor. bu normal değil aslında. ama ülkenin geleceği için içinde bulunduğumuz bu süreç çok kritik. daha hala bazı arkadaşlar "yıllardır aynı şeyleri söylüyorsunuz" deyip dursun. yalan mı? iç güvenlik paketi geçerse bunun gündelik hayata ne kadar etkisinin olacağını biliyor musunuz? anayasa değişirse neler olabileceğinin fakında mısınız?