bugün

Benim favorilerim.
13.Cuma
EvilDead
Testere 1
Ölüm kitabı
Anabell
Belirli bir standartı ve imdb puanını yakalamış filmleri izlemeye çalışan bir film manyağı olan şahsım için kesinlikle sinister'dır.

Kötü ruh, hortlak, şeytan, cin vb konular halt etmiş yanında. V1e sürükleyici.

Bu film kadar korkunç bir film izlemedim.
the thing 1982 ye bir oy da benden. özellikle dönemine göre felaket bir şeydi o.

edit: lan sonradan aklıma geldi . "it" remake olanı değil ama. bak bu daha kötüydü.
Kesinlikle altıma ettiğim filmlerdir.

Musallat (3 gün yatamadım)
Aynalar
Korku seansı
Mama
Garez.
it Follows
Paranormal Activity
Korku Seansı
Ölüm Sessizliği
Dördü de iyiydi, seçim yapamıyorum.
Dabbe filmine 6 kişi gitmiştik herkes müthiş gerilmişti ama dabbe en iyisi değil tabii ki aq. Herkes gerilmişken ben gülüyordum, çünkü korkacak bir şey yoktu. benim hitim hayvan mezarlığıdır.
korku janrı birçok sanat eserinden/görsel üretimden bir tık daha fazla temel güdülerimize, duyularımıza hitap ediyor ve ekseriyetle travmatik. dolayısıyla en iyi korku filmi seyrettiğiniz yaşla, üzerinizde bıraktığı etkiyle, bunlardan bağımsız olarak iyi film olmasıyla ama en mühimi "sizi" korkutmasıyla yani subjektifliğiyle ayrışacak ve birden fazla sayıda olacaktır. benimkilere gelirsek:

en travmatik: jaws. hala açık denizde yüzerken tedirgin olurum, bırakın büyük beyazı camgöz bile ürkütüyor. bu kategoride plasem elm sokağı'nda kabus. doksanlarda vhs'den izlediğim brainscan, hellraiser ve candyman ile sinemada izlediğim ilk korku filmi olan event horizon'ı da sevgiyle anıyorum.

en derinlikli: the babadook. travmayla nasıl başa çıkarız, insan nasıl iyileşir gibi temaları bir korku öyküsüne nefis yedirmiş, katmanlı bir film. the witch buradaki plasem. jordan peele ve ari aster ise bence "pretentious".

en görkemli: bram stoker's dracula. sanat tasarımı, müthiş açılış sekansı hep gözümün önünde. plasem suspiria'nın yeniden çevrimi.

en ürkütücü: the exorcist. tek kelimeyle mükemmel. polanski bu filmi ne rosermary'nin bebeği ne de the ninth gate ile yakalayamıyor. bu kategoride plasem the conjuring. ölmekte olan, found footage ve gore arasına sıkışan bir türe klasik köklerden gelen ama taptaze bir hayat öpücüğü verdi.

ancak otuzlarımın ortasında değil de daha yaşlı olsaydım, birds ve omen ya da carrie hatta the cabinet of dr. caligari diyebilirdim görüldüğü üzere. the shining ve the fly gibi efsaneler ise bence muazzam işler olmakla birlikte korkunç değiller. zira korku insanoğlunda gitgide azalan ve azaldığı vakit yepyeni hallerle ortaya çıkan bir his. elli yıl önce korktuklarımızla elli yıl sonra korktuklarımız pek farklı olacak.
Ortaokuldayken arkadaşlarım bizim evde zor bela garez denilen Japon yapımı olduğunu düşündüğüm korku filmini açıp izlememe neden olmuşlardı. Saçlarını Beyaz yüzünün önüne alıp korkunç sesler çıkaran bir yaratık vardı filmde. Onu izledikten sonra Uzun bir süre bir odadan diğerine geçerken etrafımı yoklamama neden olmuştu. O yüzden anlamıyorum insanlar nasıl böyle şeylere kendilerini istekli bir şekilde maruz bırakabiliyorlar.
neyse ben oyumu garezden yana kullanıyorum, çünkü kendisi ilk ve tek izlediğim korku filmi olup hala unutamadığım sahneleri olan bir filmdir de. Bu da sanırım onu iyi yapar.
Testere filminden sonra pek izlemedim.
izlemediğim filmdir. izlemiyorum yani, korku filmi ne yahüü.
Hatırladığım, ölüm sessizliği.

Ters köşesi gerilimi her şeyi etkili ve orantılıydı. Zaten o da bilinçli izlediğim son korku filmiydi. O kesmeli bicmeli filmler bana gore korku degil, ağır gerelim.
Annabel
Korku kapanı
Korku seansı
Yabancılar dibine kadar başarıyor bu işi. Bizimkilerde aynı senaryoları birazcık değiştirip çeksin. (çektikleri de söylenemez gerçi.) sadece ses ile korkutmaya çalışıyorlar insanlarımızı, 0 teknik 0 senaryo..