bugün

mümkünatı yoktur.

(bkz: sizi sevmeyen birini sevmeye devam edemezsiniz)
sevmek karşılık gözetmek değildir ki vazgeçsin insan..

onun umrunda dahi olmasanız kalbiniz onu sevmekten vazgeçmez..

belki birgün gelir umuduyla seversin..
Nazım Hikmet'in sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? dizelerini hatırlatır. Yürek yarasıdır, can acısıdır.
sevince ne oluyor, güneş batıdan mı doğuyor .mına koyim?

(bkz: sami)
dünyanın en kötü duygusudur.
(bkz: tahir ile zühre)

yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı.
melodram ahenginde yürüyen bir davranış biçimi.
karşılık bekleyerek sevmektir.
Allah düşmanıma vermesin dediğim durumdur.Çok zor , yaşayan bilir.
Etrafında sevecek bir Allahın kulu olmamasından iyidir en azından.Heycan katar.
bazılarının hiç anlayamayacağı bir duygudur.

aşk da diyoruz.
" Sen bir kere öp , bırakalım yine de geçmiyorsa geçmesin "

" Ben ağladıkça sen eksiliyorsun ( mu ) içimde.."

" Her gece ölmeden önce yatağın boş tarafına gülümsemek nasıl bir şey, bilemezsin ki.. "

gibi cümleler dökülür kaleminizden bu durumda.

Hep bir umut vardır içinizde O'na dair.

iki kişilik yaşamak zorunda kalırsınız. iki kişilik çarpar kalbiniz.

Örneğin doğum gününüzdür. siz hayal kurarsınız. hayaliniz masumdur, küçücüktür. tek bir bakış, tek bir cümle üzerine kurulur bu hayal. 2 kelimelik bir cümle beklersiniz. ama o doğum gününüzü bile hatırlamaz. üzülürsünüz. boğazınıza düğümlenir aldıgınız her nefes sanki.
ararsınız belki hatırlar böylece belki saate bakar tarihi görür, belki günün farkında değildir... vs. bir sürü bahane bulmuşsunuzdur onu affettirecek. o unutmamıştır asla doğum gününüzü. olamazdır bu kadar değildir.
ama " offf sana 100 defa diyorum beni bu kadar çok arama cevap vermiyorsam vermiyorum." der. işte o an kalbinizdeki bıçağı biraz daha derinlere sokmuştur.

sadece ağlarsınız. bu kadar gelir elinizden.

En kötüsü de gecelerdir. asla geçmek bilmez o geceler. sanki daha bir karanlık olur, sanki 4 duvar dar gelir ruhunuza.

Hele o kokusu yok mu? dünyanın en güzel kokusudur sanki o. yastığınıza sinmişsse eger. yastıga sarılır uyursunuz kendinizi avutarak. ya da tişörtüne sarılırsınız sırdasınız olur sizin. parfümünü sıkarsınız arada sırada evinize. evin içinde farklı bir odada gibi hissetmenizi sağlarsınız böylece.

Kıskanırsınız deliler gibi. sizi sevmiyordur bilirsiniz. başkası için çarpabilir o yürek. o zaman ne yapacaksınızdır. şimdi en azından yanınızdadır. sevmese de yanınızdadır. en azından görüyorsunuzdur. dokunabiliyorsunuzdur.

Böyle büyük bir aşk yaşıyorsanız eğer yavaş yavaş kanser gibi öldürüyorsunuz kendinizi demektir.
sevginin özünde sevilmek yok. ilk dersi bu olsa insanın sevginin önemini kavrasa sevilmekten önemli olduğunu görse sevgiyi seve*bilse mutluluğun sırrına erişir .
karşılık beklemeden sevendir çok zor bulunandır. fakat fazla yapışanı da yüzsüzlüğe girer dikkat etmek lazım.
Umutsuzca onun senın olmıycagını bıle bıle beklemek ..
arabesk bir eylemdir. herkes kendi sevgisini sever, bu fedakarlık değildir yani.
mazoşizmin kendisidir. ve mazoşizm psikolojik bir rahatsızlıktır.
insanı öldüren tek şey umuttur. umut bazen olmayan bir şey. biliyorsun umut yok. ama şöyle bir umut daha çıkıyor önüne. sanırım onu severken yaşabiliyorsun. yaşadığını anladığın da yeni bir umudun başlıyor. güneşin doğduğu anda.
(bkz: hırs yapmak)
cesaret ister. acı çekeceğini her gece bununla savaşacağını ve eninde sonunda yalnız kalacağını bilir. işin aslı göt ister.
bi bitmedik gittik amk. napalim ask bu konuyor iste karsiligi olmasa da.
erkek adama kişilik kazandırır, olgunlaştırır.

not: gizli sevmek koşuluyla...
bazen karşıdaki de onu sever de, başka türlü sever işte.
bile bile acı çekmektir. ama aşkta mantık aranmaz zaten.
ah bir tanısan bir bilsen beni sen de seveceksin şekerim. cüzdanımda fotoğrafın bile var (Aybüke'min hediyesi sağolsun evrak dosyandan çalmış). sen karşı blokta ben bizim blokta bir şey gelmedi elimizden. duy sesimi mechmet efendi! şimdi mehmet efendi var mechmet efendi var. bir diğerlerine bakıyorum, bir sana bakıyorum bunu yapan insan olamaz diyorum. inancım kuvvetlenecek yakında senin yüzünden. öyle işte. aa bir de benim gibi yaklaşık 15 arkadaşım var, aramızda senin benim olmadığından topluca karşına dizilip bizimle olmanı talep edeceğiz çok yakında. kendine çok iyi bakıyosuun, öpüyosuun. evet.
senden hoşlandığını zannedip açılınca öyle olmadığını öğrenip yerin dibine girmekten yeğdir kanımca.