bugün

Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara,Akan yıldıza.
hasretinden prangalar eskittim..
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
ve ben artık
biliyorum:
toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
kadın sustu.
sarıldılar
bir kitap düştü yere...
kapandı bir pencere...
ayrıldılar...
bir ellerin bir ellerim yeter.
"aklımdan çıkmıyorsun dedim
başka türlüsünü yorgunum anlatmaya"

(bkz: cahit zarifoğlu)
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı
Karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak.
Neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı
Karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak.
birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
birçok seneler geçti; dönen yok seferinden

yahya kemal beyatlı- sessiz gemi
Nasıl unuturum güzeldi yaşamak
Fakat hakkı varmış Oktay'ın;
"Hatıralarda dal istiyor,
Kuşlar gibi konacak..."

Muzaffer Tayyip uslu.
Ben sana mecburum.
Ben alaca karanlığında son sabahımın dostlarımı ve seni göreceğim, ve yalnız yarım kalmış bir şarkının acısını toprağa götüreceğim...
Nazım Hikmet - Karıma mektup
Her okuduğumda veya dinlediğimde tam da burada sigara yakıyorum.
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen
Hırsızlık ediyorsun, etme.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
bazen terk eden, edilen…biliyorum çok şey oluyoruz ama…
nedense ikimiz “bir” olamıyoruz.
“En fazla bir yıl sürer
Yirminci asırlarda
Ölüm acısı.”
şimdi sen gidiyorsun ya herkes sana benzeyecek.
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
“Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin”
Nazım Hikmet.
"zemheri de uzadıkça uzadı. seni baharmışın gibi düşünüyorum."

-ahmed arif
Fırtınalarda yolunu kaybeden gemi misali
Rotasız ve pusulasız kalmışken yüreğim
Ve hoyratça savrulurken bir limandan bir limana
Teslim olmuşken kaderine
Apansız sana rastladım o limanda
Sen benim adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun..
metrobüs,

ne metrosun ne otobüs araftasın,
bekle bekle gelmedin, bilmem ne taraftasın,
belediye kıyak yapmış senin yolu ayırmış, ne kadar da kayırmış,
aslında hızlıymışsın da nidem yolun bayırmış,

yine bir sabah, yine bir duraktayım,
metrobüse binme hayalimden bir hayli ıraktayım,
bu kaçıncı niyetlendiğim, bu kaçıncı dolu geldi.
ite kaka girdim içeri, attı yine damarım,
arkadan bir şey değiyor sevdiğim, şemsiyedir umarım,
tedirginim metrobüs'te, malum sapık eğilim,
durakta bekleme yarim, ben eski ben değilim.
Önünden geçer acılar ve zevkler
Geç dünyanın önünden ; hiçtir o.
Çünkü sevdim çünkü bu yüzden güçlü bileklerim kanadı.

Turgut Uyar.
"yüzlerce mozart seni çalıyor!"
Lale - Akgün akova