bugün

özellikle tom robbins kitaplarında hissedilen hadise.
uzun süren inatlaşmanın ardından kitabın bitmesi üzerine ''ah bea chuck, dövüş kulubü ve tıkanma'yı biraz daha uzun yazsan n'olurdu'' sözlerini söyletecek olan durum.
simyacı kitabının verdiği taddır. alsın beni götürsün istedim. endülüs ovalarından mısır çöllerine kadar esen o çöl meltemleriyle...
kitapla öyle bütünleşirsin ki;kendini içindeki bir kahraman gibi hissedersin. sanki kitap bitince sende biticeksin, yok olacaksın gibi gelir insana.
(bkz: her güzel şey birgün bitermiş)
başlamışsınız okumaya hayaller kurdurmaya başlamış size dünyanızdan koparak okuduğunuz kitap.istersiniz ki hayallerinizde oluşturduğunuz dünya kaybolmasın ama ne yazık ki her şeyin bir sonu var okuduğunuz kitabında.
şuan içinde bulunduğum durumdur. jean christophe grangé- kızıl nehirler son 50 sayfa kaldı. bi ara beyaz showda psikopat vardı ya onun gibi oldum: sonunu okumak istiyorum ama bitmesin istiyorum beni anlıyor musunuz? kkkkkk!
Kitabın her zaman zevkin doruklara ulaştığı yerde bitmesi her zaman iyidir. Aksi takdirde sonu gelmeyen diziye dönebilir.
(bkz: olasılıksız)

4 ayda 300 sayfa falan okudum. mis.
Haftada en az iki kere karşılaştığım durum.Kitapla öyle bir bütünleşirsin ki oturduğun yerden o kitabın içine dalmışsındır,kitabın kahramanlarından biri olmuşsun.kitabı bitirip,kapatınca sanki sende yok olacaksın,silineceksin gibi gelir insana
O kitabın yazarı için en büyük ödül budur.