bugün

uzun olması makbuldur. yeri gelip üşündüğünde boğazı onla sarabilirsiniz atkı niyetine. yeri geldiğinde de öpülür, oynanır onla.
sevgilinin saçının ucu kırık olabilir,tıpkı onun gidişinde elinde kalan kırık kalbin gibi
sevgilinin saçı kızıl olabilir,kalbinizdeki güneşi batırdığında gökyüzündeki o kızıllık gibi
sevgilinin saçı boya olabilir,beyazı kapatan o saç boyası gibiilişkinizin açıklarının allı morlu boyanıp yamalanacağı gibi
sevgilinin saçı bir şampuan reklamındaki kızın saçı gibi dolaşık olabilir,içine düştüğünde çıkamadığın ilişkindeki dolaşık çapraşıklar gibi..

her ne olursa olsun ilişki ister mutlu sonla bitsin isterse hemen mutlu bile olamadan bitsin,yine de yareninin saçıdır,avuçlarını arasında gezdirdiğindir,kokusunu içine çektiğindir..
yemegin icinden cikmadigi muddetce guzel olan sactir.
altında, kafatasının kapladığı muhteşem bir beyin olan saçtır.
dokunduğunuzda ipek, dokunamadığınızda parmaklık, kokladığınızda baharı hatırlatan saçlardır.
mis gibi kokar. nefes aldığınıza şükredersiniz. onlardan yapılma bir gaz maskesi veyahut filtre isterseniz. lâkin mümkünatı yoktur. "deve kadar plazma televizyon yapan japon teknolojisi, buna neden el atmadı?" dersiniz. adaletin bu mudur dünya?
ilmek ol/sun
boynuma.
sevgili türbanlı ise görlemeyen saçtır. varlığı bilinir.
çünkü evlenince sevgili olunmaz, karı-koca olunur. ve eşin saçı sevgili saçı olma özelliğini kaybeder.

görlesin gökler.
sevgili değiştikçe değişen saçtır. kesin bir şey söylemek mümkün değildir efen'im. bugün kıvırcık yazarız, yarın düz olur. yalancı çıkmayalım.
sevgilisinin saçını cebinde taşıyanlarda vardır. sevgiliden bir parçadır. uzaktaki sevgilinin hasretini çekenlerin en büyük yardımcısıdır. bir parça saç. "aman canım kıl işte ne olacak" diyenlerde vardır. fakat sevgilinin kokusu özlendiğinde o saçları koklamak insanın acısını azda olsa azaltmaktadır. *
her zaman ne olursa olsun güzel olan saçtır.*
ve saçların, yasak hayali ile bir yüzün,

yüzünde gölgeler, saçların nefesimde kavrulan hüzün,

saçların bir katilin masumca suçu,

kitabımdaki ayraçdır en sevdiğim bölümün,

saçların boynuma dar ağacından dolanan ip,

ve en acımasız celladıdır ölümün.

devriman
çok güzeldir...
geceleri ıslak kumral çevriminde ısınılan.

sonra odanın en "kuyu"sundan izle.
bir iki tel koparmak lazımdır. ilerde saklanasıdır, çünkü.
kızıl ise işte o zaman hayat durur. kızıl saç beyaz ten yeşil ya da mavi gözleri de olduğu zaman insanın ömrünü uzatır mazallah.
3 hafta yıkamazsa eyvahtır.
dalgalar halinde dökülür ensesine, terlemiştir biraz sıcaktan, üflersin küçücük oraya...
iç geçirir, yaslanır arkasına. kaldırır kolunu "gel yamacıma" dercesine. gider sarılırsın sıcağa aldırmadan. sevgili saçı aşkın kendisidir. mis gibi kokar.
yıllar önce aşık olduğunuz o saçların, yıllar sonra nasıl da dökülüp dazlaklığa ramak kaldığını görüp içinizin acıması. (bkz: eski sevgilinin saçı)
duştan çıkınca taramanın hayalini kurduğun saçlardır. mis gibi kokar... her bir teli için ölebilir insan.
bugün kısacık kalandır.