bugün

Hele bi gelin, toplaşın bakayım bre ulu dedeler, sakalsız, spermsiz temiz yüzlü ergen gardaşlarım, bacılar ablalalar toplaşın! Size hayatı anlatacam;

ilkokul 1 sınıftayım. Okulun ilk günü diye annem beslenme çantasına tencere koymuştuyda, utancımdan tencereyi çıkartıp o kızın gözlerine bakaraktan yiyememiştim. Açlıktan midem götüme yapışmıştı diyim sen anla durumu. Öyle bi tatlılık öyle bi güzellik yok. Sözlükçü sende diyeceksinki amın bebesi yaşın kaç başın kaç daha birinci sınıf lan. bu ne abazalık! yok öyle diil hacıt, ben aşkı 1.sınıfta yüreğimin cızırdamasından hatırlıyorum ilk, ondan sonra daha da görmedim, bilmiyorum.

Bi de beni görsen okul avlusuna sepetsiz bırakılmış kimliksiz velet gibiyim. Masmavi bi pantolunum var, diz kısmının biraz üstünde beyaz iple dikilmiş, kara bi yama var. Abiden kalma yakamın iliklerinden biri kopmuştuda anacığım kalın yorgan ipiylen dikmişti. Yağlı idam urganı gibi amk. Çantamı görsen flintstones yazıyordu üstünde, taş devrinden kalma pembe bi çanta. Boy kısa olmasından mütevvellit, yerde sürükleye sürükleye taşırdık okul yollarında.. Bi de masmavi bi önlük vardı üstümde, allah var 5 sene boyunca uyurkende dahi çıkarmadım üstümden doğru düzgün. öylede bağlıyız eğitime.

Şimdi beni gördün, sen bi de ilk aşkımı gör. Hayatımda öyle ay gibi parlayan bembeyaz bir yüz görmemiştim, daha da görmedim. Gözler durgun suyun dibindeki kapkara çakıl taşlarına benziyor. parlıyor amına koyim. Saçlar küt kesilmiş, beyaz bir taç toka geçirilmiş alnından yukarı. Saçları yanlardan rüzgarda sallanan söğüt ağacının bol yapraklı ince dalları gibi dökülüyor, yüzünün en tenha, en gözden uzak yerlerine.. Yaw arkadaş öyle etkilendim ki ilk anda, öyle güzel ki yüreğimin richter ölçeği çat diye çatladı. Sonradan öğrendim ki bizim sınıftaki 33 erkekten en az 20 side bu kıza aşıkmış. Varın düşünün ahretlikler halımızı.

Neyse hacıt, okula girdik tanışma faslı. Herkes babasının ne iş yaptığını, kardeş sayısını falan söylüyor sırayla, Esra'nın 4 kardeşi var, babası inşaat mühendisi zengin bebesi yani kız. bende en arka sıraya geçmişim. Sıra bana geldi, babamın elektrikçi olduğunu, 9 kardeş olduğumuzu falan söyledim. Esra'yla maddi manevi kardeşi bi uçurum vardı aramızda.

Hocanın Bana "olum en arka sırada bu boyla ne işin var gel öne" demesiyle kısa ilişkimizin fitili ateşlendi. Ulan bi baktım bir tek Esra'nın yanı boş. Bende heyecan, sevinç karışımı bi duyguyla esra'yla aynı sırayı paylaşmaya başladım. Hoca birde onu başkan benide yardımcısı yapmaz mı? Mutluluktan topuklarımı götüme vura vura üstgeçide koşup merdivenlerde takla attığımı bilirim.

Sonra hayat daha güzel oldu. "esra bu konuşuyo yazim mi tahtaya, esra buna çarpı atim mi, esra bu buna parmak atıyo, esra hocayı çağırim mi, esra tebeşir bitmiş" cümlelerimle cebelleşen kıza iyice bağlamıştık kendimizi. Cevapta vermezdi pek amk, günümüzün primitif kezban örneklerinden. Ama dönüp bakması bile yetiyordu. Belkide o yüzden soru soruyorduk, bir daha gözgöze gelelim diye.

Artık iyice arkadaş olmuştuk. Beraber oyun oynamaya başlamıştık, kız istedi diye bebeklerle evcilik oynamışlığım var benim amk, ah ulan aşk insana neler yaptırıyor..

Bi gün teneffüs zilinden sonra koşarak birlikte bahçeye çıktık;

Esra: Deli köfte ebelemece oynayalım mı?
Deli köfte: olur. tamam. ebe sen misin?
esra: yok ebe sen olacan akıllım.
Deli köfte: olur(artık nasıl bi oyunsa sanki amlar arasında baby change yapılacak. Öylede uyduruk bi ismi var.)

Neyse bu koştu, Beyaz çorapları vardı, uçuşan masmavi fırfırlı eteğinin altında.. ben koşuyordum peşinden, yakalayınca onu mutluluğu elimde tutacakmışım gibi. elimi uzattım mutluluğa. uzandım son gücümle. elim değdi. titttredim.

deli köfte: Ebeeeeeeee!!
esra:(çat)

Bi baktım Kız yerde takla atıyor, ebesinin amını gördü resmen. o bembeyaz çorapları kandan kıpkırmızı olmuş. O ay gibi yüzünde kraterler oluşmuş acıdan. Göz yaşına kurban olacağım kız salya sümük ağlıyor. bende çöktüm.

Deli köfte: Esra iyi misin? Dizin çok kötü kanıyo.
Esra: üüüüühühühühühü

Bu kızın 5. sınıfta bizden çok daha iri gökhan diye bi abisi vardı. Oruspu çocuğu ilkokul 5de sigarayı bırakmıştı öğretmeninin zoruylan. Düşün amk. Bizim olayı gören piç bebeler ben kızın yanındayken gidip buna uçurmuşlar. Bu da 2 dakka sonra yanımızda bitti.

Gökhan: Esra nasıl düştün, kim yaptı bunu sana?
Esra:(işaret parmağı beni gösterdi) Buuuuooooooühühühhühühü

demesiyle gözüme bi yumruk yedim. Sonrasında da temiz bi dayak anam. ağız burun içiçe girdi. ben o kargaşada sadece Esra'ya bakıyordum. Gözgöze gelmeye çalışıyordum hala. Kolum kırılmıştı. Ama kolumun kırığından çok kalbimin kırığını hissediyordum ben. Oysa sadece dokunmak istemiştim mutluluğa. elimi uzaaaatmıştım, değsin diye. dönüp yakalasın ellerimi diye.. Olmadı, dayak yedim.

Ondan sonra bir daha gözgöze gelemedim Esra'yla. Ondan sonra bir daha tahtaya adını yazamadım.

O günden beridir de peşinden koşuyorum Esra, dokunamadığım mutluluğa dokunabilmek için..

Cedric vardı ya hani 8 yaşındaysanız ve aşıksanız hayat gerçekten çok güzel diye, bazen çok boktanda olabiliyormuş. Sikerim dalağını senin Cedric, öyle bişey yok.
yatakta çok haşin olmanın kaçınılmaz sonucudur. ne yapacaksın her yiğidin bi yoğurt yiyişi vardır arkadaşlar. evet.
hacı ne yalan söyleyim kişisel birşey söylemek kurallara aykırı gibisinden birşey vardı ama ben aşkı pek bilmem etmem hayatta 4 kere aşık oldum 3'ü fos çıktı. yinede eğer sevdiğim kızın saçının teline zarar gelsin ve bunun sorumlusu ben olayım belki ergence ama gerçekten keserim kendimi. çünkü onun gözünden düşen 1 damla yaş benim 10 seneme bedel...