bugün

hani nefret duygusu bile olsa; umrundadır ama nötr bir duygu yani hiç bir şey hissetmemek artık...

varlığın da yokluğun da beni hiç enterese etmiyor, varlığın zaten bir şey ifade etmemişti ki; yokluğun hiç canımı acıtmıyor bundan sonra demektir.
aradaki bağları kopardığınız birisine söylenmesi muhtemel bir söz.
Nazım Baba'nın muhtemelen Bursa Zındanlarında yazmış olduğu o naçizane şiirin vuruş noktası.

(bkz: yatar bursa kalesinde)
içimde sana karşı artık ne sevgi, ne de nefret var tarzındaki söylemdir.
insan eğer çok acı çekmişse ve karşı taraf üzmüş, olmadık zamanlarda kırmış, mutsuz etmiş ise, yüreğin ince ince yanmış , bir çok kez şans tanıdıktan sonra hala aynı ise ,yapacak bişeyin kalmaması ve duyguların tamamen köreldiği noktada ,yeter artık denilen noktada, bardağın taştığı anda ,söylenecek son sözdür...
akla "bence artık sen de herkes gibisin" şarkısını/şiirini getirendir.
sözün muhattabı olan kişiyi yok saymak, görmezden gelmek,ve yaşanan her şeyi silivermek anlamına gelir. iyi yada kötü, olumlu yada olumsuz hiçbir şekilde varlığıyla sizi etkileyemeyeceğini beyan etmektir. kayıtsız kalmak, bakarken görmemek anlamına da gelebilir...
dün akşam ramiz dayının okuduğu muhteşem nazım hikmet şiiridir.
"seninle biz olduk mu ki buün hiç bişey olalım" diye cevap verilesi söylemdir.
sen bilirsin arkadaş çokdatın.
"artık seni güzel bulmuyorum, sana ne kazandıracak ya da kaybettirecek bilmiyorum, merak da etmiyorum... seni güzel bulmadığım gibi artık seninle ilgili hiç bir şeye ilgi duymuyorum. Beni heyecanlandırmıyorsun, beni seninle ilgili hiç bir duygu üzmüyor, hoşçakal..." duyguları içinde olmaktır.

fırtınalı bir başlangıç, fırtınalı bir aşk hikayesi diyelim... duyguların en zirvesi yaşanmıştır kimbilir, ancak savaşlardan yenik çıkıldıktan sonraki gelişen süreçte fırtınalı bir havada geminin batıp, dibe çökmesi gibi... sular durulur, her şey yerine oturur, tüm duygular biter yok olur... geriye ne sevgi kalır, ne kin ne düşmanlık... duygular nötrleşir.

hiç bir şey yaşanmamış gibi, sanki o insan hiç hayatında olmamış gibi bir duygunun içinde bulur yenilenler... değerler değersizleşir, küçülür, savaştan çıkmış bir ülke misali ya öylece viran kalır, ya da farklı hayatlara yelken açar duygular, geçmişle ilgili her şey silinir, biter, yok olur.
kişinin, hayatından resetlediği insanlar için kullanabileceği en uygun betimleme...

En güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
biri ötekisi...
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
Sana gelince...
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün...
Ne ben sana kızarım
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
düşman bile değiliz... *
derin ve ağır bir cümledir. insanı duvara bir çarpıp geri gelmiş gibi yapabilme etkisine sahiptir.
genel de hissettigim olaydir. hayatinda olmayan insana ne dusmanlik ne nefret ne de sevgi beslememek lazim.
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün...
Ne ben sana kızarım
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
düşman bile değiliz..
bir zamanlar adamın birisine bu şiirin sadece bu kısmını yazıp yollarsınız fakat o adamın kapasitesi yoktur ve anca ezel dizisinde duyunca olayı kavrar. yazık çok yazık. çok geç anlamışsın be yavrum. sahi sen kimdin. işte böyledir. eğer unutulmaz şiirler,romanlar yazdıysanız bir güzel bir yakışıklıyı bulun ve dizi çekin, anında duyulur sesiniz.
diğer bir formu: "sana karşı hiç bir duygu beslemiyorum; kin bile duymuyorum, nefret bile etmiyorum. sana karşı tamamen nötr' üm."
insan düşmanına nefret duyar nefret ise bir duygudur. "nefret bile edecek kadar değer vermiyorum sana" anlamındadır.

(bkz: ne acı)
"sana karşı iyi veya kötü hiçbir duyguyu beslemiyorum" durumunda söylenecek cümle.
'sevgi' kelimesinin zıttının 'nefret' olmadığını bilen birinin söyleyebileceği sözdür. *
aslında en büyük düşman olduğunu bildirir karşı tarafa.
ah nazım ezel'den mi tanınacaktın , dillere düşecektin..

bence şimdi sen de herkes gibisin ama sen bundan dolayı suçlu değilsin be nazım..
(bkz: sahtekar dostum olacağına delikanlı düşmanım olsun)
hataylı bir kardeşimizin arabasının arkasında görmüştüm eh kısmen benziyorlar.
Söyleyen kişinin söylenen kişiyi, artık hayatının hiçbir safhasında görmek istememsi sonucu, bu gerçeği kişinin suratına tokat gibi çarparken sarf ettiği söz.
o kadar degersizlestin ki gozumde, dusmanim olmayi bile haketmiyorsun demenin daha kibar hali. silmissinizdir o insani artik geri donus yoktur ikiniz icin de...
nazım hikmetin bir şiirinde geçen anlayana ağır söz.
SEN

En güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye
en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını
yer yer tırnaklarımla kazıdım
hatıralarımın camını..
En güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
Biri sensin,
biri o,
biri ötekisi..
Düşmanımdır ikisi..
Sana gelince...
Yazıyorsun..
Okuyorum..
Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın
bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazık!..
Ne kadar
beraber geçmiş günlerimiz var;
senin
ve benim
en güzel günlerimiz..
Kalbimin kanıyla götüreceğim
ebediyete
ben o günleri..
Sana gelince, sen o günleri -
kendi oğluyla yatan,
kızlarının körpe etini satan
bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun:
günde on kaat,
bir çift rugan pabuç,
sıcak bir döşek
ve üç yüz papellik rahat
için...
En güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
biri ötekisi...
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
Sana gelince...
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün...
Ne ben sana kızarım
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
düşman bile değiliz..
(bkz: nazım hikmet)