bugün

--spoiler--
ve belki de, beyaz atlı prens ile pamuk prensesin bulunmasıyla noktalanacaktır.
--spoiler--

herhangi bir andır. tıpkı bundan önceki yüzlercesine söylediğimiz gibi.

o değil de bluevelve bile anlatım bozukluğu yapıyorsa bu konuda onun da bir kalp taşıdığını anladım.

eksilerken daha bir merhametli eksileyeceğim.

edit: okumadan eksilemediğim için şanslı bile sayabilir kendini.
eğer sevdiğiniz kişiye söylediğiniz ilk "seni seviyorum" ise bir karşılık beklersiniz ister istemez, bende seni gibi yada ben hiç o gözle bakmadım gibi klişeler vs. ama gelecek tepki ne kadar geç gelirse, bekleyiş o zorlaşır. 1 saniye bir yıl olur 10 saniye 10 yıl. zor anlardır. güzel bir karşılık alıp o anların mutlu sonla bitmesinin ise bir garantisi yoktur.
''dudaklarımı dudaklarınla hisset''
ee ne yapalım durumu.
günlerdir belki de aylardır sizi kasıp kavuran sevgiyi haykırdıktan sonra bünyede bir rahatlama olur. kalbinizin presleniyormuş gibi hissetmeniz geçer onun yerine bir pamuk tarlasında yuvarlanıyormuşsunuz gibi bir his oluşmaya başlar.
söyleyip söylemediğinden emin olmak adına biraz düşünmek sonra rahatlamak bu anın içinde gerçekleşir.
karşılık varsa *
baş dönmesi, yüksek tansiyon , isal
eğer bir insanı gerçekten sevmeniz zorsa ve "seni seviyorum" u sadece gerçekten hissettiğinizde söylüyorsanız o anda hissettiğiniz ilk şey "hassiktir" diyen beyniniz ve "oha lan açıldı" diyen kalbinizdir. sonrasındaki sessizlikte ben de seni tarzı bir cevap duyulmazsa yapılacak en iyi şey "ya of o da bu tepkiyi verdi işte.duygusuz pezevenk!" demektir. zaten bunu dedikten sonra gerisi doğaçlama gelecektir.
eğer gerçek sevgiyse,
sevginin damarlarda hissedildiği andır.
kafanın boşluğunun tadının çıkarılmasıyla geçirilmesi gereken an. zaten o kadar gerilimi göğüslemişsin daha endişe yapmanın anlamı yok. Olumsuz cevap bile alsan o ikilem halinden iyidir hacı.
Eğer ki ben de seni cevabını alırsanız, dünyalar sizindir artık zaten. ama boş boş bakışır, ne yapacağınızı bilemezsiniz.***
yanıt gelmediğinde yaşanan mayhoşluktur belki de.
karşıdaki insan tersleyince ölü taklidi yapmanın pek işe yaramadığı kanıtlanmıştır denemeyin.
"sessiz bir nefes vermek istiyorum şimdi... "
karşındaki kızın gözlerine bakarken boncuk boncuk terlediğini hissedersin.
ilk defa bu sözü duyan kişi için hayatın durduğu andır.
reddedilirsen çok fena koyar. ne yapacağını bilemezsin. gitsen mi kalsan mı? konuşsan mı? ikiniz de titriyosunuzdur zaten. bidaha selam bile vermezsin sonra. evet, bunları yaşadım.
yıllar süren saniyelerdir.
karşındakinin daha hazır olmadığı durumlarda şu gibi kötü diyaloglar oluşabiliyor.

-pınar aşkım sana bir şey söyleyecem
-söyle aşkım
-seni seviyorum
(uzun bir sessizlik)
-te te teşş teşşekkür ederim aşkım.
(bkz: fırtına öncesi sessizlik)
o pembe bulut denilen sanal görseli görmek bir anda kanatlarım mı çıkıyor diye sormak içinden o şapşal gülümsemeyle etrafa bakmak ta görememek hiç birşey. şayet içtense ve yerindeyse...
kalbin hızlı çarpmasına nefes alışın hızlanmasına ve buna bağlı olarak ayaklardaki kanın çekilip beyne gitmesiyle çok hızlı düşünmenizi sağlayan durumdur.o an her ihtimal gözden geçirilir ve bir saniye bile sürmez:
-bende seni seviyorum.
-ciddi olamazsın.
-siktirgit lan.
-hahahahahaha.
-ama sen benim kardeşimsin.
-tamam o zaman sevişelim.

işte bu ve bunun gibi ihtimaller.
sayısı arttıkça hissettirdikleri azaldığından, bir süre sonra herhangi bir andan farksız olabilecek zaman dilimidir.
' ama ben seni arkadaşım olarak görüyorum' şeklinde yanıtlanırsa, seni seviyorum diyen kişidir en boktan anlarına bir yenisinin daha eklendiği anlamına gelir.
ilk defa söylendiğinde karşı taraf anında cevap veremiyorsa hayal kırıklığıdır.geçmek bilmeyen saniyelerdeki sessizlik belleklerden geçmez hiç bir zaman.
(bkz: sansür)