bugün

taşrada minik etek giymek ayıp sayılacağından dolayı şehire gelir gelmez bu isteğini yerine getiren taşralı hanım kızdır. büyük şehir zordur hanım kızım haberin olsun ama.
(bkz: hülya koçyiğit)
şehirdeki her mini etek giyen kız gibi onunda giymeye hakkı olduğunu düşünen ve bu yüzden giyen kızdır.
en az diğerleri kadar yakışmıştır.
bastırılmış duyguların açığa çıkması durumudur.
Sözümüz meclisten dışarı tekerleri yamuk bir skoda gibi yolda ilerlemektedir. Muhtemelen zihninin arka odalarında pretty woman adlı şarkı çalmaktadır. Kimseyi ilgilendirmeyen ancak gülme hakkımızı da elimizden alamayacak kadar özgür bir kişidir.
en az bunun kadar samimiyetsiz olan için buyrun;

(bkz: taşraya gidince başını örten şehirli hatun)
(bkz: kezban)
(bkz: tebdil i kıyafet)
(bkz: sözlükçülerin aslında demek istedikler)
(bkz: yazarların fantazileri)
(bkz: köylü kız fantazisi) *.
köye gidince basma giyen , yemen takan kızla aynı hisleri taşır.
belki kendini diğer kızlardan geri kaldığını hissettigi icin giymis olabilen kız.
kendini kandıran kızdır.
nasreddin hocanın fıkrasına nazire yapmak isteyen akıllı kızdır. ha bir de
reklamlarda "bir özgür kız var idi zaif-ü nüzar, yük belinde şikeste-i vüzar" sahi ona ne oldu.
neden ki, tasradakilerin gormesinde sakınca olan seylermi var diye sorsam ayıp olup olmayacagını düşünecegim kız tipidir.
(bkz: şehremini)
(bkz: mahalle baskisi)
türk filmlerindeki vazgeçilmez temalardandır.

mütevazi evinden zengin akrabalarının yanına, büyük şehre gelen kendi halindeki türk kizinin nedense hep sarışın ve fettan zengin kuzeni ile karşılaştırılması ya da ona olan özentisiyle karşımıza çıkar, ve dönüşüm başlar: piyanodan yürüyüşe oradan konuşmaya dersler alınır, ben donyanin en gozel garisiyam derken saç rengi açılır, kıyafetler değişir..

sonlara dogru, sonsuza dek mutlu yasamak icin olmazsa olmaz olsa gerek, bizim mutevazi kizimiz olur sana mini etekli bir "şeer garısı". suh ve fettan sarisin kuzen ise kaderine boyun egmek, yasamin kalan kisminda uzuntulere gark olmak durumundadir.

ancak hala anlayamadigim, tevazu icindeki kizin mini etekli bir suh sarisina donusturulmesi gelenekten gelenenin zaferi midir, yoksa geleneği avrupai yenilgiye boyun egdirmek mi.?
(bkz: köyden indim şehire)