bugün

yargıtay onursal başkanı sami selçuk'un 2 ağustos 2008 günü, akp için açıklanan kapatılma davasında alınan kararın, 24 ekim 2008 de yayınlanan gerekçeli kararındaki oylama biçimine göre, hiçlik olduğu yönündeki açıklamasının, doğru olduğunun ortaya çıkması.

http://www.ntvmsnbc.com/news/454961.asp

Dikkatle okunması temennisiyle durumu açıklamak istiyorum.

Sami Selçuk, uzun uzun anlattığı hukukta hiçlik durumunun şartları arasında bir ceza davasının kararının "oylanma kuralını" da sayar. Ki akp'nin kapatılma davası, ceza usullerinden kabul edildiği için ( bkz: gerekçeli karar) davanın karar oylanmasının da ceza usulüne uygun olmasının şart olduğunu belirtir.

sami selçuk,ceza davalarındaki karar oylamasının evrensel biçimine sokrates'in idam kararını örnek gösterir.

sokretes'i yargılayan mahkeme, yargıçlarına iki konuda kararlarını sormuştur.

1. soru: sokrates suçlu işlemiş midir / işlememiş midir: evet 281 / hayır 211'dir.

2.soru: sokrates'in cezası ölüm müdür: evet 311 hayır: 181

Burada 2. oylama da suç işlememiş diyen yargıçların, ölüm cezasını kabul etmesi durumunun hukuka uygunluğu önemlidir.

Buna göre akp kapatılma davasında sami selçuk 2 kararın oylanması gerektiği, ancak uygulanmadığını ve çıkan kararın hiç olduğu iddiası doğrudur.

Şöyle ki, gerekçeli karara göre alınan kararlar şunlardır.

"6 üye ; parti kapatılmasına
4 üye ; devlet yardımı kesilmesine
1 üye; partinin kapatılmamasına" yönelik oy kullanmıştır ifadesi vardır. (gerekçeli karar, sf.310)

Yani gerekçeli kararda, kararların oylanma usulü yer almamıştır. Ki alması şarttır.

Sami selçuk'un belirttiği ve aynı kararda anayasa mahkemesinin de kabul ettiği ceza hukuku üsüllerine göre ise karar alma şöyle olmalıydı:

1. soru: AKP laiklik karşıtı eylemlerin odağı mıdır: (partinin kapatılmasını isteyen ile devlet yardımı kesilmesini isteyen, odak olmuş olduğunu kabul ettiği için) evet 10 hayır 0'dır.

hayır sıfırdır çünkü haşim kılıç'ın bu soru için oyu yoktur.

2- soru: AKP kapatılmalı mıdır yoksa devlet yardımından mahrum mu bırakılmalıdır: 2 ihtimal oluşurdu.

a) evet 6 hayır 5 çıkarsa, ya da evet 7 hayır 4, evet 10 hayır 1 çıkarsa (1. maddede 10 kişi odak görmesi nedeniyle kapatılma için gerekli nitelikli çoğunluk ve/veya fazlası sağlandığı için) parti kapatılır.

b) evet: 5 hayır 6 çıkarsa, ya da evet: 4 hayır 7, evet:1 hayır 10 çıkarsa (kapatılma için nitelikli oya ulaşılmadığından kapatılmamasına ancak (burası önemli) 1. oylamada odak kabul edildiği için devlet yardımının kesilmesi kararı çıkardı.

3- herhangi bir ceza çıkmaması için 1. oylamanın da , nitelikli çoğunluğa ulaşmadan, hayır cevabının çıkması gerekirdi.

yani 1. oylama odak olduğuna dair 10 evet 0 hayır çıktığı için 2. oylama cezanın ne olacağı oylamasıdır, cezanın olmayacağına dair oylama değildir.

Ayrıca, selçuk,durumun netleşmesi için, gerekçeli kararın açıklanmasını beklemek gerektiğini; yukarıda dile getirdiği yorumu sadece anaysa mahkemesi başkanı haşim kılıç'ın basın açıklamasına göre yaptığını da belirtmişi.

Gerekçeli karara göre, akp ile ilgili karar, sami selçuk'un dediği biçimde alınmıştır. Yani ceza hukuku usulleri uygulanmadan alınmıştır. KIsacası aslında hukuken ortada alınan bir karar yoktur. Hiçlik vardır.
hakim kılıç'ın sorulmamış, hatta dava konusu nedeniyle sorulması imkansız bir soruya, (kapatılsın mı , kapatılmasın mı) "kapatılmasın" diye cevap vererek ortaya çıkan durumdur ayrıca.
anayasa mahkemesi, 12 eylülde anayasası darbe ile fesh edilmiş bir heyet olarak, darbecilere yaptıgı ziyaretin utancını bizler hala yasıyoruz, darbecilerin bir şeye ihtiyacınız var mı sorusuna, anayasası fesh edilmiş bir heyet olarak yerimiz yeterli degil demeleri ayrı bir garabet, kapatılan bir sendikanın binasının bunlara tahsis edilmesi ile geçip güzel güzel o binayı kullanmaları ise haya sınırlarının ötesi.

bu sabıkaları yetmiyor gibi birde 367 kararları ile utanclarına yenisini eklemekte çekinmeyen bu heyet, bu kararıda alır, baçörtüsü denilen kılık kıyafet yasasınıda meclisin yetkilerini gasp ederek iptal eder, onlara yakısır. demokrat tavır aslında bu heyete yakısmazdı, kişi yaptıgı ile anılacak, bu leke onlara yeter, meclisin yetkilerini gasp eden, darbe ortamında meclisi akamete ugratan bir heyettir.

(bkz: anayasa mahkemesi kendisine yakısanı yapmıstır)