bugün

bütün mahallenin çocukları toplanmış, hava hafif kararmaya yüz tutmuştur. bellidir yapılacak olan. o saatler saklambaç saatleridir.

başlanır. portakalı soyup başucuna koyma fasşlı bittikten sonra biri ebe olur. gel zaman git zaman bir kaç tur oynanır. bir zaman sonra diğer çocuklardan biraz daha küçük olan kardeşiniz ebe olmuştur. aksi gibi her el ebeleyenken bu el ebelenen olmuşsundur ve kardeşini kurtaramazsın.

tam 6 yaşındaki ufaklık ebe olmaya giderken göz göze gelirsiniz. olmaz ben abiyim dersin onun yerine ebe olurum. halbuki sende daha 10 yaşındasındır.

şimdi aklıma geldi de iyki kardeşimin yerine o günlerde hep ebe olmuşum. kimim var ki lan ondan başka.

bugün ben 28, o 24 yaşında. yine saklambaç oynasak ve yine o ebe olsa, tereddütsüz yerini yine alırım.
anne zoru ile yapılan hadisedir. kardeş ağlayıp annenize şikayet eder sizi. anne balkona çıkıp bağırır:

- jamal. oğlum. kardeşini hiç oynatmıyormuşsunuz. oynatsana kardeşini de.
+ oynuyor o da anne.
- ee oğlum hep ebe oluyormuş. hiç saklanmıyorum diye ağlıyor.
+ ne yapayım anne. saklanan herkes sobeleyince tekrar ebe oluyor.
- oğlum birazda o saklansın sen ebe ol hadi.
+ ya söylüyorum mala kalenden o kadar çok ayrılma diye anne dinelmiyor. ben neden ebe oluyorum ya banane.
- hadi oğlum bak ağlatma kardeşini. bir daha ağlarsa ikiniz de eve geliyorsunuz.
+ tamam.

kardeşe doğru yaklaşılıp:

+ bir daha seni oynattırmıycam lan salak. bir, iki, üç... önüm arkam sağım solum sobe.
insanın yaşı ilerlediğinde değerinin daha da iyi anlaşılacağı durum.