bugün

eski tadı vermeyen rapper.eski parçalarını hala severek dinlemekteyim
kartlar karışsın tadında şarkılar yapmasını beklediğimiz rapper.
albümümü netten çeken herkese hakkım helal olsun diyebilecek kadar mütevazidir aynı zamanda.
murathan mungan ın en güzel şiirlerinden biri.

--spoiler--

1.
Zaplar taşar Dersim koyaklarından
selleri kadife uçları mermi
ve günahına emanet edilmiş çocukların
adağıdır mermi çekirdekleri

2.
hangi izini sürecek şimdi bu dolaşık kimlik?
feodal, ince bir dal gibi
bıyıklarıma tırmanan
kendine tutkun göllerin o yaman geyiği
gizinin ormanına vardıkça
bize kendini aralayan
avlardan, avcılardan artakalan sahtiyan
açıklar tarihin kefenlenmiş gizini, bundandır seyrekliği
geçer devran, geçer günler, geçer ömür elbet
dağa çıkmış bir şairim ben
ah! kimsenin görmediği

3.
gözlerim, o demir ayazı
eski söylencelerin kutlu demircileri
masalımın lanetiyle dövmüşler gözlerimin rengini
bin ırmakla su vermişler, buza kesmiş,
bir ayaz gibi, kelepçelemiş kendine ateşini
gözlerim, şimdi kör dinlemesi

bu yüzden bakışlarımda süreğen o anlam gerginliği
gözlerimin seyrekliği nefti

boynumdaki hamayılla birlikte, kanayan bir yaz ikindisi
on yıldan beri

dövmegüllerle alnıma nişan düşüren o aşiret töresi
tarihin önünde huzura çıkar sual eder hüviyetini
yüreğim kar altındadır
cehennemler göçebe
ve bedenim, o sınır iklimi
gün gelir açıklar kendini
zaten kim yazabilir ki sanayileşmekte olan bir toplumun bütün cehennemini

doğru okunmuşsa kitaplar -bir hayat, 'çok kişi' yaşanmışsa,
artık her çelişkide bir dram güzelliği, bir ağıttan silkinen tragedya
inceliği, bir yanımda o yaman geyik -ormansız gezdiremediğim-,
sonra mürekkep karanlığı -yazarken yalnızlığım-,
tenimde buram buram sahtiyan -artakalan avlardan, avcılardan-
ve kaşımın tetiğinde titreşip duran nişan

yani ki eksik babalardır bazı çocukların bütün eşcinselliği

4.
susarsa dağ susar
intihar çağrışımlı uçurum - adımlarımızın çevresinde gezindiği
korkunun kuyu ağzı -, her kelam sessiz ustura - suskunlukların bilediği -
korkuyla andığımız koyaklar, mağaralar
sevmeye zaman bulamadığımız uçsuz bucaksız ova
sevdanı esirgediler bizden/ardımızda atlılar
yazla birlik başlardı kırların saltanatı, ömrümüzün nöbeti, ve jandarmalar
geri gelmiş çocukluğumuz gibiydi her şeye karşı duran evvelbahar
bir mevsimlik unutkanlıktır şimdi
bütün o gizli koyaklar,
mağaralar,
dağlar,
karanlıklar
karanlıklar

koca bir yaz korkusuz ve çocukça bir cigara içimi

5.
dağların kuytu tarihlerinde eşkıya künyeleri
her dağın bir duruşu vardır
asi gizleri, (unutulmuş, ya da kilitli)
bir ceylanlar tanır, bir göller, bir orman
tümünü kundaklamış sis
müfrezeler gibi akmış ovadan -bir kez bile ardına dönüp bakmadan-

elyazması sevdalarda artakalmış sahtiyan

6.
dağlardan öğrendiğim
sabrın bilgin duruşu
çetin yenilgilerden sonra benim olan yüreğim
yüreğim yani o mayın iklimi
korkusunda hudutların kanunu
kıblesinde senin o eşkıya suretin

7.
savrulan gençlik fotoğraflarında
şimdi birkaçı ölü
umudum rehinken
sevdalım rehin
ben nasıl bir rehin bedenin
gurbetinden sual ederim?

merak etme sen beni
iyiyim, iyiyim.

8.
kaldırıp başımızı okuduğumuz kitaplardan
birbirine değince gözlerimiz
değince gözlerimiz birbirine
okuduğumuzu anlardık
ya da her satır yerleşirdi şiirdeki yerine
kafamızda hiçbir belirsizlik kalmasın diye

elbet sığ yanlarım vardır benim de
işlemeye vakit bulamadığım, zamanın yetmediği
ya da başka şeyler
diyelim güneşle aramıza giren kara bulutlar gibi
şu mevsimsiz iklimler
yoksunsa küçük şeylerden, gündelik ayrıntılardan
hayatım ve şiirim
her sevdayı bir masal, her masalı bir destan
gibi yaşıyorsa yüreğim
gözlerimi sıklaştırıyorsa demir parmaklıkların gölgesi
duyarlığım mecbur geziniyordur şimdi
o mağrur dağ doruklarında
demek ki ne denli dirensek de sevgilim
tarihle yüzleşsek de
bitmeyecek bu kavga, bu feodal kasırga
demek ki
hükmü sürmektedir dağların coğrafyada
üzgün müyüm, dedin?
yoo, hayır merak etme sen beni

iyiyim, iyiyim.

9.
al yaramı bas bağrına
bilmem ki nasıl girilir bir mahpus toprağına
hangimiz dışardayız? -o da ayrı bir konu-
satırlarının arasında boş mermi kovanları dolaşmakta
tanırım sendeki bu hayın suskunluğu
bir aşiret çağrışımıdır başını önüne her eğişin
-kaldırdığında gözlerin bir başka-
her mektup yırtılmaktan zor kurtulmuş
her mektupta yarım kalmış binlerce şey
bana el uzatmakta
sanki iz sürmektesin göçebe geçmişinden, tarihin ivmesine
ve sanki der gibisin:
bin başlı, bin yanlışlı bir ejderhaydı mücadelemiz
yeniden ve yeniden geçirilecektir tarihin künyesine, mutlaka

şaşkın mıyım, dedin?
yoo, hayır merak etme sen beni
iyiyim, iyiyim.

doğu, bukağıdır cümle duyarlığımıza iyi bilirim.

10.
son mahpusluğum olacak bu, demiştin
bıyıklarını tararken çektirdiğin o resim
durmakta başucumda
-beni hayata karşı kollayan ömrümün son kalesi-
ve bu kez de ben sana
pek muhterem sevdiğim
şu fani suretimle
mahsus selam ederim

11.
(çelik kıvılcımlı atlılar geçiverdiler damarlarımdan nal seslerini bir ganimet gibi bırakıp,)

denizin sesiyle uyandım
bir yanım dağ rüzgârlarıyla terli -düşlerim-
bir yanım akdeniz kasırgası -o iklim-
mümkün mü? seni anımsadım elbet
daha doğrusu seninle uyandım
-doğunun o tütsülü soluğu, bir gece yarısı, Akdeniz'de, bir yaz dinlencesinde, uykumu bölerek, beni senin suretinle baş başa bıraktı.-

sabaha kadar uyuyamadım.

12.
sahiller boyu ay, gece yalnızlık
benzi solmuş sorular beynimin burgacında
ve bir şiir, bir dostun şiiri: "senin şakağına dayadığın tabanca
içinde büyüttüğün o gizli düşman
marksizmin yazılmamış bir sahifesi kadar kocaman
bir soru işareti kafamda"
soru işareti kafamda
bu şiirler, bu yaz, bu bitmemiş roman
yani bir eksikliğin söz konusu başarısı
kocaman yüreğimiz, kocaman ellerimiz, kocaman düşlerimizle
kurmaya çalıştığımız ilişkiler anlatısı
sonra adları kırbaçlanmış bilge kişiler
tarihin piçleri, marx, freud, nietzsche
ve şuramda o eski harf kalp ağrısı
ve soruyorum kendime
bir intihar cesaretiyle
nasıl inmişiz kendimize bir gece yarısı

ay battı batacak, deniz uykusuz
harmaniyemin etekleri dalga beyazı
aldırma be sevgilim! her hasrette vardır elbet yarım kalmış bir yaz fırtınası

13.
olmamış, eksik kalmış, ertelenmiş
kaç yaz gecesi terli ırmaklar gibi
artık kavuşamaz kollarım
artık hiçbir yazın yüzüme koyamayacağı o eksilmiş şey
hangi ayın, hangi yıldızın aynasına sırlanmış
ben nerde bulacağım?

ömrümün son kalesi de düştü
kaç kez yaz geçti üzerinden
kaçları mahpus oldu
şimdi ben, günahına emanet edilmiş bir mermi çekirdeğiyim
nefti seyrekliğindedir gözlerim ve yüzümün bir yanı nemli sahtiyan
sen bakma bana, aldırma sevdiğim
boynumdaki hamayılla birlikte
ben on yıldır iyiyim, iyiyim.
--spoiler--
rap konusunda bir hayli odun olan türk halkının ancak 10-15 sene sonra kanıksayabileceği rapper. 90lı yıllarda bile çok iyi sözleri vardı. muhtemelen Ceza ile birlikte sagopa yı adam eden gençlerden biriydi. sagopa denen adam ağız dolusu küfür ederken ceza ile birlikte en kaliteli sözleri yazan mc idi. yaş olarak ufak olmasına rağmen 90lı yıllarda her rapçi gibi sagopa dan çok daha iyi sözler yazardı, halen daha öyledir ama özenti ve bir o kadarda cahil kitleler bunu algılayabilecek kalitede değildir.

not: eksiyi yemişim yine cahil bir rap özürlüsünden. aç dinle amk 90larda sago nun sözlerini, bir de ceza ve sahtiyan ı dinle. kim kime ilham vermiş, kim kimi adam etmiş şarkıların hepsi duruyor hala. ezberden eksileyen apaçi sagocular araştırın biraz amk.
Türkcede sahtiyan; boyanmış deri anlamında kullanılır.
sahte isimli şarkısında arada çıkan hatunun söylediği şarkıya daha çok taktığımız repçi dayı. o aradaki ablanın söylediği şarkıyı bilen gören varsa bilgi paylaşımında bulunsun. benden +++rep alsın. hadi bakayım.
sahto man !

eskiden çok üretirdi ; keyifle dinlerdik hala dinletiyor '' kartlar karışsın '' ancak insan eski zamanları özlüyor.
piyasası bitmiş bir mc. eskiden ceza'dan sonra kalemi en sağlam rapçi idi. ne zaman ki saçma sapan beat seçimleri yaptı, sesine auto tune efekti verdi, zamanla silindi. hala dinletiyor. bir an önce eski tarzına dönüp piyasaya ateş gibi selam çakması dileğiyle.
sesi güzel ama abuk subuk tonlamayla söyleyen mc.
tatar boy şarkısı olan.
saiandan daha kültürlü bir rapçidir ama adını git gide piyasadan sildirmiştir. bir tek sagoyla featlerini ve diss'ini dinledim sago kadar kültürü var yav. saygılar.

edit:eksileyen orospu çocuğu sen de sahtiyan dinle de eksilediğine pişman ol. kodumun evlatları saiana toz konduramıyorlar. saygılar.
sabah sabah elli ekere kartlar karissin sarkisini dinledigim rapci.
sepilenerek boyanmış ve cilalanmış deri.
bir dönem sagopanın web masterı olan rapçi. o dönemler 19-20 yaşlarındaydı sanırım. ben de rap yapmak istiyorum mic check ricasına sagopa kayıtsız kalamamış, ona yolu açmıştır. iyi de yapmıştır. bir dönem kendisini o harika lirikleriyle az dinlemedik. tarzı sagopanın yanında pessimist stile kaymış, kendisine de sagopa junior denmesine sebep olmuştu. maalesef şimdilerde piyasadan silindi.

bunda ben sagopanın da payı olduğunu düşünüyorum. sagopa ile kavga eden sahtiyan cezanın tarafına geçmiş, bunun üstüne sagopa da onu disslemiştir;

rapte sahte yan,sahte kan, sahtoman
maslak yalısındakileri bilse napardı resepsiyonist baban
ve ağla lan rap hayatın bitti maymun çarli şarlatan
be dürzü burası senin havanı alan

sagopa sahtiyanı rap hayatını bitirmekle tehdit etmiştir. fuat ergine ceza ile birlikte yaptıkları düşünülürse sahtiyana da sektörde bir ambargo koydurmuş olabilir.

edit: sen ne diyon yarram. amk malı ya sana mı soracağım ne yazacağımı.
Evet bir zamanlar abi dediği adam ona büyük bir haysiyetsizlik yapmıştır doğrudur. Şimdi gerek yok o yapılanı burada yazmaya!

Ancak o haysiyetsizlik üzerine mutlu olmaya çalışanlar yaptıkları haysiyetsizliğin cezasını fazlasıyla çekmiştir.
https://www.youtube.com/watch?v=5zan_hfwS68

Seneler önceydi bunlar hep, seneler önce.