bugün

Haruki murakami'nin son derece güzel bir eseri. Tek solukta okuyabileceğiniz ve tabuları yıkmanızı sağlayacak kitap diyebilirim kısaca.
başta temkinli yaklastigim ama okuduktan sonra beni Murakami hayranı yapan kitap.
an itibari ile bitirdiğim, haruki murakami nin ödüllü, ilk başlarda sıkmaya ortalardan itibari ile aşırı gevşek bırakan, önce sersemleten sonra Sersemliği yüze vuran kitaptır.
on numara kapağa sahip olduğunu düşündüğüm, içeriği de bir o kadar başarılı kitap. hem okuması zevkli hem de farklı bakış açıları katıyor.
Hepimizin böyle çöküp gitmesi, dünyanın kurgusunun çöküş ve yitim üzerine kurulu olmasından. Bizim varlığımız o prensibin gölgesinden başka bir şey değil.
Rüzgâr eser. Hırçın rüzgârlar da vardır, insanın ruhunu okşayan rüzgârlar da. Fakat tüm rüzgârlar, gün gelir yitip gider. Rüzgâr cisim değildir. Havanın yer değiştirmesine verilen genel bir addır yalnızca.
Kulak ver, bu metaforu anlamaya çalış.
"sessizlik kulaklarla duyulabilen bir şey."

"yazmaktı önemli olan. yazılmış halinin, tamamlanmış halinin hiçbir önemi yok."

"dünyada bu kadar çok boş yer olduğu halde, var olabileceğin, sana fazlasıyla yetecek ufacık bir yer bile bulamazsın. sesleri aradığında, karşına çıkan sessizlik olur. sessizliği arzuladığındaysa durmak bilmeyen kehânet başlar. o ses, zamanı geldikçe, senin kafanın içindeki gizli düğmesine basar."

"insan kendisinin eksik bir parçasını bulmak umuduyla âşık olur. o yüzden de, âşık olduğu insanı düşünürken, kişisine göre değişmekle birlikte, az ya da çok hüzünlenir. çok eski bir zamanda kaybettiği, özlemle andığı, uzaklarda kalan bir odaya adımını atmış gibi hislere kapılır."

"şu dünyada insanlar can sıkıcı olmayan şeylerden hemen bıkarlar. bıkmadıkları şeyler ise çoğunlukla can sıkıcı şeylerdir."

"savaş başlayınca askere alınırsın. askere alınınca, elinde tüfekle cepheye gidip düşman askerlerini öldürmen gerekir. mümkün olduğunca çok sayıda. senin insan öldürmeyi sevmen ya da sevmemen, kimsenin umurunda olmaz. yapmak zorundasındır. aksi takdirde, öldürülen sen olursun."

"Farklı insanları severim. Şu alemde, yüzlerindeki sıradanlığı bozmamaya çalışarak, düzenli bir hayat yaşıyor gibi görünenler daha güvenilmez olur çünkü."

"Gözlerini kapatman, hiçbir şeyi değiştirmez.
Gözlerini kapattın diye, hiçbir şey silinip gitmez. Bu bir yana, gözlerini bir sonraki açışında herşey daha da kötüleşir. Biz işte böyle bir dünyada yaşıyoruz, Nakata.
Adam gibi gözlerini aç!
Göz kapamak, korkakların işidir.
Gerçeklere göz yummak çok alçakçadır.
Sen gözlerini kapatıp kulaklarını tıkasan bile zaman akmaya devam eder.
Emin adımlarla."

"Haddinden uzun düşünmek, hiç düşünmemiş olmaktan farksızdır."
(bkz: umibe no kafuka)
(bkz: kafka on the shore)
Haruki murakami'nin 650 sayfalık tuhaf eseri. 3 günde bitirdim ve aklıma takılanları not ettim. Spoyler içerik mevcut. *
1) 15 yaşında bir çocuğa bu kadar fazla vasıf yüklenmesi mantıksız geldi. Ne kadar kendini eğitirse eğitsin 15 yaşında bir çocuk, fazlası değil. Üstelik, onu eğitecek kimse yok çevresinde.
2) 15 yaşında karaktere bu kadar fazla cinsel fantezi yüklemek iğrenç bence
3) çocuk neden başka bir yere gitmeden doğrudan komura kütüphanesine gidiyor ki?
4) madem annesi olduğunu düşünüyor, neden cinsel yönelimleri engellemiyor? Düşüncesi bile iğrenç iğrenç iğrenç ötesi bir şey.
5) annesi ile ilişkiye hiçbir dolambaçlı yol olmadan giriyor. Oedipus ile karşılaştırıyor ama oedipus (bkz: Oedipus the king) bilerek yapmıyor bunu. Kaderin cilvesi olarak yaşıyor her şeyi. Babasını öldürmesi de annesiyle sevişmesi de bilinçli yaptığı şeyler değil. Ama kendi yaptığı şeyler. Kafka ise babasını öldürmüyor. O gece yaşanan şeyler açığa çıkmıyor. Fakat annesi ile bile bile yatıyor.
6)sakura'nın ablası olduğu yönünde hiçbir kanıt yok. Tamam, orada bir metafor var, abla olarak gördüğü birisi ile ilişkiye giriyor. Ama o bile gerçek bir ilişki değil. iğrenç sadece.
7) nakata'nın nasıl aptal olduğu açıklanmıyor.
8)tekrar ve tekrar, kafka'nın böylesine iğrenç cinsel fantezileri olması inanılmaz midemi bulandırdı. Hadi 18 yaşında olsa bir nebze daha normal karşılanır. Ama 'vücut eğitimine çok önem verdi, çok kitap okuyarak zihnini olgunlaştırdı' diyerek çocuğu büyük yapamazsın. Olmaz yani korkunç iğrenç bir şey bu. Öte yandan, 50 yaşında bir kadının 15 yaşında biriyle yatması da korkunç. Üstelik o kişi oğlu yahu. Bir bakışta anlar bir anne evladını. Okumak istemediğim yerler oldu. Ciddi anlamda midemde kasılmalar oldu midem bulandı. *
15 yaşımda okumuş olmaktan büyük mutluluk duyduğum Murakami'nin eşsiz romanıdır. Yazdığı için kendisine minnet duyuyorum. Spoiler vermeden fikirlerimi beyan etmek istiyorum;

Karakterlerin her birinde, kendimden parçalar buldum ve okuyan herkesin en az bir karakterde kendini göreceğine inanıyorum. Tam olarak kendisi olmasa da, içinde bulunduğu ya da daha önceden içinde bulunmuş olduğu bir durumun yansımasını görebilir. Daha da ötesi -tıpkı benim gibi- kendinden parçalar bulabilir. Bana kalırsa bu her romanda, her güzel romanda, bulunmayan nadir özelliklerden biri. Netice de bu özelliğe sahip olan her şey insanı değiştiriyor, yeni şeyler katıyor. Önyargılarımı, sahip olduğu insanı mest eden derinliğiyle sertçe yıkan bir romandı. Bir iki konuda kimseyle paylaşmak istemediğim şekilde fikirlerimi değiştirdi ve genel kültürüme katkısı oldu.

Daha fazla yazmak istemiyorum bu hususta, şimdilik.

T: tek kelimeyle eşsiz bir Murakami romanı
onca kavgaya odun attık birbirinize girmediniz de uludağ sözlük gibi bir yerde kitap yüzünden mi kavga ediyorsunuz?

arkadaşlar hiç emeğe ve emekçiye saygınız yok yemin ediyorum, siz niye böyle oldunuz ki?

neyse;

bir insan kitap analizini niye eksiler ayrıca. nasıl bir ruh hastası ibnelersiniz siz?
elmas ortamı geriyorsun bak, en hoşlanmadığım şey.

analizi beğenmediyse gelsin antitezini sunsun, sen şöyle demişsin ama o işin aslı öyle değil totoş desin.

hepimiz sonuçta medeni insanlarız. kurtulun artık şu mağara adamı kafasından.
Şiirden sonra okumayı düşünüyorum.
çok sevdiğim bir roma;.ndı, tekrar başladım. senaryonun güzel yanı şu ki;
hafıza oyunu gibi sürekli sizinle oyun oynuyor. edebi eserden çok; sinema filmi tex'i gibi sistematik algoritma yaratmaktan da,geri kalmıyor olması. vira bismillah.