bugün

sahi ay' a sert iniş yapıyordunuz ne oldu o iş?...
bir hatırlatayım dedim.

not: canı her gördüğünden isteyen ergen gibisiniz.
hadi ergenlerin "hormon" mazereti var.
sizin sallamalarınızda hormonlarınızdan mı?
Bizim roket elektrik motorlu.
Zamdan sonra çok yakar diye hareket ertelendi…
(bkz: imzalar atıldı ay bizim)
Yerli yolcu uçağında seyahat ederken bu konuyu düşüneceğim.
(bkz: bizim olmadığımız galaksi yok).
20 bin TL bütçe mi ay a kızkaçıran bile fırlatılmaz o parayla.
Dedi ki götür beni aya, aya, ayaouu...
merak edilendir. evet.
sertlik fıtratımızda var.
bu bence tamamen numaradan bir bahaneydi.. türkiye, somali'ye fırlatma üssü kurmak ve buradan hindistan'a kadar olan bir bölgeyi baskı altında tutmak istiyor. bu amacın hizmet ettiği başka bir olgu iran'ın 2500 km'ye kadar olan füze menzilini yakalayabilmek, diğeri de 280 nükleer başlığıyla türkiye'ye karşı tek ciddi tehdit unsuru olan paris'in "nükleere gerek yok canım, balistik füzemin menzili altındasın" mesajı vermek...

bunu öküz gibi bu şekilde söyleyecek halimiz yok, haliyle yok aya ineceğim, yok bilmem ne yapacağım diye ipe diziyoruz.

mesela ilginç bir şey daha.. hava savunma anlayışımız mecburen alt atmosfer seviyesinin üzerinden başlamalı.. şu an türkiye'nin hava savunması hisar-u ile belki dünyadaki en gelişmiş 10 ülke arasına girecek olabilir ama türkiye'nin sürekli bir mücadeleye giriştiği ülkeler dünyanın en gelişmiş 3 tanesinden ikisi.. neden siha? işten bundan dolayı siha..

işin elim tarafı, türkiye bunları orayı burayı işgal etmek için yapmıyor, kendi bütünlüğünü muhafaza edebilmek için yapıyor. yeni dünyanın düzeni bu derece yamyamca..