bugün

atatürk ün gençliğe hitabesini de anlamaz bu türk çocukları. neden acaba? dilde türkçeleşme çabalarından dolayı olmasın sakın. allah ım nasıl bir sözlük burası.
(bkz: gençliğe hitabe)
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

not: bizim türk gençliği osmanlıca sözlük kullanmadan bu metnin yarısını anlayabilsin ben de ingilizim.
herkesi kendim gibi bilgili zannettiğim için öğretmenlik yaparken sık sık şaşkınlığa uğruyorum. çocuk daha gaye kelimesini bilmiyor, yaygınlaştırmak kelimesini bilmiyor.

sen kalkmışsın bana müstevliler, tevhit edilebilir, bedhahlar diyorsun. bunları anlayamayı bırak hatasız okuyabilen on öğrenci olsun ben de irlandalıyım.

not: osmanlıca kaynaktan bitirme tezi yazmış bir insanım.
bu başlık altındaki saçmalıkları görse hamiyyetten gözünün yaşını tutamazdı herhalde. kitabı yere atacakmış kendini at; mümkünse yüksek bir yerden.
bütün safahat baskılarında günümüzde kullanılmayan kelimelerin anlamları veriliyor. çünkü dil yaşıyor, değişiyor, gelişiyor ama mehmet akif ersoy öldü. onu biliyoruz. tamam.
ne istiyorsunuz o da belli değil.
adam bilmemiz siir yazarken bu milletin dilinin değişeceğini.
yarak kürek konuşan yazar beyanatıdır.
ister sev ister sevme senin milletinin o dönem ki dili buydu güzel kardeşim. sonra tarihte örneği görülmemiş bir şekilde dilin kendi işleyişine müdahale edildi. hatta dile müdahale etmek için tdk isimli bir kuruluş meydana getirildi. yüzlerce yıldır kullanımda olan kelimeler yerine halktan uzak entelcikler tarafından ses yapısı bozuk. Cemil meriç'in tabiriyle uydurca bir dil türetildi. yani kusura bakma bir web sitesinde yazıyorum diye kendini otorite zanneden kardeşim. Akif'in evlatları bu dili de bu kitabı da gayet iyi anlıyordu kendi dil tarihini bilmemen senin mallığın.

Not: Akp'den tayyip'ten tiksinirim, siyasal islamcı falan değilim sadece kendi ülkesinin dil tarihini bilmeksizin atıp tutan dalyaraklara karşı konuşmayı görev bilen bir Türkiyatçıbaşka bir tabirle Türkologum.

Şimdi eksileyebilirsiniz.
o zamanın diline göre gayet anlaşılır yazan şairdir.
atatürk ün türkçesini eleştirmedim. atatürk ün türkçesiyle mehmet akif in türkçesi aynı demek istedim ve suç ikisinde de değil. suç batılılaşayım derken türkçe yi tasfiye eden ve gençleri kendi atasının sözlerine ve milli marşının sözlerine uzak eyleyen müstevlilerdedir.
Saçmalığa bak yahu. O zamanın dili bu. Değiştirenlere söylemek lazım. Gençlıge hitabe örneği de cuk oturmuş.
ben ısrarla bu kelimeleri kullanıyorum ama türkçe kitaplarında ısrarla uydurukça kelimeler geçiyor. suç gençlerde değil. bin yıllık kelime hazinemizi mahvedenlerde.
atatürk ün de ümmetçi olduğunu gösterir. vay canına.
harf inkılabından sonra devlet yayınlarıdnan çıkan kitaplara ilk aşamada 6 bin adet yabancı kelime (avrupai) derc edildi. bunların yarısından fazlası fransızca idi. o yetmedi tay ekleriyle (yargıtay, danıştay) moğolcaya başvuruldu. oda kafi gelmedi, sel sal ( işitsel,duygusal) diye bir şey icat ettiler ancak bu dili asla türkçe yapamadılar. imdi 70 sene önce kaleme alınmış türkçeyi anlayamamak kimin suçu acaba? atatürk ün mü yoksa akif in mi?
Değil de;
Türk Dil Kurumu'nun değerli (!) faaliyetleri ile Türkçe gibi durmayan (!) sözcüklerin dilimizden atılmasından mütevellit anlaşılamayan şiirlerden şairi sorumlu tutan varlık (!). Neyse anlaşıldı umarım.
Konu, Mehmet Doğan'ın Yüzyılın Soykırımı kitabında işlenmiştir. ilgilenen varsa bakabilir. işte bazı bölüm başlıkları:
Türkçe'nin ölüm ve sürgünü...
Kur'an'a "Fransız Kalma"nın Öztürkçesi...
Dilde geciken uyanış...
Hala kalkıp ziya gökalp gibi bir kabiliyetsizi göstererek bu niye anlaşılıyor yeaa diyen embesillerin olduğunu görmemizi sağlayan başlık.
Halbuki siyasal islamcı falan olmadığımı belirtmiştim. hala ümmetçi diyor millet. Şunu da belirtmek gerekir ki Türk Dili ve Edebiyatı eğitimini akademik olarak dünya edebiyatı ve edebiyat teorisi eğitimlerini kendi imkanlarıyla almış biri olarak Akif'in de bugünün sanat anlayışına gram uymadığını söylemek boynumun borcudur fakat ne düşünce adamı olarak ne edebiyatçı olarak en küçük bir yetenek emaresi gösteremeyen ziya gökalp adlı insanın basit olmaktan öte bir niteliğe sahip olmayan manzumelerinin akif'in şiirleriyle karşılaştırılması beyin yerine bir kaç tutam saman taşındığının göstergesidir.
Her işi de bilmeyin amına koyayım bırakın işin ehilleri konuşsun.
sanırım mesela anlaşıldı. ne akif i ne de mustafa kemal i eleştirmiyoruz. onları anlamayan gençliğin eğitilmesini istiyoruz. bu maalesef çok zor çünkü adeta onları anlamayalım diye zamanında saçma sapan kelimeler, ekler getirilmiş dilimize.
her neyse daha yapacak çok işimiz var.
türkçe neydi?

türkçe binlerce yıllık kelimelerin toplamıydı. tasfiyeye gerek yoktu.
nutuk'un orijinalini okumamış cahil yazar beyanı.
güzel kardeşim, her dönemin semantik(anlambilimsel) karşılığı olan bir dili vardır. yani senin fransız kaldığın safahat'taki nesirler, şiirler o dönemin günlük konuşma diliydi.
2013 hatta 2014 olduk neredeyse, bugünden elini ta 90 yıl öncesine uzatıp onlara hareket çekiyorsun. komik.
--spoiler--
tam anlıyorken araya bir arapça sözcük sıkışır, kitabı yere atarsınız.
--spoiler--

doğrudan arapça değildir dilimize arapçadan geçen kelimelerdir. tdk ya göre 6497 adet kelime dilimize arapçadan geçmiştir.
senin safahatta gördüğün kelimeler osmanlıca kelimelerdir en fazla öz türkçe kelimeler yani.
te amerikadaki ünlüleri ezberleyinceye kadar, yabancı şarkıları ezberleyinceye kadar safahat okumak isteyen insan o dönemi anlamak isteyen insan pekala bunu başarabilir.
sözlükteki bugüne kadarki hiçbir baslık bunun kadar geri zekalıca değildir . sözlüklerdeki batı özentisi aptal yazarlar bile artistik yapmak için eski dile ait kelimeler kullanıyorlar, sonra da takdir topluyorlar . bu ne çeliski?

mehmet akif kahin olmadıgı için geleceği görememistir, dili degistirip onu anlasılmaz hale getirenler utansın .

behey beyni sikilmiş, git tevfik fikret ve cenap sahabettin oku . onlar araplardan nefret ederler , yine de dilleri mahmet akif' ten daha ağırdır .
mehmet akif'e laf atacak kadar yobazlaşmak zor olsa gerek bir müslüman türk evladı için.
türk çocuklarının geri zekalı olmadığını bilen şair. yalnız şu sözüde anlamamazlıktan gelmemek lazım;Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren, bırak kardeşim tahsili ; git önce edep, haya öğren.
öyle bir derdi olduğu pek sanılmayan, başarılı bir şairdir.