bugün

küçükken anneme koşup, '' anne biz zengin miyiz? '' sorusuna 'evet' yanıtını aldıktan sonra mahalledeki arkaşlarıma bozuk para fırlatıp '' alın karnınızı doyurun aç köpekler '' dediğim yaşlardaydım.
henüz çok küçüktüm...

her gün yazdığım cinaslı kafiyeli şiirlerimle mahalledeki kızların kalbini kazanarak popülaritemi onların eteklerini kaldırarak taçlandırıyordum. o güzel ve temiz günleri özlememek elde değil. ah benim mütevazı, duvarlarına siyasi yazılar yazanı elektrik çarpan, sokaklarına balgam atanı rögar çukurlarına çekip hayatına son veren mahallem..
yanında çıraklık yaptığım hilmi ustanın sürekli 'işçisin sen işçi kal' mısralarını mırıldanmasından bıkıp meme uçlarını penseyle sıkmak istediğim güzel mahallem..
senden ayrıldığım günden bu yana artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. evet.. artık biz senden taşınmıştık.

yeni mahalleme hiç alışamıyordum. yaşıtlarım sigara içiyor, şiir bile okumadan kızların eteklerini kaldırabiliyordu.
her okul çıkışında yolumu kesip bana da o pis, insanın ruhunu utangaç yarınlarından soğutan, o ölüm kokan sigaradan bir fırt çektirmeye çalışıyorlardı. kaçıyordum.. ciğerlerim ölümü arzularmışçasına kaçıyordum.
ama o minik ve geleceğe hızla koşan adımlarım yeterli olmuyordu. beni yakalayıp önce dövüyorlardı. sonra da eteklerini kaldırdıkları o arı maya bakışlı kızların önünde dizleri yamalı kadife pantolonuma işiyorlardı.
evet.. hiçbir şey istediğim gibi gitmiyordu artık.
derste bildiğim konu hakkında parmak kaldırdığımda öğretmen yüzüme bile bakmazen, hiçbir bilgim olmadığı konuda odun sobasının içine saklansam bile beni bulup tahtaya çıkarıyordu. sınıf maçlarında arkadaşlarımın çektiği şut gol ya da az farkla dışarı çıkıyordu. buna karşın benim çektiğim şutlar hep atatürk büstünün kafasına isabet ediyor, terörist muamelesi görerek bir de bu yüzden dayak yiyordum.
doritos paketlerinden arkadaşlarıma charmander, balbazar, pikachu çıkarken bana Psyduck çıkıyordu.

ah benim güzel mahallem..
cehennemleşmiş yüreklerin imparatorluk kurduğu bu lanetli mahallede artık daha fazla duramazdım. artık okula bile gitmeden mahallenin dışında keşfettiğim bir ormanlık araziye kaçıyordum ve hayatımın akıbeti hakkında uzun uzun düşünüyordum. artık her gün bu ormana kaçar olmuştum. her gün yanımda getirdiğim araç gereçlerle de ufak bir kulube inşaatına başlamıştım.
günler geçtikce kulubem daha hazır hale geliyordu. profesyonel bi hırsızı bile kıskandırıp göz yaşlarına boğacak bir performansta evden çaldığım yatak takımını da artık kulubeme taşımıştım. annemin acımasız bir zebani gibi beni her sabah 07.45'te uyandırmasının ardından artık yarım kalan uykumu bu kulubede tamamlıyordum. kulubemi o kadar benimsemiştim ki; bir gün bu kulubeye bir kız yakışır diyerek o kötü mahalleye sırf bunun için geri döndüm.

çirkin ya da güzel kız farketmezdi..
farketmezdi işte, sadece yuvamı ısıtacak bir dişi meleğe ihtiyacım vardı.
mahalledeki o kötü çocuklarından yakayı son anda kurtarıp kuytu bir köşeye yumulup saklanmış kızı işte tam bu sırada gördüm.
savaşçı tarzına aşık olmuştum adeta. o kötü, ciğerlerine kara umutsuzluklar çeken, kötü geleceklerini norveçli balıkçılar gibi ören çocuklarla savaşıp kurtulduğu her halinden belliydi. altındaki eteği kaçarken arkasında bırakmıştı, üstündekilerde yırtık pırtıktı.
kedi yavrusu gibi gizlendiği bu oyuğa girip, ' beni takip et' dedim. sen de kimsin demesine fırsat tanımadan patlattım aruz ölçülü şiirlerimden birisini. şiirin ardından bi baktım ki artık benim önümden koşar olmuştu.

yuvamızdaydık..
o'nun güvenini kazanıp sadece yuvamızda tutmak istiyordum. aradan saatler geçtikce şakalaşıyor ve ormandan topladığımız kozalaklarla bilye oynuyorduk. artık yorulduğumuzu anladıktan sonra yuvamıza tekrar döndük. güvenini o kadar kazanmıştım ki birlikte uyuma fikrimize bile 'hobaleeeyy xd' tepkisini vermişti.
buraya kadar her şey masumane ilerliyordu. derken eteğinin olmadığını hatırlamamla yorganın altına girip popişine baktım. çok utanmıştım.. bu yaptığım çok ayıptı. o an kulubemi benzinle yakıp içinde can vermek istiyordum. ama irademe yenik düştüm ve popişine bi şaplak patlattım. o kadar çok kızdı ki civcivlerini koruyan tavuklar gibi beni geri püskürttü. artık ayrı yatmak zorunda kalmıştık. pişmanlık, utanç derken ikimiz de uykuya dalmıştık. çok geçmeden de rüyaya daldım.rüyamda tam ayıp şeyler görürken bulutların arkasından gelen o ak sakallı dedeyi gördüm. az önceki şaplaktan çok pişman olduğumu ve bunu nasıl yeneceğimi sormak için depar atarak salya sümük sakallarına sarıldım.
sırtımı sıvazlaması bana huzur ve güven veriyordu. ağlamam geçtikten sonra beni yine kendisi gibi beyaz ve tüğlü bir masaya oturttu. tam da karşımda oturuyordu. tanrım sanırım cenneteydim! o kadar huzurluydum ki.
laf lafı açarken, sohbetimiz devam ederken bir anda üstündeki beyaz örtüyü ve elindeki asayı yere fırlattı. hemen akabinde de yüzündeki sakalı çıkarıp masaya bıraktı. sakalının takma olduğunu görmemdeki şaşkınlığımı daha atlatamadan bu sefer cebinden çıkardığı ray ban gözlükleri de gözüne takarak bana doğru piç bir sırıtış attı.

- dede bu tip n..
+ tut bakalım şunu. ( masanın altından 2'şer duble rakı çıkarır)
- neden böyl..
+ bırak şimdi beni de, bi kız hiç öyle mi düşürülür len?
- ne düşürmesi dede zaten pişmanım deme öyle amk
+ kes zırlamayı gıran giresice.
- ak dedeyi istiyorum ben hüğğ.
+ bana bak len. uyanınca gidip üzerine atlayacaksın tamam mı? sonra bi tokat bi tokat ehe. istemezse bir daha istemezse..
- yeteeer duymak istemiyorum yuaa. Euzü billahi mineşşeyta.. tövbe bismillah amin. ya git
+ ben senin piç dedenim evlat. (yavşak bir şekilde sakız çiğneyerek)
- o ne demek?
+ yani ben öyle sayısal numaraları, dini nasihatlar.. o tür işlere bakmıyorum.

velhasılı bu piç dede bana artık musallat olmuştu. ailemle gitmediğim hoca, gitmediğim medyum kalmadı.
yıllardır hayatımın belli dönemlerinde rüyalarımda görünüp bana piç nasihatlar verip yönlendiriyor. bazen gerçekten haklı olduğu mucizeler de çıktı. şu anki eşime deliler gibi karşılıksız aşıkken bu yine bana görünüp;
'' git en yakın arkadaşıyla çık sonra da anlarsın ya ehe. senin hatun sana kendisi gelecek'' dedi. dediğini yaptım arkadaşlar. sonrası entry ve nick uyumu.
http://galeri.uludagsozluk.com/r/dedeler-4143/
(bkz: üstün açık kalmış canım tüm gece)