bugün

sadece bir kez izleyebildiğim mükemmel film. bir daha izlemek yemedi.
overrated mıdır bilmem ama gerçekten güzel bir filmdir.

soundtrackini söylemeye gerek yok zaten...
Bir hayatı, düşülmüş yanlış durumların hayatı nerelere götürdüğünü anlatan final müziğiyle insanı koparan bir filmdir kendisi. mutlak izlenmesi gereklidir.
overrated filmdir.

beklentinizi düşük tutun ki keyif alasınız.
gerek müzikleri gerekte konusu güzel bir filmdir. izlenmeme kaygısı güdülmemiştir. istenilen şey filme açık ve net olarak aktarılmıştır diye düşünüyorum.
asmis güzellikte soundtrack'ini o kadar sevmeme ragmen, her youtube videosu veya haber'de duydugum icin, bende kusma etkisi yaratmaktadir. resmen tecavüz edilmistir güzelim soundtrack'e...
anlayabilene eğitici bir film. anlayamayana sıkıcı.
darren aronofsky harikalarından biri. önce film izlenir, sonra müziği her duyulduğunda tüyleri diken diken edecek şekilde hafızaya kazınır, dolayısıyla haberlerde çıkan en sikko olaylar bile bu müzik eşliğinde verildiğinde, insanlar rahatlıkla aslında hepimiz öleceğiz tribine girerler. jennifer connelly ve jared leto filmin başarında ağızdan sular akıtarak izlenir ve son olarak da buzdolabı sahnesi nesiller boyu anlatılır, anlatılmaya da devam edecektir.
-hary, can u come today?
repliği ile hatırladığım, insanı derinden etkileyen film.
filmden sonra bir süre pesimist takılabilirsiniz. hayat anlamsız, dünya kasvetli gelir. ama geçiyor sonra.
çok acayip bi filmdir. mevsimlere göre ruh hallerine bürünürsünüz. önce baharla beraber film oldukça relaks başlar, pek bi sorun yoktur uyuşturucu dışında. sonra yaz gelir. yazla beraber uyuşturucu öyle anlatılır ki " acep neylesem, nerelerden bulsam" tarzı düşünceler siz yoklar. kötü şeyler aklınıza gelmez, zevkliymiş bu iş dersiniz. güzle birlikte işler biraz kötüleşir. kış geldiğindeyse kahramanlarımız komple batakta debelenmektedirler. işte bundan sonra da" uyuşturucu kakaymış, kullanırsan kolun koparmış, orospu olurmuşsun" mesajı verir ve iğrenç bi şekilde biter. ayrıca kadının ısrarla içine girmeye çalıştığı kırmızı elbise dışında hiç canlı renk yoktur. sadece müziğiyle bile insanı s.kip atabilecek bi potansiyele sahiptir.
izledikten sonra hayatınızda radikal kararlar alabileceğiniz mutlaka izlenmesi gereken harika müzikleriyle soluksuz izleyeceğiniz bir gerilim filmi.
başlarda sıkıcı gelmesine rağmen, zaman geçtikçe ve mevsimler soğudukça insanın kalbini sıkan sahnelere sahip güzel ile mükemmel arası ama mükemmel diyemeyeceğimiz filmdir. film için en kısa özet ise; ibretlik paylaşımdır.
durduk yere adamın amına koyan bir filmdir.
herkesin izlemesi gerektiğini düşündüğüm hatta film arşivi olanlara sorduğum filmlerden bir tanesidir. filmi kuzenime izlettiğimde ise aldığım cevap beni yerle bir etmiştir
-nasıldı?
+uyuşuturucu içersen böyle olur işte
sadece film uyuşturucu veya madde bağımlılığı etrafında dönmüyor insan psikolojisini ince ince işlenmiş.
izlememiş olanlara şiddetle tavsiye ediyorum..
olağan üstü bir filmdir. insan psikolojisinden tutun, zararlı alışkanlıklara; uyuşturucudan tutun, aile ilişkilerine; yani genel olarak toplumun genel sıkıntılarına geniş bir bakış açısı ile bakarak, olası bir sonu bize apaçık bir şekilde gösteren, oyuncuların performanslarıyla harikalar yarattığı bir başyapıt... kesinlikle izlenmeli.

(bkz: jared leto)

ek: açılıştaki mükemmel müzik; http://www.youtube.com/watch?v=g7vF8zGeljA
görsel
bir diğer örneği için (bkz: the basketball diaries)
oyuncuları:

Jennifer Connelly, Jared Leto, Marlon Wayans, Ellen Burstyn, Christopher McDonald, Dylan Baker, Keith David, Ben Shenkman, Sean Gullette, Ajay Naidu, Mark Margolis, Samia Shoaib, Denise Dowse, Louise Lasser, Abraham Abraham, Abraham Aronofsky, Aliya Campbell, Allison Furman, Bill Buell, Bryan Chattoo, Charlotte Aronofsky, Chas Mastin, Diana Berry, Eddie De Harp, Gregg Bello, Henry Stram, Jack O'Connell, James Chinlund, Janet Sarno, Jimmie Ray Weeks, Joanne Gordon, Leland Gantt, Marcia Jean Kurtz, Michael Kaycheck, Nina Zavarin, Olga Merediz, Peter Maloney, Robert Dylan Cohen, Shaun O'hagan, Stanley Herman, Suzanne Shepherd, Te'ron A. O'neal
izledikten sonra vücudunuz tepki vermeye başlar; mideniz bulanır birkaç gün, hissedersiniz adeta yaşarsınız sizde o hikayeyi. oyuncularında karakterlere cuk oturması ve rollerinin hakkını vermesi tartışmasızdır.
sonunda çocuğun atv habere çıkması beklenen film.
harika muhteşem bir film falan filan.
ama uçuklatıcı cinsten. uyuşturucuyu görsem tanımam, hayatımda sigara içmedim, alkol de olmasa aklıma gelmez ama yok lan, korktum. kahveyi bıraktım valla. o gün bugündür ağzıma sürmüyorum, kolayı da bırakıcam en yakın zamanda. bütün alışkanlıklarımdan vazgeçiyorum. neme lazım.
bir the basketball diaries değil.

(bkz: the basketball diaries).
clint mansell abimiz sağ olsun inanılmaz müzikler yapmıştır, filme çok fena da bir hava katmıştır. sonu güzel bitmişti fakat o 4 canki sonra ne oldular diye hala merak eder dururum. kız patladı o aşikar, zenci abi seks kölesi olmaktan beter oldu, garip ana pilottu, esas oğlansa tek kolunu kaybedince harikalar diyarına uçmuştu bile...
olağanüstü kelimesinin film hali...